Bazı anlar yok olup gitmek istersiniz. Anide kaybolmak ve hiç yaşamamış olmak... Akın adımlarını bana doğrulttuğu an yok olmak istedim. Hiç buraya gelmemiş olmayı, beni görmemiş olmasını istedim.
Beynim vücuduma kaçma sinyalleri verirken siyah gözleri beni hapsetmiş , hareket etmemi engelliyordu.Bir adım daha atarak aramızdaki mesafeyi azalttığında nefesimi tuttum.
Ellerini yavaş bir hareketle kaldırarak çeneme getirdi. Soğuk elleri kısa bir süre çenemi okşayıp, biraz sonra dokunuşunu sertleştirerek çenemde sabitledi.Gözleri gözlerimi adeta delerken korkuyla karışık garip bir his sardı bedenimi. Ela gözlerim siyaha karşı zayıf düşüp kendini kaçırdı o yoğun renkten. Kafamı yere indirmem ile çenemdeki baskıyla beraber tekrar kalkması bir oldu.Tekrar buluştu gözlerimiz. Tekrar beni hapsetti siyahın arkasında yoğunlaşan duygular.
Elini çenemden çektiğinde tuttuğum nefesim hızlı bir şekilde kendini geri bıraktı. Bununla birlikte vücudumda hızlı bir çırpınış başladı. Bütün bunları aniden hızlandıran ise sınıfta yankılanan kahkaha sesi oldu.Korkuyla kısılan gözlerim şaşkınlıkla açıldı.
" Korkak ama güçlü görünmeye çalışan kız modeli. Sıradan." diye fısıldadı alayla bana bakarken.
Konuşmak istiyordum fakat kelimeler birbirine dolanmıştı sanki. Ağzımı bile açamıyordum.
" Aynı zamanda ayağıma basmaya cesaret edecek kadar aptal ." diye devam ettirdi aşağılamasını.
Ellerimi biraz daha sıkarak karşılık verdim hakaretine.
" Ama haklısın küçük kız. Benden korkmalısın. Korkacaksın da çünkü sen de-"
"Senden korkmuyorum serseri." ağzımdan çıkan sözlere vücudum da şaşırmış olacak ki bedenimde telaşlı bir koşuşturma başladı.
" Naptın sen aptal !" diyerek karşı çıktı iç sesim.
" Ne dedin sen ?" alayla kıvrılan ağzı düz bir çizgi halini almış, gözleri daha da koyulaşmıştı.
" Senden de , o iğrenç tehditlerinden de korkmuyorum. Az önceki yaptığın şey-"
" Ney ?"
Yüzümün kızardığını hissediyordum.
" Şey... Çisem ile yaptığınız..." konuşmamı aramızda kalan küçük mesafeyi de kaldırarak bana doğru eğilmesi böldü.Biraz sonra nefesini yüzümde hissettim.
"Kimseye bundan söz etmeyeceksin.Eğer bu uyarımı dikkate almazsan o zaman seni bitiririm. Hem de nefes almana bile fırsat vermeden."
Ne? Seni bitiririm mi ? Seni bitiririm demek beni öldüreceği anlamına mı geliyordu ? Nefes almama fırsat vermeden ha? Aptal, ölürsem nasıl nefes alabilirim ki! Bir dakika ölmek mi ? Bunu yapamazdı değil mi ? Tamam gözleri yaparım diyordu ama ah!
Kolunu boynuma dolamasıyla iki kat bir şaşkınlık ile donakaldım.
Nefes almayı unutmuş, hareketsiz bir biçimde dibimde olan serseriye bakıyordum. Kalbim atıyor muydu ondan bile emin değildi. Bunun nedeni, elimi ayağımı titreten tehditi miydi yoksa bu kadar yakın olması mı, işte orası tartışılırdı. Büyük ihtimalle ikisininde payı büyüktü. O kolunun boynumda ne işi vardı ? Ve neden bu hareketi beni garip hissettiriyordu ?
" İnek, çıkabilirsin. Bir rahat bıraksaydın da işimizi rahat rahat halletseydik." deyip geri çekildi Akın. Gözlerimi kırpıştırıp Akın'ın arkasından görünen Evla'ya getirdim gözlerimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRADAN ( DÜZENLENİYOR )
RomanceÖnceden her şey o kadar SIRADANDI ki... Yeni şehir, Yeni okul, Yeni bir başlangıç, Gittiği okulu himayesi altına alan üç büyükler. Serseri grubu, basketçi grup ve çalışkan grup. Nazlı'nın sıradan hayatı üç büyüklere de takılması ile değişiyor. Se...