Merhaba Nothingerlerimm! Nasılsınız? Görüşmeyeli uzun zaman oldu. İlk defa. Sizi hiç bu kadar bekletmemiştim. Çok üzgünüm. Kendimi garip hissettim baya bir böyle ara verince. Ama geldim sonunda!
Birşey soracağım neden yorum yapmıyorsunuz? Deli ediyosunuz beni ksdkdgg. Eğer sıkıldıysanız bunu bana söyleyin! Hikayeyi bir şekilde bitiririm yanii.
Bende fazla uzatmak istemiyorum birkaç bölüm sonra bebek doğacak ayrıca bunuda söyleyeyim, sonraysa yine ekşınlı bölümler sizi bekliyor olacak! İnşallah.
Sizi çok seviyorum. 500K olmuşuz. Harikasınız!
İyi okumalarr Xxx
Louis ile beraber güzel bir kahvaltı ettik. Beni, dıştan ahşap ev gibi gözüken küçük bir yere götürdü. Geniş bir bahçesi, bahçenin içindeyse kafa dinleyebileceğimiz bir salıncak ve hamak vardı. Etrafı sadece ormandı. Harika bir havası vardı. Buradan ayrılmak istemediğimi söylemeliyim. Zaten ne kadar oyalanacak şey bulduysam hepsi buradan ayrılmak istemediğim içindi. Louis, artık stüdyoya gitme zamanımızın geldiğini söylese de onu duymamazlıktan gelmiştim.
Ta ki, o beni kolumdan tutup sürüklercesine bu güzel yerden çıkarana kadar. Günlerdir evde oturup, sadece televizyonla izlemekle yetinen ben, dışarı çıktığımızda kendimi özgür bir kuş gibi hissediyordum. Her yeri gezmek, kapalı olduğum o kutu gibi evin içinden uzaklaşmak istiyordum. Yapabilirdim. Ama Louis gibi bir kocanız varsa, bu zor oluyordu. Ona resmen duygu sömürüsü yapıyordum. Dolaşmak için ona yalvarıyordum. Onun dediği tek şey "hayır Alicia, hamilesin ve dinlenmen gerekiyor" oluyordu. Siktiri boktan bir durumun içerisindeydim.
Şimdiyse beni o kutu gibi yerden çıkarıp, hava alabileceğim ve yerine hayran kaldığım bu ahşap restoranttan beni sürükleyerek götürüyordu. Üstelik yine kapalı bir alana! Burada küfür etmesi gereken kesinlikle bendim, Louis değil.
"Sikeyim Alicia, çocuk musun sen? Şu yerden bile seni sürükleyerek götürüyorum!"
Ona gözlerimi devirmeyi tercih etmiştim. İçimde saydığım küfürleri dışa vurmak gibi bir düşüncem yoktu. Üstelik onun üzerine atlayıp, dövme isteğimide bastırmam gerektiğini düşünüyordum.
Sıkıntıyla üfleyip, arabaya bindim. Louis, sinirli olmasına rağmen arsız bir şekilde bana sırıtıyordu. Sanki komik bir şey varmış gibi! O kadar kafasız ki, ona yapmak istediğim türlü türlü işkenceler vardı.
Arabanın önünden dolaşıp, sürücü koltuğuna yerleşirken kulağı ve omzunun arasına tuttuğu telefona sesli bir küfür savurdu.
"Sıçayım. Bir kerede aç şu telefonu!"
Kimi aradığını sormak üzere ağzımı açmıştım ki, karşıda ki kişi telefonu açmıştı.
"Merhaba Lou." diye mırıldandı Louis.
Ne yani küfür ettiği kişi Lou muydu? Bu çocuk geri kafalının önde gideniydi. Gerizekalı herif.
"Neredesiniz? Evet, tamam. Dün akşam ki mesajımı gördün değil mi? İyi. Orada görüşürüz."
Telefonu kulağı ve omzunun arasından çekip, kapattı. Ardından bana kısa bir bakış attı ve sırıtarak arabayı çalıştırdı.
"Ne sırıtıyorsun aptal gibi?"
"Küçük bir çocuğun elinden oyuncağı almış gibi somurtuyorsun."
"Hah! Gerçekten çok komikmiş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Impossible is nothing.
FanfictionAnnesi ve babası ayrılmış iki kişi. Birinin annesi, diğerinin babası birbirlerine aşık oldular. Onlar üvey kardeş olsalar da, hiçbir zaman birbirlerini öyle görmediler. Herkes onlara kardeş dese de onlar bunu umursamadılar. Çünkü onlar birbirler...