-1 Hafta Sonra-
Louis'i tam bir haftadır görmüyorum. Geçen hafta kavga ettiğimiz gün kapıyı çekip çıkmıştı ve bir daha eve gelmemişti. Babası her ne kadar bizimle kalıyor olsa da o buraya bir daha gelmedi. Bilmiyorum, belkide kardeşlerini görmek için eve geri dönmüştü. Troy'a onu sormak istiyordum ama cesaretim yoktu. Zaten o da Louis gittiğinden beri durgundu. Annem ise beni suçluyordu. Sık sık 'aranızda ne geçti bilmiyorum ama onu kısa sürede eve geri getir' diyip duruyordu. Bense anneme cevap veremiyordum. Nasıl verebilirim ki? Ne diyecektim?
'Anne Louis beni kardeşi olarak değil, sex oyuncağı olarak görüyor.' falan mı? Hem banane. Ne bok yiyorsa yesin.
Ders zili duyulduğunda düşüncelerimden sıyrıldım. Becky, kolumu çekiştirmeye başladı.
"Derse geç kalacağız."
Beni sürüklemesine izin verdim ve birlikte koridordan geçip merdivenlerden çıkarak sınıfa girdik. Ardından geometri öğretmenimiz Alexis Month içeri girdi. Okulun en genç öğretmenlerindendi ve kesinlikle göz alıcı bir güzelliği vardı. O bize bir şeyler anlatırken kapı çaldı ve Harry içeri girdi. Sınıfta ki bütün kızlar o yerine oturana kadar gözlerini ondan alamadı. Bayan Month bunu fark etmiş olmalı ki elleriyle alkış yaparak kızları derse dönmeleri için uyardı. Ben bu hallerine gülerken, Harry'de bana bakıp göz kırptı. Sonra önünde ki kağıda bir şeyler yazıp bana gösterdi.
Bu gece bara gelecek misin?
Kağıdı okuduktan sonra Bayan Month bize bakıyor mu diye göz gezdirdim. Tahtayla ilgilendiğini görünce Harry'e geri döndüm. Dudaklarımı büzüp başımı hayır anlamında salladım. O gülümseyen suratı bir anda düştü. Ona omuz silkip arkama yaslandım. Bayan Month geometri kitaplarını dağıtmaya başladı. Düşüncelere dalmış halde kitabın içine adımı yazdım.
"Harry seni resmen bara davet etti Alicia!"
Sesin geldiği yöne, arkama döndüğümde Becky'nin gözlerinin parladığını gördüm.
"Gidemem Bec."
"İyi de neden?"
"Çünkü o gün Louis'de benimleydi ve annem ona güvenip beni dışarı çıkarmıştı. Şimdi uzun süredir ortalarda yok ve ben evden çıkamam. Evde durumlar pek iyi sayılmaz."
Becky elindeki kalemi öne arkaya doğru sallamaya başladı. "O halde bizde kalacağını söyleriz ve bara gideriz!"
Bu fikir ne kadar içime sinmese de kabul ettim. Belki Louis'i de orada görür ve onu eve döndürmenin bir yolunu bulurdum. Önümdeki kağıda Geliyorum. yazdım ve Harry'e doğru gösterdim. Gamzelerini gösterecek şekilde gülümsedi.
Eve giderken Becky durmadan konuşuyordu. Harry'nin ne kadar hoş olduğu hakkında bir şeyler zırvalıyordu. Onu dinliyormuşum gibi gözüksemde aklım Louis'deydi. Acaba bugün oraya gelir miydi? Telefonla arayıp nerede, ne yaptığını hiç sormadım. Annem defalarca üstüme gelse de ona dönmesi için ısrar etmedim. Neden yapmadım bilmiyorum ama bugün onu görürsem dönmesini söyleyecektim. Sadece annemin dırdırından kurtulmak için! Kesinlikle.
"Anne biz geldik." diye bağırdım içeri girerken. Bec, benden önce içeri girip mutfağa baktı. Başını iki yana salladı.
"Anne neredesin?"
Çantamı koltuğa fırlatıp etrafa bakmaya devam ettim ama kimse evde yoktu.
"Evde kimse yok sevgili kardeşim."
Duyduğum sesle arkamı döndüm. Kollarını birleştirmiş, merdivenin birinci basamağında duvara yaslanmış bir Louis ile karşılaştım. Gülüyordu. Gülerken gözleri küçülmüştü.
"Hey abin çok yakışıklıymış Alicia." diyerek omzuma vurdu Becky.
"Senin burada ne işin var?"
"Sevgili kardeşim beni özlemiştir diye düşündüm."
Merdivenden bir basamak daha inip yanıma geldi. Tam önümde durdu.
"Gittiğini sanmıştım."
"Gitmiştim." dedi eliyle yanağımı okşarken. "Sonra seni burada tek bırakmamalıyım diye düşündüm."
Alay eder gibi bir ifadesi vardı. Becky yanımda olmasaydı daha farklı durumda olacağımıza emindim. Yutkunup, ona gülümsedim. "Annemin dırdırından kurtulacağım için dönmene sevindim."
Kollarını belime sardı ve kendine doğru çekti. "Çok iyi bir yalancısın Alicia." diye kulağıma fısıldadı.
"Siz harikasınız!" diye bir anda bağırdı Becky. Louis'nin kollarından kurtulup üstümü düzelttim. "Kardeşimi seviyorum." diyerek bana gülümsedi Louis. Yalancı, adi pislik! Gözlerimi kısıp sinirle ona baktım. O ise sadece sırıtıyordu.
"Hadi Alicia artık alacaklarını al, gidelim. Yakışıklı abin annene bizde kalacağını söyler."
Becky ellerini birbirine geçirmiş bir şekilde, bir sağa bir sola sallanıyordu. Umutsuzca başımı iki yana salladım. Bu kız kimi görse yavşıyordu. Agh!
Odama çıkıp birkaç parça kıyafeti çantama atarken arkamdan kapı kilitlendi. Başımı kıyafetlerimin arasından kaldırıp bana doğru gelen Louis'e baktım.
"Nereye?" diye sordu ciddiyetle.
"Senin olmadığın bir yere."
"Yapma Alicia. Geri döndüğüme sevindiğini biliyorum."
"Hayır Louis, sevinmedim."
"İyi bir yalancı olduğunu söylemiştim." Yanağıma minik bir öpücük kondurup geri çekildi. "Gitmeyeceksin."
"Bana karışamazsın." Gerildiğimi fazlasıyla hissediyordum. Ellerimi saçlarımın arasından geçirip derin bir nefes aldım. "Sen kim oluyorsun ki bana karışıyorsun!"
Sırıttı. "Gitme. Bu gece sana kim olduğumu göstereyim." dedi. Dediklerine bir anlam veremedim. Gerçekten. Bu hali beni gülümsetmişti. "Sen tam bir aptalsın Louis! Şimdi önümden çekilirsen gideceğim."
Başını iki yana salladı. "Sana gitme diyorsam gitmeyeceksin." Yatağımın üzerinde duran çantayı aldı ve içindekilerin hepsini dolaba geri koydu. Bir şey demeden sadece onu izliyordum. Belki şu durumda ona karışıp çantayı elinden almam gerekirdi ama yapmadım. Çünkü dediği beni meraklandırmıştı. 'Gitme. Bu gece sana kim olduğumu göstereyim.' bu çocuk kesinlikle beni deli etmek için doğmuş!
İçini boşalttığı çantayı yatağın üzerine geri fırlattı. Kolumdan tutup beni aşağı doğru sürüklemeye başladı. Becky koltukta otururken, bizi gördüğü an ayağa fırladı.
"Becky." dedi Louis. Benim arzularımı tetikleyen o boğuk sesini kullandı. "Üzgünüm ama Alicia bugün benimle evde kalacak."
Becky buna bir anlam verememiş olacak ki suratıma dikkatle bakmaya başladı. Gözlerimi kapatıp başımı salladım. "Pekala başka bir güne erteleriz." dedi ve kapıyı çekip gitti.
Louis ise zafer kazanmışcasına bana bakıp sırıtıyordu.
"Bugün harika zaman geçireceğiz Alicia.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Impossible is nothing.
FanfictionAnnesi ve babası ayrılmış iki kişi. Birinin annesi, diğerinin babası birbirlerine aşık oldular. Onlar üvey kardeş olsalar da, hiçbir zaman birbirlerini öyle görmediler. Herkes onlara kardeş dese de onlar bunu umursamadılar. Çünkü onlar birbirler...