-64-

10.7K 261 52
                                    

Öncelikle bir şey soracağım, hikayeden sıkıldınız mı? Yani Voteler ve yorumlar bir anda o kadar azaldı ki benim ne yazma isteğim kaldı ne de birşeyim. Eğer çok uzattıysam, bir şekilde bitirebilirim. Çünkü konu uzadıkça sıkmaya başlamış gibi geliyor. Her neyse.

Multimedyada ki şarkıyla okuyun. Biterse başa sarın.

Sabah uyanmama neden olan aptal telefona lanet ederek uyandım. Gözlerimi açmadan elimle yanıbaşımda ki komidinde duran telefonu aramaya başladım. Birkaç küfür savurduktan sonra telefonu bulmuştum.

Alo?”

Alicia!” Heyecanlı ses.

Becky!”

Lanet olsun Londra'ya geri dönmüşsün ve bana söylemiyorsun! Tanrım, en yakın arkadaşın olduğunu sanıyordum.”

Becky, saat sabahın onu ve benim deli gibi uykum var. Sen bana bu saatte hesap soruyorsun.”

Gerizekalı arkadaşımı özlemiş olamaz mıyım?”

Pekala, susman için ne yapabilirim Bec?”

Benimle buluşabilir ve neler olduğunu anlatabilirsin.”

Tamam, kabul. Öğleden sonra seni ararım.”

Telefonu kapatıp tekrardan aldığım yere koydum. Uyumaya çalışacaktım ama başaramayacağımı biliyordum. O yüzden hiç denemedim bile. Sabah uyandırılmaktan gerçekten nefret ediyordum. Zaten uyumak için oldukça zaman harcıyordum.

Gözlerimi ovuşturup yataktan kalktığımda Lou'nun yanımda, hatta oda da bile olmadığını fark ettim. Üzerimde kıvrılmış olan geceliğimi düzeltip, ayağımı sürte sürte aşağı indim. Koridor yine harika kokuyordu. Ve bu koku mutfağa doğru yaklaştıkça daha çok artıyordu.

Ve her zaman alıştığım manzara karşımdaydı.

Louis, üstü çıplak bir şekilde birşeyler hazırlıyordu.

“Günaydın meleğim.” dedi bir anlık başını bana çevirerek.

“Günaydın bebeğim.”

“Mmm. Ses tonun fazla güzel.”

“Her zaman ki ses tonum.”

Başını iki yana salladı. Uğraştığı şeyi bırakıp kollarını belime doladı ve dudaklarını alnıma bastırıp geri çekti. “Hayır, değil. Bu ses seni affetmeye başlıyorum Louis tonlu birşeydi.”

Gülümsedim. “Bilmiyorum. Aslında sana böyle davrandığıma bile şükretmelisin bence.”

“Emin ol ediyorum sevgilim.”

“Güzel. Şimdi işinin başına dönsen iyi olur. Çünkü acıktım.”

“Alicia.” diye mırıldandı. Gözlerimi, mavi gözlerine odaklayarak diyeceği şeyi bekledim. “Hani aç karnına se-”

“Hayır.” diyerek parmağımı dudağına bastırdım. “O aptal çeneni onu söylemek için açma.”

Parmağım altında gerilen dudakları, parmağıma öpücük bırakmıştı. Çok geçmeden parmağımı dişlerinin arasına almış ardından yalamıştı.

“Açım Louis. Beni böyle tahrik edemezsin.”

Sırıtarak parmağımı ağzından çektim ve masaya doğru ilerledim. O bana gözlerini devirip uğraştığı işin başına geçerken bende masadaki şeylerden birkaç şey atıştırdım.

Impossible is nothing.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin