Multimedia'da bulunan Ulaş'a merhaba deyiin!!
Neyse yeni bölüm yayında, Sahur vakti uyumayanlar, kalkanlar varsa sürpriz olsun dedim inşallah sevinirsiniz :)
Son zamanlarda düşüşe geçmiş sayılardan hiç ama hiç memnun olmadığımı belirtmek istiyorum bir sonraki bölüm eğer bolca yorum ve oy olmazsa bölüm gelmeyecek, tarzı tehtitler beklemeyin. (korkuttum mu ?? :D) Bu tür şeylerle sizi zorlayamam. Sadece yorumlarınız, oylarınız beni mutlu ediyor bilmenizi isterim :) Yoksa 3 kişi bile okusa ben yazarımda paylaşırımda :)
Öpüldünüz :* İyi okumalar :D
Araba sürme konusunda iyi olsam da hız yapınca her zaman kontrolü kaybeden bir manyağa dönüşürüm. Ve şuan benden daha manyak görünen Açelya'ya olan bakışlarım sanki olabilirmişçesine biraz daha açıldı. Kocaman kocaman gözlerle ona baksam da anlaşılan beni pek takmıyordu ki hızını biraz daha arttırdı.
"Sarışın" dedim yutkunduktan hemen sonra. "ehliyeti nereden aldın demiştin? Kasaptan mı güzelim?" diye cırladım sonunda.
Bana dönerek kötü kötü bakınca "önüne dön!" dedim hemen uyararak. Bu hızla kaza yapma olasılığım %50 yi aşıyordu, bir de Açelya'nın manyak sürüşünü ekleyin. Kesinlikle ölüme çok yakınız.
Hayır anlamıyorum, Arda Başaran gibi araba manyağı birinin kuzeni nasıl bu kadar pervasızca araba kullanabilir? Sinirli olduğu için mi böyle yapıyor? Hah, ne güzel yarım saat önce tatlı tatlı birbirimize sarılmış iyi kız moduna geçmiştik. Ne vardı tekrar cadılaşacak?
"Ecrin" dedi bu kez yola bakmaya devam ederken.
"hım?" dedim biraz ileride fark ettiğim ışığa bakarken. Umarım oda fark etmiştir.
"Sana ehliyet aldığımı söylememiştim" der demez kırmızıyı önemsemeden gaza basmaya devam etti.
Bir süre öylece mal gibi kaldıktan sonra en çirkef halimle Açelya'ya döndüm "kızııım" diye cırladım önce.
Yüzünü buruşturmasına karşılık devam ettim "sen kendini Hızlı ve Öfkeli'de sandın herhalde?"
"Dominic Toretto'ya ba-yı-lı-rım" Diye haykırdı karşılık olarak.
Derin bir nefes alarak arkama yaslandım "az önce delirmiştin nefes falan alamıyordun ne güzel, hadi geri dönelim bak söz bu sefer ayılman için uğraşmayacağım" dedim dalgaya vurarak
"hıh" diye bir ses çıkarttı "ne kadar korktuğunun farkındayım Kraliçe, boşuna uğraşma"
Kollarımı kavuşturarak uzun zaman önce sormam gereken soruyu fark ederek ona baktım "nereye gidiyoruz?"
"Küçük piçi ziyarete"
Küçük piç mi? Yüzümü buruşturarak tekrarladım "Küçük Piç?"
"Küçük üvey piç" dedi tamamlayarak. Açelya'nın kardeşini ziyarete mi gidiyorduk yani? Ah, harika. Yeni bir kriz için hazırlansan iyi olacak Kraliçe.
***
"Geldik" Ani freniyle eğilerek camdan önünde durduğumuz okula baktım. Açelya bu kez yavaş yavaş sürerek okula girdi ve uygun bir yere park etti.
"Okulunu nereden biliyorsun? Hem belki evde de olabilir" dedim boş gibi duran okula tereddütle bakarak.
Söylediklerimi önemsemeden kapıyı açarak çıktı bende arkasından inerken eve gittiğimde üzerime rahat bir şeyler yerine mini etek ve bol t-shirtümü giydiğim için kendime dua ettim. Gerçi bu hazırlık akşam yemeğinde Arda'yı görme umuduylaydı ama neyse artık. Hem Arda demişken onlar ne yapıyorlardı acaba? Telefonumu da almamıştım, kahretsin.