Odada yankılanan melodili ses ile gözlerimi araladım. Gözlerimi tam açamadan elimi telefona götürüp, alarmı beş dakika sonraya erteledim. Telefon elimden kayarken gözlerim tekrar kapandı.
"Çirkin! Uyansana. Servisin geldi, çabuk!"
Aniden gözlerimi açtım. Abim okul lakosunu üzerine geçirirken konuşuyordu.
" Saat kaç?" dedim yataktan fırlayıp.
" Kaçmıyor yerinde." dediğinde gözlerimi kıstım. " Evet, yine komiksin."
" Abiye karşılık verilmez. Kalk , servisin aşağıda." dedi adımlarını odamdan uzaklaştırırken.
" Ne !" diyerek dolabımdan formalarımı çıkardım.Alarmı ertelememiş miydim ben ? Neden çalmamıştı ?
Eteğimi kalçamdan geçirirken sıçrayarak banyoya attım kendimi. Saçlarımı rastgele tarayıp, hızlıca tekrar çıktım.
Biraz sonra koşar adımlarla kendimi evden dışarı attım. Kapının önüne geldiğimde sinirle sırtımdaki çantayı yere indirdim. Servis yoktu! Bir beş dakika beklese ölmezdi değil mi ?
Çantamı yukarı kaldırıp içerisinden telefonumu çıkardım. Rehberden babamı bulup, arama düğmesine bastım.
Üçüncü çalışta telefon açıldı.
" Hayırdır kızım , sabah sabah ?"
" Baba hiç sorma ya. Servisi kaçırdım."dedim sıkıntıyla.
" İkinci günden ? Kızım neden dikkatli olmuyorsun!"
" Benim suçum yok. Alarm çalmadı." diyerek bütün suçu alarma attım.
" Neyse o zaman. Ben de önemli bir toplantıya gireceğim, alamam seni. Otobüsle git."
" Neye binmem gerekiyor ?" dedim yüzüm düşerken.
Babam ve toplantıları...
Telefonu kapattığımda durağa doğru yürümeye başladım.Her ne kadar servisi kaçırdığıma üzülsem de , kısa bir mesafe olsa da yürümek iyi gelmişti.Durağa geldiğimde babamın dediği otobüsü beklemeye başladım.
Kısa bir süre sonra gelen otobüse bindim. Şansıma otobüs kalabalıktı. Sıkıntıyla iç çekip ortalara doğru ilerledim. Oldum olası otobüsleri sevmiyordum.Kalabalık otobüsleri ayrı bir sevmiyordum.
Kulağıma kulaklığımı takıp listemdeki şarkıları gezmeye başladım. Türkçe şarkıların yeri, ben de her zaman başka olmuştu. Bıkmadan tekrar tekrar dinleyeceğim birçok şarkı vardı.
Teoman'dan ' Aşk kırıntısını' açıp dinlemeye başladım. Şarkım bittiğinde omzumda hissettiğim elle hızlıca kafamı çevirdim. Kafamı çevirmem ile Begüm ile karşı karşıya gelmem bir oldu.
" Hey Nazlı, senin ne işin var burda sen servisle gelmiyor muydun? " dedi gülümseyerek.
" Servisi kaçırdım malesef.Aynı şeyi ben de sana sorucaktım asıl senin ne işin var otobüste ?"
" Ben hep otobüsle geliyorum zaten." dedi.Biraz düşündükten sonra devam etti." Haa heralde bu kadar şaşırmanın nedenini anladım.Sana söylemeyi unuttum.Bende burslu okuyorum." dedi gururla gülümseyerek.
Şaşırmıştım.Ama Begüm çok zekiydi burslu okuması çok normaldi.Daha da mutlu olmuştum.O da benim gibiydi.Yanında daha rahat davranabilirdim.
Okuldan gelmeden önceki duraktan indik.Sohbet ederek okula yürümeye başladık.Okula geldiğimiz de birden herkes bize özellikle de bana bakmaya başladı.Bu durumdan çok rahatsız olmuştum.Fakat dün bütün gece kafamı yorup, kimseyi takmama kararı almıştım. Bugün de bunu uygulamam gerekiyordu.
Begüm omzuma vurdu." Yine çok havalısın kardeşim, baksana uzaydan gelmişsin gibi bakıyorlar." dedi gülümseyerek.
Bende dayanamayarak güldüm.Bu çevredekileri daha fazla sinir etmiş olcak ki ikimizi birden yiyecekmiş gibi bakmaya başladılar.
Biraz ileride toplanan kalabalık grubun giyim tarzından serseri grubu olduğunu hemen kavradım.Her ne kadar bakmamak için çabalasam da gözüm o tarafa kaydı. Gözlerim karşılaştığı manzara ile tekrar önüne dönerken yüzümü buruşturdum.
Bir kızla oğlan grubun ortalarına geçmiş, herkesin içinde öpüşüyordular.Begüm önce serseri grubuna sonra bana baktı. " O kız Çisem. Okulda adı çıkan bir kız. Oğlan ise Mertcan. Akın'ın sağ kolu. Yaklaşık bir yıldır Çisem ile beraberler. Serseri grubu rahattır. Takmazlar pek böyle şeyleri. Ama bence de iğrenç görünüyorlar." deyip tekrar önüne döndü.
Daha da tiksinmiştim serseri gruptan.
Gözlerim farkında olmadan tekrar oraya kayarken grubun en başında , bankın üzerinde oturan kişiye kaydı gözlerim. Siyah gözleri, yeşil gözlerimle birleşince anında gözlerimi kaçırdım. Ancak onun üzerimdeki bakışlarını hala hissediyordum. Bu durum beni rahatsız etti ve adımlarımı hızlandırdım.
" Bu buradan bitmedi. Görüşeceğiz." birkez daha aklımdan geçti sesi. Unutamıyordum bir türlü. Gözlerini, sesini, tehditini. Ama korkmuyordum. Ne olursa olsun uzak duracaktım ondan.
Sınıfa geldiğimiz de evden aceleyle çıktığım için saçımı doğru düzgün toplayamadığımı hatırladım.Bi dakika ben yüzümü bile yıkamamıştım.Begüme lavaboya gitmem gerektiğini söyleyerek koşarak lavoboyu aramaya başladım.Kimseye görünmemeye çalışarak zar zor lavaboyu buldum.Yüzüme baktığımda gözümde çapak vardı.Ve saçım berbat durumdaydı.
Ah! Bravo Nazlı sana. Millet okula makyajla gelsin. Sen daha bir yüzünü bile yıkama.
Aklıma Akın ile göz göze geldiğim gelince utançla dudağımı ısırdım. Bu gözlerle. Çapaklı gözlerle...
" Aman ya , ne olacak sanki. Hem daha iyi işte." dedi iç sesim beni rahatlatmak istercesine. Yüzümü yıkayıp, lavabodan çıktım.
Geniş koridorda bir sağa bir sola bir aşağıya gittikten sonra tekrar aynı yere döndüm. Süper! Bir sınıfı kaybetmediğim kalmıştı.
Yön duyum gerçekten hiç yoktu.Aşağı kata indim.Soldaki koridordan gitmeye karar verdim.Koridorda ilerlerken sınıfın birinden garip sesler geliyordu.Merakıma yenik düşüp içeri girdim.
Askılarla dolu olan sınıfın içerisinde buldum kendimi. Merakla askıları incelemeye başladım. Kabarık elbiseler, farklı aksesuarlar... Burası kostüm sınıfı olmalıydı. Askıları inceleyerek ilerlerken duyduğum ses ile adımımı durdurdum.
" Çabuk ol, biri görmesin." soluk soluğa çıkan ses karşısında nefesimi tuttum.
Neyi görmesin ? Orada neler oluyordu ? Önümde duran askıyı hafifçe kenara kaydırıp yerde oturan iki kişeye odakladım gözlerimi.Gözlerim şaşkınlıkla büyürken, beynim gördüklerimi unutmak istese de gözüm şaşkınca hala bakmayı sürdürüyordu.
Çisem denilen kız Akın'ın üstüne ilerleyip gömleğini kenara bıraktı.Çisem ? Mertcan'ın sevgilisi. Akın'ın sağ kolunun sevgilisi. Ve şuan Akın ile...
Ah! Hemen buradan gitmeliydim. Biran önce.
Beynimin verdiği komuta uyup birkaç adım atarak geriye gittim. Kolum bir yere çarpınca yere düşen parça ikisinin birden benim tarafıma dönmesine neden oldu. Kalbimin atışı hızlı bir şekilde atmaya başlarken içimden tek bir kelime geçti.
" Sıçtım!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRADAN ( DÜZENLENİYOR )
RomanceÖnceden her şey o kadar SIRADANDI ki... Yeni şehir, Yeni okul, Yeni bir başlangıç, Gittiği okulu himayesi altına alan üç büyükler. Serseri grubu, basketçi grup ve çalışkan grup. Nazlı'nın sıradan hayatı üç büyüklere de takılması ile değişiyor. Se...