Multimedyada ki şarkıyla okuyun. Biterse tekrar açın.
Şuan gerçek anlamda sürükleniyorum. Kolumda oluşan morluğu unutup, saçımın acısına yoğunlaştım. Canım yanıyor. Hemde hiç olmadığı kadar.
Şöyle anlatayım, Harry ile öpüşmemizden sonra oyun bitmiş pizza yemek için masaya geçmiştik. Yani herşey iyiydi ortamın gergin olmasının dışında. Ya da bana öyle geliyordu. Çünkü ben afiyetle pizzamı yerken, Louis sadece pizzaya bakmakla yetiniyordu. Çok sinirliydi, gözleri kıpkırmızı, duygusuz, ifadesiz bir biçimdeydi. Deli gibi korkuyordum. Korkmakta da haklıyım. Çünkü bakışları seni öldüreceğim ifadesinde bakıyordu. Pizzalarımızı bitirip tekrar koltuklarımıza yerleştiğimizde Liam ağzında ki baklayı sonunda çıkarmıştı.
"Eleanor ve Louis'nin barışmasına, Harry ve Alicia'nın da sevgili olmaları için ilk adımları başlatmış olduk çocuklar."
Ve salonda gülüşmeler başladı. Ben, Harry ve Louis hariç. Çünkü Harry durumların farkındaydı.
"Hayır." diye itiraz etti. "Alicia benim sevgilim olmayacak çocuklar. O sadece iyi arkadaşım ve öyle kalacak."
Hepsi alayla sırıttı.
"Dostum öpüşmeniz hiçte öyle değildi." Zayn'in dudakları çarpık bir şekilde kıvrılırken Louis suskunluğunu bozmuştu.
"O aptal çenenizi kapayın." dedi ve sinirle ayağa kalktı. "Ne ben Eleanor ile tekrardan sevgiliyim ne de Alicia Harry ile sevgili olacak!"
Sesi yükselmişti.
"Beni anladınız mı?"
Hepsi başıyla onaylayıp sustular. Eleanor'un gözleri dolmuştu ve Danielle onu teselli ediyordu.
"Kalk." diye emretti bana.
Şimdi sıçtın Alicia..
Elinden kurtuluşun yok kızım..
"Sana kalk dedim Alicia!" sesi bütün odada yankılandı.
Çocuklar onun bu hallerine görmediğine yemin edebilirim. Çünkü hepsinin bakışları şaşkınlık ve korkuyla bakıyordu. Ben öyle değildim. Alışmıştım. Ama korkuyordum. Bu düşüncelere o kadar çok dalmışım ki kolumda hissettiğim tırnaklar beni kendime getirmişti. Louis kolumu sıkmış ve tırnaklarını koluma geçirmişti. Kapıya doğru sürüklemeye başladı. Bütün çocuklar anında ayaklandılar.
"Bir daha aptal fikirlerinizi kendinize saklayın!"
Bağırdı, arkasından benide sürükleyerek hızla kapıyı kapattı. Arabanın kapısını binmem için açarken yüzüme bakmıyordu. Aşırı derece sinirliydi. Arabaya binerken gözüm koluma kaydı. Kanıyordu. Resmen derim soyulmuştu. Etrafı da morarmıştı. Lou'ya kendimce sinirli bir bakış atıp arabaya oturdum. Kapıyı yüzüme kapattı ve sürücü koltuğuna geçti. Direksiyonu sımsıkı kavrıyordu. Arabayı çalıştırdı ve yarım saatlik yolu on dakika da geldik. Akşam karanlığı çökmüştü. Arabayı ani frenle durdurup indi. Benim tarafıma geldi ve kapıyı açtı.
"İn."
Emretmeye devam ediyordu. Lafını tekrarlatmamak için anında aşağı indim. İnmemle saçımı kavraması bir oldu. Beni kendine çekip kulağıma fısıldadı.
"Bunu yaptığına inanamıyorum Alicia. Ama merak etme bunun hesabını vereceksin."
Geri çekildi. Elleri hala saçımda dururken beni eve doğru sürükledi. Sesimi çıkartmadım. Çünkü eve girdiğimizde kavga edecektik ve ben o zaman konuşacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Impossible is nothing.
FanfictionAnnesi ve babası ayrılmış iki kişi. Birinin annesi, diğerinin babası birbirlerine aşık oldular. Onlar üvey kardeş olsalar da, hiçbir zaman birbirlerini öyle görmediler. Herkes onlara kardeş dese de onlar bunu umursamadılar. Çünkü onlar birbirler...