Nefes almadan koşmaya devam ettim.Aniden ayağım bir şeye değince dengemi kaybedip yere düştüm. Düştüğüm yerde sinirle elimi zemine vurdum.Her şeyin üstüne bir de sakarlığımın olacağı tutmuştu! Kısılan gözlerimi zeminden çekip olduğum yerde gezdirdim. Etrafta insanlar yoktu.Bos uzun bir yol, yaklaşık yirmi dakika önce geçtiğim küçük cadde dışında bir araba bile yoktu.Nasil bir yere gelmiştim ben ? Daha önemli bir soru da vardı ki bu halde bu tuhaf yerden nasıl kurtulacaktım? Elimi kızaran dizimin üzerinde gezdirip, diğer elimle yerden destek alarak sızlayan dizime aldırmadan ayağa kalktım.
Sırtımda olan çantamı elime alıp , telefonumu çıkardım. Kimi arayabilirdim? Kim yardımıma gelirdi ? En iyi seçenek babam olduğu gibi , en tehlikeli seçenekte babamdı. Babam içindeki şefkate rağmen sert ve otoriter bir adamdı. Servisten bilmediğim bir yerde indiğimi öğrense önce benim , sonra da babamın izni olmadan beni indirdiği için servisçi abinin yakasına yapışırdı. Hayır , asla babamı arayamazdım.İkinci en sıcak seçenek olan abimi düşündüm. Ondan yardım istersem , nedenini irdeler ve nefes bile almadan Evla'nın saldırırdı. Şuan için iyi bir seçenek gibi görünse de onlarla muhattap olmasını istemiyordum. Hem ben de cezasız atlatamazdım bu olayı.
Son seçenek ise Begüm kalıyordu fakat bu da saçma bir seçenekti. Daha yeni tanıştığım birinden yardım istemek doğru olmazdı.
Ah ! İş yine başa düştü anlaşılan.
" Siz o üç büyükler ,sizden nefret ediyorum.Nefret !" sinirime hakim olamadan karşımdaki ağaca dizimi geçirdim ve anında acıyla tekrar yere çöktüm.
Salak Nazlı .Salak.
Bir süre yerde dizim ile uğraşıp hem de ne yapacağımı düşündüm. Şuan için en mantıklısı, az önce geçtiğim caddeye çıkıp bir otobüs bulmaktı.
Evet, başarabilirsin Nazlı !
Kanamaya başlayan dizime aldırmadan ayağa kalkıp seke seke yürümeye başladım.
Aradan geçen yarım saate rağmen ne bir yol , ne de bir araba bulabilmiştim. Umudum tükenirken kafamı yere eğip yürümeye devam ettim.Kararmaya başlayan hava canımı daha çok sıkarken kafamı kaldırdım. Yolun ilerisinde parlayan ışıklar bana tekrat umut olurken adımlarımı oraya yönelttim.
Büyük pekçok parlayan camı olan bir yerdi.İçeriden gelen yüksek sesli müzik ise buranın eğlence mekanı olabileceğinin bir işaretiydi. Heyecanla büyük binanın etrafında dolaştım. Sonunda önünde iki adam görünce sevinçle yanlarına gittim.
İnsanları görmek ne güzel şeydi !
" Afedersiniz , acaba otobüs durağı var mı yakınlarda ya da bir taksi ?" dedim birbirleriyle köyü bir muhabbete girmiş iri adamların arasına girerek.İkisi birden aynı anda kafalarını bana çevirip baştan aşağı beni süzdüler.
" Otobüs mü?" adamın uzatarak söylediği kelimeye gülmeye başlamaları kafalarının iyi olduğunu anlamama yetmişti. " Biz seni götürelim evine tatlı kız. " dedi adamlardan biri elini omzuma koyarken.
Sen bunlara insan dedin ama bunlar bildiğin hayvan çıktı Nazlı !
Omzumu geriye çekip gözlerimi kıstım.
" Sübyancı bozuntuları. Yaşınızdan utanın be!" deyip sağlam dizimi adamın karın boşluğuna geçirdim. Şaşkınca bakan adam gerilerken diğer adam saçımdan çekti. Acıyla inlerken hızlıca elimi çantama götürüp , çantamı adamın üstüne savurdum. Adamların şokundan fırsat bilerek çantamdan çıkardığım biber gazını rastgele yüzlerine doğru sıkmaya başladım. Adamlar acıyla ellerini gözlerine götürürken geriye çekilip gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRADAN ( DÜZENLENİYOR )
RomanceÖnceden her şey o kadar SIRADANDI ki... Yeni şehir, Yeni okul, Yeni bir başlangıç, Gittiği okulu himayesi altına alan üç büyükler. Serseri grubu, basketçi grup ve çalışkan grup. Nazlı'nın sıradan hayatı üç büyüklere de takılması ile değişiyor. Se...