38) İlk gün

1.2K 75 32
                                    

"Kalkmayı düşünmüyor musun?"

"Hayır." diye bağırdım net bir şekilde. Bu kız ne zaman beni yalnız bırakmayı öğrenecek?

"Geri dönmüş ve seni geri kazanmak için seninle bile savaşacak bir eski sevgilin var. Ona değer verdiğin halde b*k gibi hissetmesini sağladığın bir yeni sevgilin var, intikam almak için gelmiş ve savaşa sonuna kadar hazırlıklı kaçık arkadaşların ayrıca yönetmen gereken bir okul?"

Söylediklerini sindirmek için bir süre bekledim. Süre uzamış olacak ki yatağın bir köşesine oturarak bana tatlı bir şekilde gülümsedi. "Ee, işe nereden başlamayı düşünüyorsun?"

Konuşmam gerektiğini anladığımda aklıma ilk gelen şey söyledim. "Mert beni asla affetmeyecek."

Gülümsemesini sürdürerek elime dokundu. Eğer şimdi rahatlatıcı bir şeyler demesini bekliyorsanız, Açelya Başaran'ı tanımamışsınız demektir. "Elbette affetmeyecek. Sen ona yalan söyledin, gözünün önünde başka biriyle öpüştün ve seni iyi biri sanıyordu."

Gözlerimi devirdim. "Sen arkadaşım değil misin? Beni rahatlatman gerekiyor! Sonsuza dek bu odada mı kalmamı istiyorsun?"

Odaya kısa bir bakış atarak tekrar gözlerimizi birleştirdi. "Yalnızca ayağa kalkmanı istiyorum. Partide o sürtüklerin canını okuyacağını söyleyen Ecrin nerede?"

Derin bir nefes aldım. Yarın okul açılıyordu, bu durumda Mert'ten af dilemek için az zamanım kalmıştı. Evet, önce sevgilimi geri kazanacaktım sonra nasılsa devamı gelirdi. Yataktan aniden fırlamamla Açelya sıçradı. İki saniye içinde kıyafet odama uçmuştum. Oda arkamdan gelirken "Ee, önce hangi işten başlıyorsun?" derken kapının pervazına yaslanmıştı.

"Güzel bir kahvaltıyla başlamayı düşünüyorum." dedim sırıtarak.

Kefen, Barış, Açelya ve ben sessizce kahvaltımızı yaparken düşüncelere dalmıştık. Elbette sorunları olan bir tek ben değildim. Açelya düşüncelerimi okumuşçasına çayından bir yudum alarak "Bugün Barış ve Kefen, Cem ağabeyle toplantı yapacak."

Toplantı kelimesi bana hep ciddi gelmiştir, oysa aynı aile içinde olanların neden toplantıya ihtiyacı olsun ki?

"Neyle ilgili?" dedim merakla.

Kefen omuz silkti. "Ben yalnızca olası bir kavgayı engellemek için gidiyorum."

"Kavga falan olmayacak." dedi Barış net bir şekilde.

Ortada dönen konuşmadan hâlâ bir şey anlayamıyordum.

"Biriniz açıklayabilir mi?"

Barış çatalını bıraktı ve bana gülümsedi. "Ağabeyimin yaşı ilerlediği için şirketin başına geçmek istiyor. Babam kabul etmedi tabii ve abimin babamı alt etmesi için hisselerime ihtiyacı var."

Aile problemleri... Elbette.

Başımı salladım. "Anlıyorum."

Açelya iç çekerek yemeyi bıraktı. "Bir de kardeşine hisseleri kaça satacağını sor bakalım."

"Açelya." diye uyardı Barış. "Abimden para alacak değilim. Zaten tüm hisseler onun hakkı."

Dayanamayarak sordum. "Neden böyle düşünüyorsun anlayamıyorum." Sonuçta şirket babalarınındı yani baba hem Cem abinin hem de Barış'ın babasıydı.

"Çünkü öyle." dedi Barış. "Abim ilk kez benden bir şey istiyor ve bunu yapacağım."

Konuşmamızı kapının sesi böldü. Kimin geldiğini görmeden önce Barış'a göz kırptım. "Sadece şimdi için düşünme, bu işin ileriside var."

Mükemmeli'MHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin