Zeynep, sabah suratsız bir şekilde uyandığında, babası evde olmadığı için kahvaltı yapmadan evden çıktı.Kemal bey, son bir umut Ankaradaydı.İflas bildirimini geciktirmek için süre almaya çalışıyordu.Zeynep artık harekete geçmeliydi. Babasının bu işten çıkamayacağı kesindi.Vakıf ekonomik olarak şirketlere bağlı olduğu için vakfın binasına da borçlar karşılığı el konulacaktı.Bir an önce binayı satın alacak ve vakfa sponsor olacak insanlar bulması gerekiyordu.Kendi üniversite mezunuydu. Gerekirse işe girer çalışırdı, ama o çocuklar bu vakıf olmazsa desteksiz kalırdı, kitapsız, kalemsiz, deftersiz......Bunları düşündükçe ruh hali daha da karamsarlaştı, bir de malum ailelere her ay yatırılan paralar vardı ki bu kararı yanlış bulsa da, annesinin isteği olduğu için düzeni bozmamıştı.Ailelerine kızlarının okumalarına izin vermeleri için ,her ay düzenli para veriliyordu.Böylece adi herifler kızlarını para için evlendirmiyordu. Acı ama gerçek buydu.En azından bu durumda olan kız sayısı azalmıştı, meblağ çok uç noktalarda olmasa da Zeynep'in birikmiş yüz lirası bile yoktu.Tüm geliri zaten buraya harcanıyordu, personel maaşları, gıda, yakıt, temizlik harcamaları, çocukların kırtasiye,giysi harcamaları.Herkes bundan sonra ne olacağını merak ediyordu,Zeynep'te bilmiyordu ki,işin içinden çıkamıyordu.Burası annesinin hatırası, dahası gülümsemesiydi, en çok Zeynep isterdi, bu tatsız durumun bir çözüm bulmasını. Vakıftaki odasında kara kara düşünürken, telefonunun, mesaj sesi onu karamsar düşüncelerinden uzaklaştırdı.
KATIKSIZ ÖKÜZ 17:48
2 saat sonra evden alırım seni sıska.Mesajı okuyup gözlerini devirdi Zeynep."Bir sen eksiktin zaten", bu işi unutmuştu, sırf kendisini sinir etmek için 500.000 bağış yapmıştı.Yaman'ın hem aile şirketinden , hem de kendi yönetimindeki şirketten gelirinin çok iyi olduğunu tahmin ediyordu Zeynep. Yalın'ın da kendi şirketi vardı ama birkaç kez işi oturtamadığından , ortak şirketten gelen para olmazsa zarar bile ettiğinden söz ettiğine şahit olmuştu.Tabi ya belki vakıf için Yaman'la konuşabilirdi.Bu zoraki yemeği bir fırsata çevirebilirdi.Bu kadar para insanlara yarar sağlamayacaksa, ne işe yarardı ki....
Zaten vakıfta kara kara düşünmek dışında,yapacak bir şey yoktu .Bunun için eve gitmeye karar verdi. Saatler ilerlerken artık malum buluşma için hazırlanması gerektiğini düşünen Zeynep ,ne giyeceğine karar veremiyordu.Sonunda bunun çok önemli olmadığına karar verdi. Siyah dar jean ve yeşil ince triko kazağını giydi, üzerine de siyah montunu alıp ayağına da dolgu topuk kısa botlarını giyip, evden çıktı. Bir de geç kaldı diye azar işitemezdi o öküzden,ki telefonu çalmaya başladı.Ekranda "katıksız öküz " yazıyordu.Evet Yaman arıyordu.Bir dakikliği eksikti zaten. Telefonu açmamıştı ki tekrar çalarken sesini kapattı çünkü dışarıda bekleyen, siyah ben zengin bir züppeye aidim diyen arabayı görmüştü.Yaklaşıp arabanın kapısını açtı.Yaman'ın yüzüne bile bakmadan ön koltuğa oturdu,telefonu hala elindeydi, arabanın neden hareket etmediğini anlayamayan Zeynep,sürücü koltuğunun olduğu tarafa dönünce, Yaman'ın bakışlarının kendi telefonunun hala yanıp sönen ekranında olduğunu görünce, gözleri kocaman açıldı Zeynep'in.Telefonun ekranını saklayarak , hemen çantasına attı, ekranda -katıksız öküz-yazıyordu ve Yaman bunu görmüştü. %99.99 görmüştü.Endişeyle açılmış gözleriyle adama bakan Zeynep,Yaman'ın yüzünden gelip geçen öfkeyi bir anlıkta olsa yakalamıştı.Sonra arabayı çalıştırmadan önce,"Seni aradığımda yanımda bile olsan o telefonu aç," sıska","dedi ve gaza bastı.Öküzdü işte, değil miydi o aileden böyle öküz çıksın, pes. Bilmese ne biçim yetiştirmişler bunu diyecekti ama kusur yetiştirende değil, yetişemeyen bu odundaydı.Cevap vermedi Zeynep,an itibari ile anlıyordu ki vakıf işini Yaman'la asla konuşamayacaktı.Gözlerini kapatıp bu gecenin bir an önce son bulmasını diledi. Yaman arabayı çok hızlı kullanıyordu ve bu Zeynep'in korkmasına sebep oluyordu,oysa geçirdiği kazayı biliyordu, biraz daha yavaş kullansaydı olmaz mıydı? Araba sahilde nihayet durunca ,hemen aşağı inip kapattığı kapıya yaslandı Zeynep.Korkuyla çarpan kalbini yatıştırmaya çalışıyordu. Arabadan inen Yaman "Ne o korktun mu sıska."derken arabayı kilitledi ve alaycı gülüşü suratını kapladı.Bu çarpık gülüşünün üzerine sıkı bir yumruk indirmek isterdi Zeynep ama ona uymayacaktı, ne derse desin cevap vermeyecekti, o kadar.
İlerideki balık restoranına gideceklerini düşünen Zeynep o yöne doğru ilerlerken,Yaman'ın tam ters tarafa doğru gittiğini farkedip ,söylene söylene geri dönüp, onu umursamadan ilerleyen Yaman'ın peşine düştü," öküz işte öküz, insan bir yol gösterir, bir de Avrupa'da üniversite okudu bu ,eşeğe altın semer vurmuşlar,yine eşek yine eşek ,odunluğun vücut bulmuş hali.... "diye saydırırken aniden duran Yaman'ı fark edemeyen Zeynep, bodoslama bir şekilde adamın sırtına çarpınca, burnunu acıtmasıda kaçınılmaz olmuştu.O acıyan burnunu ovuştururken, Yaman da ona dönmüş,alaycı bir tavırla gülümsüyordu."Hem sıskasın, hem geveze, hem de sakar."Zeynep öldürücü bakışlarını ,Yaman'ın gecenin karanlığında ,olduğundan daha da koyu görünen gözlerine dikti."Sen de o kadar akıllısın ki herhalde; hem sıska, hem geveze, hem de sakar bu kızla bir yemek yemek için tam 500.000 TL bağış yaptın ,"Yaman kollarını göğsünde bağlayıp,"Yanlış tahmin sıska babam istedi diye yaptım ,bir de tabii ki hayır için."dedi."O zaman çıkmasaydık dışarı, başımıza gardiyan dikmediler ya ,arayıpta bizi kontrol etmeyecekler sanırım."dedi Zeynep .Yaman kaşlarını çatarken, kafasını iki yana sallıyordu. "Tam bir baş belasısın sıska, şimdi yemeğimizi yiyelim ve bu iş bir an önce bitsin." Onu onaylayan Zeynep," bence de" dedi."ne kadar çabuk o kadar iyi "diye de ekledi sözlerine.Yaman onu balık ekmek teknesine getirmişti, adam teknede balıkları pişirip ekmek arası servis ediyordu. Zeynep zaten alışıktı buraya, sık sık Yalın ve Nehir ile beraber gelirdi, en azından sıkıntı duyacağı, tüm gözlerin üzerlerinde olacağı şık bir mekanda, Yaman'la olmaktansa, burayı tercih ederdi. Oturdukları masaya gelen Mehmet, lise son sınıf öğrencisiydi.Okuldan sonra babasına yardım ediyordu. Zeynep Mehmet'i tanıyordu da, Yaman'ın Mehmet'i tanımasına şaşırmıştı açıkçası .Ne yani o da mı buraya geliyordu?" Hoşgeldin Yaman abi her zamankinden mi?" dedi Mehmet." Evet "dedi Yaman, Sonra Zeynep'e döndü genç delikanlı" Zeynep abla sen de mi her zamankinden." "Onunda yarısı Mehmet biliyorsun ,Yalın abin zorla yediriyor o kadar şeyi bana."dedi Zeynep." Tamam abla "der demez tezgaha koşan Mehmet'in ardından tebessümle bakan Zeynep, Yaman'a dönünce kendisine çatık kaşlarla baktığını gördü ve yüzündeki tebessüm anında soldu." Yine ne oldu." derken buldu kendini. "Yalın seni buraya mı getirdi?" diye sordu Yaman biraz şüpheyle."Neden şaşırdın ki yoksa ikinizin gizli yeri miydi?"dedi Zeynep alaycı tavrı ile .Yaman hâlâ cevap beklercesine yüzüne bakınca da" Sık sık geliriz, Yalın,Nehir ben,bazen diğer arkadaşlarımızla birlikte niye sordun ki." dedi.Yaman'ın yüzünde anlamlandıramadığı bir ifade belirdi,sözleri ise daha da anlaşılmazdı," Bu kadar birbirimize yakınken ,yıllardır birbirimizi görmememiz sence normal mi?"diyen Yaman'ın sözleriyle omuzlarını silkti Zeynep,"Bilmem ,hem sen yurtdışındaydın.Ben de üniversite, vakıf derken dışarıya bile Nehir'in zorlamasıyla çıkıyordum, bence karşılaşmamamız da bir gariplik yok." Dolu tabaklarla yaklaşan Mehmet içecekleri de masaya bırakıp, diğer gelen müşterilerle ilgilenmeye başladı. Zeynep'in tabağına bakan Yaman "Kuş kadar yiyorsun, sonra da sıska