26) Artık aynı tarafta mıyız?

1.5K 100 39
                                    

Bir sonra ki bölümde yani defilede görüşmek üzeree :) İyi okumalar :*

Masumluğun beden bulmuş hali karşımda mışıl mışıl uyurken bir saniyesini bile kaçırmamak için olduğum yerden kıpırdamıyordum. Çünkü az sonra uyanacaktı ve masum kelimesinin 'm' harfi bile üzerinde kalmayacaktı. Düzenli soluk alıp verişini ses kaydına almamak için kendimle savaş verirken bir kaç tane daha fotoğrafını çektim. Eğer bana inanmaz ve yine Arda'yla giderse, bu kez tamamen onu kaybedecektim. En azından bir kaç fotoğrafı kalmalıydı...

Daha fazla riske girmeden telefonumu kapatarak cebime koydum, uyanırsa ve beni kendisini çekerken görürse dünyayı başıma yıkardı. Ah, zaten bunu her şekilde yapacaktı ama...

Gözümü kırpmadan onu izlemeye devam ederken gürültüyle açılan kapının sesiyle ayağa fırlayarak Ecrin'i kontrol ettim. Burnunu kırıştırarak düz yönünü değiştirip yana döndü, uyanmadığı için derin bir nefes alırken kapıda duran Vedat'a döndüm. "Sessiz ol." diye fısıldadım ona doğru ilerlerken.

Başını sallayarak onay verdi ve açık olan kapıdan geçmem için bana alan tanıdı.

İkimiz çıkar çıkmaz kapıyı olabilecek en sessiz halimle kapattım. Vedat konuşmaya başlayacakken onu kolundan tutarak Ecrin'in uyuduğu odadan biraz ileriye sürükledim. "Rahatsız etmeyin dedim! Buna rağmen ne diye pat diye giriyorsun!"

Öfkeli sesimle çocuklarda işlerini bırakarak bize dönerken Vedat derin bir nefes aldı "Bir sorun var Ulaş, Arda kızın kaçırıldığını öğrenmiş. Senin yaptığını da."

Bunun olmasını tabi ki bekliyordum, sadece bu kadar çabuk değil. Yalnızca yarım saat olmuştu, yarım saatçik. "Zamana ihtiyacım var, nerede olduğumuzu öğrenmemeli."

"Bir kaç yere baskın yapmaya başlamışlar bile, en fazla 1 saate burada olur. "

Sözleriyle öfkeyle ona yumruğu geçirdim "Öğrenmemeli!"

Bu kez arkada duran Cüneyt konuştu "İyi de adamım zaten buraya geleceğini biliyordun, neden kızı dağ evine falan kaçırmadın ki."

Ona ters bir bakış attım. "Çok zekisin gerçekten, bunu neden düşünemedim ki?"

Vedat bana bakmayı sürdürürken onu süzdüm, bir sorun daha vardı. Ama o bunu söylemeye korkuyordu. "Ne oldu Vedat? Söyle kızmayacağım" dedim bir an önce ötmesini umarak. Vakitlerimden çalıyordu!

Boğazını temizledi "Arda..." dedi önce, başka bir şey olamaz zaten.

"Eee" dedim sıkıldığımı belli etmeye çalışarak.

Dudağını dişleyerek bir süre düşündü, söylerse ya da söylemezse neler olur onu tartıyordu. Sonunda karar vermiş olacak ki ağzını açarak bir çırpıda konuştu "Arda girdiği her mekanımızı yakıyormuş."

Sözleri yüzümde bir gülümsemeye neden olmuştu. "Mekanlarımızda bir şeye benzese, eski depolar..."

Küçümsememe karşılık başını eğerken odadan gelen kırılma sesiyle herkesin bakışları oraya yöneldi. Anlaşılan Ecrin uyanmıştı.

"Burada kalın." der demez yürümeye başladım.

Ecrin kapıdan içeriye adımımı atmamla elinde duran yastığı bana doğru fırlattı, yastık yüzüme isabet etmeden yakalayarak hızlıca konuştum "Sakin ol, sana zarar vermeyeceğim."

Kaşlarını çatarak beni dinlemeden atacak yeni bir şeyler aradı. Ama odada yalnızca bir koltuk ve başka bir şey olmadığını fark edince geri geri yürümeye başladı "Sakın dokunma bana!"

Mükemmeli'MHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin