Iyi okumalarr. Yorumlarınızı dört gözle bekliyorum :*
Aleyna kaşlarını kaldırarak cevap beklerken Arda'nın gözü bir yere dalmıştı. Bense sadece ikisini izliyordum. Şuan tek bir kasımı dahi hareket ettiremeyecek durumdayken belimden çekilmemle dengem altüst oluverdi. Refleks şekilde Mert'i hızlıca ittirince bir anda Arda'yı karşımda buluverdim. Ayağa kalkmış daracık alanda arkamda duruyordu.
"Ecrin?" Dedi Mert şaşkınlıkla.
Ona nasıl bir açıklama yapacağımı bile bilmiyordum.
Aleyna'da ayağa kalkarak yanımıza geldi. Böylece harika bir dörtlü oluşturmuş olduk. Bir yanımda eski sevgilim, bir yanımda yeni sevgilim ve karşımda hiçte dost canlısı görünmeyen kuzenim. Ne harika ama...
"Ah, demek yeni sevgilin! Bizi tanıştırmak için zahmet etme kuzen..." duraksayarak elini Mert'e uzattı. "Ben Aleyna."
Mert tereddüt ederek bana baksa da henüz heykel halimi atlatamamıştım. Elleri gereğinden uzun süre birlikte kalınca Mert kibarca elini kurtararak o korktuğum hamleyi yaptı; Arda'ya döndü.
Panik bir anda tüm bedenimi ele geçiriverdi. Arda'nın şuan Mert'i burada öldüresiye dövmesi için hiçbir engeli yoktu ellimdeki tepsiyi kafasına geçirerek Mert'e süre kazandırmam ise imkânsız gibi duruyordu.
Arda'nın elini dostça Mert'e uzatmasıyla tökezledim "Ve bende Arda Başaran-"
"Kuzenim!" Dedim çabucak. "oda kuzenim! Bizi ziyarete gelmişler, ne kadar da tatlı..."
Üçü de aşırıya kaçan sevinç gösterime şaşkınlıkla bakarken gülümsemeye çalıştım. Ne diyebilirdim? Evet, Arda Başaran... Hani şu beni terk edip giden ve hayata küsmemi sağlayan sevgilim. Pardon, eski sevgilim.
Arda'dan karşı bir hamle beklemiyordum, tehdit dolu bakışlarıma karşı koyamazdı. Ama Aleyna tabii ki boş durmadı. "Eee-"
"Hadi siz artık gidin." Dedim sırıtmaya devam ederek.
Aleyna etrafımızda dolanarak sandalyeye oturdu. "Bir frambuazlı pasta yemeden şuradan şuraya gitmem."
'Seni deşerim' bakışlarımla ilerledim ve sandalyesinin arkasına ellerimi koyarak kulağına eğildim. "Bu sürtük ifadeni çok iyi tanıdığımı biliyorsun, bana işlemeyeceğini de biliyorsun. Peki, neden hala buradasın?"
Aleyna öne eğilerek benden kurtuldu. Arda'da karşısına oturunca hiç etkilenmemiş gibi omuz silkti. "Ee sen garson değil misin? Aleyna pasta istedi."
Arda'nın aşağılayıcı sözlerine karşılık masanın üzerinden üzerine atlamamak için savaş vermem gerekti.
"Hemen getiriyorum." dedi Mert.
Sevgilimin eski sevgilime hizmet etmesi şu hayatta isteyeceğim en son şeyler arasındaydı herhalde. Hatta bu en son isteyeceğim şeyler arasına bile girmezdi. "Hayır!" dememle Mert duraksadı. Eğer ben gidip getirirsem bu kez de o Arda'yla baş başa kalacaktı.
Gülümsedim. "Hadi birlikte gidelim."
Arda rahatça eski yerine oturarak bir ayağını diğer dizine attı "Bende viski alabilirim."
Elbette böyle bir yerde içki satılmayacağını bilecek kadar zekiydi, bilerek yapıyordu beyefendi. "İçki servisimiz yok."
Sesim o kadar düz, o kadar kaba çıkmıştı ki Mert bir an dik dik bana baktı. İfadesiyle toparlanarak şeker kız halime büründüm. "Seni şakacı şey. İşte Arda böyledir, ailenin akıllanmak bilmeyen yaramaz çocuğu."