deyince bozuluyorsun." dedi. İlk ısırığını almadan önce" Çok komiksin "dedi Zeynep. Sessizce tabaklarını bitirdiler. Yaman Zeynep'e bakarken,Zeynep'te Yaman'a bakmamak için denize bakıyordu.Masanın üzerindeki telefonunun ışığının yanmasıyla ekranda beliren isim Zeynep'i hiç şaşırtmadı.Telefonunun sesi kapalı diye masaya koymuştu Zeynep." Efendim Yalın" dedi Zeynep. Yalın'ın sesi telaşlıydı."Yaman'la beraber mısın?, evet veya hayır diye cevap ver."dedi .Zeynep biraz şaşırsada "Evet "dedi,tereddütle." Zeynep seni üzüyor mu?"dedi Yalın. Gözlerini onu dinlediğini çekinmeden gösteren Yamandan kaçırıp şaşkınca "Hayır" dedi.Bu defa Yalın'ın son derece ciddi gelen sesiyle "Bak Zeynep, seni üzerse hemen beni ara, gecenin bu vaktinde taksiye falan binme, söz ver!" dedi Yalın kararlı sesiyle. Gözlerini deviren Zeynep "Söz abiciğim emrin olur "deyip yüzündeki gülümseme ile telefonu kapatmıştı,sesini açıp cebine yerleştirmişti ki Yaman ani hareketlerle oturduğu yerden kalkıp Zeynep'in başına dikildi. Başına dikilen Yaman'a şaşkın koca gözleri ile bakan Zeynep'in hali komik olsada şu an öfkeden deliren Yaman bunu es geçecekti.Ayağa kalkan Zeynep şimdi tam da Yaman'la karşı karşıya duruyordu.Bir süre gözleri ile birbirlerine kötü kötü bakan ikiliden,ilk konuşan öfkeli sesi ile Yaman oldu."Sen ve Yalın"dedi."Aranızdaki tam olarak ne,anlayamıyorum ve bu çok sinir bozucu," dedi.Zeynep şaşkın bakışlarıyla neden açıklama bile yaptığını anlamadan"Aramızdaki sadece güven, mesela ben Yalın'a güvenirim, çünkü bilirim üzülmemi incinmemi istemez ,ben de onun üzülmesini istemem." dedi, Zeynep. "Sevgili misiniz siz?" diyen Yaman'a yüzünü buruşturan Zeynep, sanki iğrenç bir şey görmüş gibi yemyeşil oldu bir anda, "İğrençsin Yaman, karşılaştığımız andan beri beni aşağılayıp, incitiyorsun ama bu söylediğin hepsinden daha beter anlıyor musun? Yalın benim ailemden biri gibi, babamın hiç düşünmeden beni emanet ettiği tek kişi, senin hiçbir şeye saygın yok" ,derken çantasını alıp ilerlemeye başlamıştı bile. Kolundan tutan Yaman," Zeynep,dur," derken ilk kez kıza adıyla seslenmişti,sıska dememişti. Dolu dolu yeşil gözleri ile önce kolunu Yaman'ın yumuşak tutuşundan kurtardı, sonrada üzgün sesi ile,"Neden benimle uğraşıyorsun, bir sürü derdim var benim zaten."dedi Zeynep."Lütfen, bir daha karşılaşmayalım Yaman.İki gün önceki gibi olsun ,sadece adın olsun hayatımda, beni sinir etmek için 500.000 TL bağış yaptın, insanlar buna gereksiz bir sürü anlam yükleyecekler, en kötüsüde ne biliyor musun Yaman." Zeynep'in söyledikleri nedeni ile kendi iç hesaplaşmasını yapan Yaman sessiz kaldı."Bunu kız arkadaşının yanında yaptın ,beni düşürdüğün durumu bırak, sevgilini bile düşünmedin sen, ben yine de bu yemeğe geldim ,senin tavırlarına rağmen, yemekte yediğimize göre ben üzerime düşeni yapmış bulunuyorum ve bir daha karşılaşmazsak çok sevinirim ,iyi akşamlar." dedi ve telaşla ilerledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk;Kül,Duman
General FictionAşk yüreğimdeki bir kelebek oradan çıksa ve senin omzuna konsa biliyorum tek gün bile yaşatmazsın onu.Bu yüzden hapsettim onu en kuytularıma senin aşkın için senden bile çok uzaklara.......