/18\ Sözlerin Bedende Oluşturduğu Tezatlıklar.

435 15 24
                                    


Söz dediğin böyle tutulur dedim, söz verdiğim üzere saat tam gece 00:20'yken paylaştım. Dayanamadım bir de tabii. Ama nolursunuz yorum ve vote atın lütfeeen. Sizleri seviyoruum :* Multimedia: Kerem Karaca. İkizi değiştirdim, çünkü Ecrin'le daha çok benziyorlar :* Şarkı da benim en best sevdiğim şarkı ;)

Bu arada hala sorularınızı diğer bölüme bekliyorum :* 


İşlek caddeyi gören balkonumda yumuşak sandalyemde oturmuş, öylece etrafa bakınıyordum. Bugün cumartesiydi ve birkaç saat sonra hastaneye tahliller için gidecektim. Oradan da planım halama geçmekti. Onu cidden özlemiştim. Ve Ozan'a da ihtiyacım vardı. Ha, bir de özür borcum.

Saatim sekize doğru gelirken, yorgunlukla kafamı katlamış olduğum dizime yasladım. Gece birden beri uyuyamamıştım ve sürekli şu not kağıdını düşünüyordum. Ama anlamlandıramıyordum. Bariz Berk'e yazılmıştı. Sevgin mi sözün mü?

Sözünü anlayabilirdim. Yani tam olarak olmasa da. Ama sevgin kısmına anlam veremiyordum işte. Sevdiği biri olabilir miydi? Hoşlandığı biri? Bunu sanırım kendim öğrenemeyecektim. Ona da soramazdım. Kime sorabilirim ki?

''Bunu öğrenmenin bir yolu olmalı...''

Elimi boynumun arkasına götürerek düşünmeye devam ederken arkamdan gelen bir sesle yerimde sıçradım. ''Neyi öğrenmenin?''

''Koktum ya,'' diyorken ben, Kerem balkondan içeri girdi ve karşımda ki sandalyeye oturdu.

''Konuyu dağıtma,'' dedi Kerem tek kaşını kaldırarak.

Hemen başka bir şey söylemek için düşünmeye başlarken ''Ha, sen şeyden bahsediyorsun,'' dedim. Gözlerimi kaçırdım. ''Ozan'ı diyorum ya,'' dedim bir an sonra aklıma gelen şeyle. '' Dün oraya gelecek diye anlaştık ya hani, gelmedi. Soramadım da dün-''

''Karşında salak mı var senin Ecrin?'' Kerem'in onda ilk defa gördüğüm yüz ifadesiyle sustum.

Sonra hiç yalan söylemeden direk konuya girdim. ''Berk'in aşık olduğu birisi mi var?'' Aslında aşkla bir alakası yoktu, yani kağıtta sevgin diyordu ama bir anlık şeyden ağzımdan böyle çıkmıştı.

Kerem ilk önce şaşırarak kaşlarını kaldırdı. Daha sonra bir kahkaha patlattı. Ondan beklemediğim bir tepki almamla gerilediğimde, ''Aşık mı, Berk mi?'' dedi ve kahkahaları ardı ardına gelmeye başladı.

Utanıp kızardığımı hissettiğim de, ellerimle yüzümü kapattım. ''Pekala, unut gitsin.''

Kerem hala bana bakarak ciddi olup olmadığımı ölçüyor, ama kızarık bir suratla karşılaşınca yine kahkaha atıyordu. Oturduğum yerden kalkacağım sırada, masada duran elimi tuttu ve beni engelledi. ''Tamam, tamam.''

Ciddi görünmek adına tek kaşımı kaldırarak ona baktım.

''Ama ilk önce ben bir şey soracağım,'' derken Kerem, biraz olsun kahkahasını bastırabilmişti. Artık biraz daha ciddiydi. ''Bunu kendin için mi soruyorsun?'' Cevap vermedim, o da beklemedi zaten. Artık benden bile ciddiydi. ''Bak eğer öyle bir şey varsa, ki olmasın, cidden mutlu olmazsın Ecrin. Bak senin ikizinim, senden herhangi bir başka konudan daha üstün değilim. Yaş olarak bile. Ama bir ilişkin olacaksa bile, bu kişi asla ama asla Berk olamaz. Anladın mı beni?''

İçimde bir yerde, benden habersiz ve benden izinsiz yetişen o umut, artık kardeşimin bu düşünceleriyle yok olmuştu. Benim zaten bu kadar büyük bir beklentim yoktu. Olur muydu, o sorunun cevabını bilmiyordum ama Kerem'in böyle demesi beni biraz kırmıştı açıkçası.

Artık Benimsin! #Wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin