Zeynep yaşamının hiç bir döneminde, bu kadar umutsuz bir ruh halinde olmamıştı .Tam iki ay olmuştu; babasını annesinin yanına bırakalı. Artık ağlamıyordu ,daha doğrusu ağlayamıyordu.O sabahın ikindi vaktinde, babasını defnetmişlerdi. Ankara'dan eve dönerken, yolculuk esnasında kalp krizi geçirmişti babası.Şoförü babasını hastahaneye yetiştirdiğinde çoktan hayatını kaybettiğini söylemiş doktorlar. Herşeyle ilgilenmişti ,Yakup ve Nil Tezcan çifti. Zaten Zeynep'in ayakta duracak, nefes alacak hali bile yoktu .İlk gün o acıyla Yaman'ın kollarına sığınsa da, sonrasında onu birkaç kez okunan mevlitler de uzaktan görmüştü, o kadar.Dahası ilk üç gün gelen taziye ziyaretlerinden sonra,artık alacaklılar gelmeye başlamıştı .Annesiz, babasız,kalan Zeynep'in yüreğindeki kimsesizlik yükü yetmezmiş gibi,bir de bu borç yükü omuzlarına yüklenmişti. Avukat Erdinç Bey'in tavsiyesi reddi miras yönünde olsa da Zeynep ne bu evden ,ne de vakıftan vazgeçmeye niyetliydi. Hiç değilse anne ve babasının hatırası bunlarla yaşamalıydı. Yardımcıları göndermişti, evin emektarı Asiye hanımı bile ,ne kadar gitmemek için diretse de,göndermek zorunda kalmıştı,çünkü artık onlara ödeme yapamayacağını iyi biliyordu ,elinde kalanla ancak vakfı birkaç hafta daha ayakta tutabilirdi .En önemlisi annesinin para verdiği Yaren'in babası Hasan'dı.Parasının hesaba yatmadığını anladığında kızını aramaya başlayacaktı. Zeynep, Yaren'i çiftliğe saklasada içi bir türlü rahat değildi.Para için her şeyi satacak insanlara asla güvenmezdi. Yaren'in okulunun bitmesine sadece bir buçuk dönem kalmıştı ,tıp beşinci sınıfta idi şu an.Annesinin emaneti idi Yaren ve onu yarı yolda bırakamazdı.Vakıftan çıkmak için merdivenlere yöneldiğinde, güvenlik kulübesindeki Ali onu görür görmez ayaklanıp dışarı çıktı.Hava kararmaya başlamıştı ve cadde tenhaydı.Ona taksi çevirip, kapısını Zeynep'in binmesi için tuttu.Zeynep sadece dudaklarında kalan bir tebessüm etti Ali'ye,zaten haftalardır gülümsemesi gözlerine eskisi gibi ulaşmıyordu.Hareket eden taksinin arkasından bakarken,yavaşlayarak yaklaşan arabanın farları gözlerini kamaştırınca, elini gözlerine siper etti Ali, duran arabaya yaklaşık,"Buyrun" dedi." Zeynep ile görüşecektim ."dedi arabadaki soğuk görünüşlü adam.Giden taksiyi gösteren Ali,"Üzgünüm,Zeynep hanım az önce ayrıldılar, ben yardımcı olayım." dedi, sözleri taksinin peşine takılan arabanın ani hareket edişiyle bir karşılık bulamadı.
Taksiye adresi söyledikten sonra yine hiçte iç açıcı olmayan düşüncelere daldı Zeynep,zaten elinden düşünmek ve üzülmek dışında bir şey gelmiyordu.Arabanın durmasıyla karamsar düşüncelerinden sıyrılıp, o ana geri döndü."Geldik abla."dedi taksici aceleyle.Taksimetre de yazan tutara baktı ve ilk kez paranın üstünü aldı,artık zengin bir kız değildi, harcamalarına dikkat etmeliydi.Taksiden inip büyüdüğü eve dışarıdan bakınca ,bu evdeki güzel günlerini düşündü ,üç katlı bu ev ona güzel bir çocukluk vermişti. Annesiz de olsa ilk gençlik yılları da güzeldi. Bu ev bu zamana kadar hiç bu kadar ıssız kalmamıştı.Koca ev ve onun masraflarını Zeynep artık karşılayamazdı.Günlerdir evi ısıtamıyordu bile.Zaten yarın bu ev dahil herşey satılıyordu.Yarından sonra kalacak yeri bile yoktu.Yakup amcası ona yardım teklif etse de bunu kabul edemezdi.Asla ve asla başkasının evinde sığıntı olamazdı. Arkasından adının çağırmasıyla o yöne dönerken Zeynep; istemsizce kaşlarını çattı.İkisi de birbirinden tekinsiz bir görüntü veren adamların genç olanı,arsızca gözlerini Zeynep'in bedeninde gezdirirken ,üzerindeki diz üstü kalın kabanına daha da sıkıca sarındı Zeynep. Adamlardan yaşlı olanı konuşmaya başladığında, Zeynep korktuğu şeyin başına geldiğini anladı.Neyse ki Yaren'i saklamıştı ama kendini saklamayı ne yazık ki akıl edememişti.Adam eğitimsiz aksanıyla," kız nerede ,yıllardır anlaştığımız gibi paramı aldım okumasına izin verdim.Haberlerde izledim baban ölmüş ,batmışsınız, parada hesaba yatmayınca, anlaşmada bozulmuş oldu böylece ,şimdi Zeynep hanım ,kız nerede." Zeynep o kadar öfkeliydi ki günlerdir içinde biriktirdiği tüm kötü düşünceler, şu an yakıcı bir öfkeye dönüşmüştü bu öfkenin şu an hedefindeki adama bağırarak,."Sen ne biçim bir babasın ha ,kızın doktor olacak senin,onu rahat bırak artık."Adam söylediklerinin doğru olduğuna inanan inançlı sesiyle ,"Biz sizin gibi geniş değiliz Zeynep hanım. Namusumuz bizim için her şeyden önce gelir." deyince Zeynep alaycı bir kahkaha attı.Günlerdir biriktirdiği stres hiç yeri olmayan bir durumda kendini dışarı vuruyordu."Hangi namus bu pardon,on yıldır parasını aldığın ama para alamadığın ilk fırsatta , bir anda aklına gelen namus mu?Kimi kandırıyorsunuz siz,kendinizi mi, hepiniz iğrençsiniz," derken yaşlı adam Zeynep'e pis pis bakan,yanındaki genç olana başıyla, Zeynep'i işaret etti. Evde kimse yoktu, dahası burası tenha bir muhitti, bağırsa bile en yakın evden sesini duyurması zordu. İğrenç bakışlarla ona doğru yaklaşan adam ilerledikçe,Zeynep başına gelebileceklerin hesabını yapıyor,bu sebeple de gittikçe paniğe kapılıyordu.Adam iyice yaklaşmıştı ona,elini kıza doğru kaldırdı,tam elini Zeynep'in saçlarına değdirecekken; hızla gelen araba neredeyse adama çarpacaktı ki uğursuz adam ,arabadan kaçmak için Zeynepten uzaklaşmak zorunda kaldı. Arabanın yanan farları nedeni ile sürücünün kim olduğunu göremeyen Zeynep yine de rahatladı,en azından artık yalnız değildi. Arabadan inen öfkeden gözü dönmüş adam ,arabanın indiği kapısını bile kapatmadan, az önce Zeynep'e dokunmaya kalkan adamın yüzüne hızla kafasını geçirdi ve aynı anda yere düşen adam acı içinde burnunu tutarken, genç adam karşısındaki pisliği öldürebilirdi. Araba ile köşeyi dönmüş, Zeynep'in ürkek halini ve ona yaklaşan adamı görmesiyle deliye dönmüştü. Şimdi o Zeynep'e az önce dokunmaya kalkan pisliğin elini,ayağıyla ezerken," Sen kimsin ulan ha senin o elini s.kerim,sen kime dokunacaktın ulan kime," diye bağırırken ıssız ve boş sokakta öfkeli sesi yankılanıyordu."Bırak oğlumu,"diye atılan diğer adam, cebindeki bıçağı çıkardığında "Yaman dikkat et!!" diye bağırdı Zeynep tüm gücüyle.Bıçağı gören Yaman yerde acı ile kıvranıp yatan adamı bırakıp,bıçak çeken orta yaşlı adama yaklaştı. Adam bıçağı ona savurunca yüzündeki emin ifadeyle kendini korudu Yaman.Zeynep sürekli çığlık çığlığa Yaman'ın adını bağırıyordu.Bir süre sonra yaşlı olanı da yere serince,adamın elinden düşen bıçağı, ayağıyla arabanın altına itti.Telefonunu cebinden çıkarıp 155'i tuşladı."Bir ihbarda bulunacaktım " demesiyle yerde yatan iki adam birbirlerine destek olarak ayağa kalkıp,kaçmaya başladı, kaçarken korkudan dona kalan Zeynep'i tehdit etmeyi de ihmal etmemişlerdi.Yaren'in babası Hasan," Zeynep kızı vereceksin anladın mı ?ya kızı vereceksin, ya parayı."dedi ve karanlık sokakta kayboldu. Yaman telefonu kapatıp Zeynep'e döndü.Saniyeler önce yaşadıkları yüzünden ; şoktan ve korkudan titreyen Zeynep hiç iyi görünmüyordu. Ellerini kızın kollarına yerleştirip onu hafifçe sarstı Yaman. "Zeynep iyi misin?"Zeynep yere bakan gözlerini Yaman'ın endişeyle ona bakan kahvelerine kilitledi, kollarını iki yana hızlı açarak Yaman'ın yumuşak tutuşundan kurtuldu.Ama Yaman'ın onun gitmesine izin vermeye hiç niyeti yoktu ."Zeynep iyi misin, dedim ."ve akmayan yaşlarla parlayan yeşil gözlerini Yaman'ın gözlerinden ayırmayan Zeynep ,işaret parmağını onun göğsüne vururken öfkeliydi."Sen "dedi."Sen bunu nasıl yaparsın, nasıl o bıçağın üzerine yürürsün." Zeynep'in sinirleri çok bozuktu, yalnızdı, sıkışmıştı, korkunç durumdaydı. Ama bu olanların hiçbiri Yaman'ın hayatının tehlikede olmasından daha kötü değildi ."ne yapsaydım Zeynep, sana dokunmasına izin mi verseydim?" dedi Yaman öfkeyle."Sana ne "dedi Zeynep. "sa -na- ne ya benim yüzümden ölseydin ,ya yaralansaydın, ben ne yapardım söyle,sence bir ölüm daha kaldırabilir miyim, çocukluğumdan birini, daha o toprağa koymayı kaldırabilir miyim?"Hem bağırıyor hem de artık parmağını kendi göğsüne vuruyordu."Ben ölseydim anladın mı? Ben ölseydim ."diye bağırdığı için son kelimelerinde sesinin titremesine engel olamadı Zeynep. Hızla evine girmek için hareketlendi ama onu kolundan yakalayan Yaman gidişine izin vermedi .Zeynep'in aksine Yaman sakindi.Sanki az önce ona bıçak çekilmemişti."Dur konuşmamız gerekli , sana bir teklifim var." dedi. Şaşkın bir şekilde ona bakan Zeynep, tutuşundan kaçınmak için ellerini göğsünde birleştirdi.Ve bir adım geriye çekildi.Şüpheyle sordu onu kurtarsa da Yaman'a güvendiği pek söylenemezdi."Ne teklifinden söz ediyorsun."Yaman evi göstererek "İçeride konuşsak."dedi . "gerek yok "diye karşılık verdi Zeynep ."Ne teklifi,"açıkçası içeri girerse evin soğukluğunu ve yardımcıların olmayışını görmesini istemiyordu ,kısaca çaresizliğini Yaman bilsede görsün istemiyordu .Zeynep'in bu çabasını, onunla yalnız kalmak istememesine yoran Yaman'ın çenesi istemsizce seğirdi, bu inatçı kızı öpmek ve boğmak arası bir çizgide gidip geliyordu. Ve sonunda Zeynep'i şoka sokacak o iki kelime çıktı dudaklarından "evlen benimle" Zeynep'in şaşkınlıkla açılan ağzından "neee" diye bir feryat döküldü, "şaka mı bu ,sen kafayı yemişsin "dediği an " dinle... her şeyin elinden gitti, o çok kıymetli vakfın da. Yarın o bina satılıyor ve bir çok alıcısı var, bu evi,her şeyi kaybedeceksin, ama benimle evlenirsen hepsini sana geri alabilirim, kaybettiğin her şeyi sana geri verebilirim." dedi tereddütsüzce.
Zeynep ani gelen bu teklifin ilk şokunu atlatıp, biraz toparlanınca az önce edilen teklifin çirkinliğini şimdi daha net anlıyordu ."Yüzündeki acı çeken ifade ile"Başka ,başka neyi bana geri verirsin? mesela annemi ya da daha öleli iki ay olmuş baba mı, ya da söyle daha ne kadar ederim ,kaç bin,500.000bin mesela." Yaman bu teklife hemen atlamasını beklemiyordu tabii ki, ama yarın vakıf binası satılıyordu. Ve bu vakfın Zeynep için çok önemli olduğunu ,dahası o Fırat denen herifin Zeynep'e ilgisi olduğunu ortak arkadaşları Murat'tan öğrenince ,bu hamleyi yapmaya mecburdu.Fırat'ta vakıf binası ile ilgileniyordu.Amacı buraya alıp ,vakıf üzerinden Zeynep'le yakınlık kurmaktı. Düzgün biri değildi Fırat, belki dürüst bir adam olsa Yaman karışmazdı ama nakliye tırları ile ihracat adı altında kaçakcılık yaptığını biliyordu, dahası Fırat Çalık yasadışı işlere bulaştığı gibi bu işleri meslek edinmiş adamlarla da fazlası ile haşır neşirdi . Kemal bey sağken Zeynep'e yaklaşmayı başaramamıştı ,çünkü Kemal bey de Fırat'ın gerçek yüzünü biliyordu ama artık Kemal bey yoktu ve Fırat'ı durduracak kimsede..
Zeynep'in çalan telefonu aralarındaki tuhaf gerilimi ve sessizliğini bozdu. Arayan Yarendi,hemen açtı telefonu Zeynep,"Efendim Yaren, iyi misin," dedi telaşla, ürkekçe gelen sesle, Zeynep bir sorun olduğunu hemen anlamıştı. Yaren,"Zeynep hanım buraya adamlar geldi ve burayı boşaltmamız gerekiyormuş." dedi.Yaman onu çekinmeden dinlerken rahat konuşamasa da en azından babası olacak o adam kızı bulmadı diye biraz rahatlamıştı,ona bile saldırmaya cesaret ettiyseler kendi kızına neler yaparlardı düşünmek bile istemiyordu,"Anladım Yaren , bunu şimdi mi istiyorlar."ürkekçe "hayır"dedi Yaren,"yarına kadar süre verdiler." Kızın tereddütü Zeynep'i şüphelendirdi." başka bir şey daha olmuş, merak etme kalacak yer işini çözeceğim,ben seni bulmalarına asla izin vermeyeceğim." tabii ki babası ve abisi olduğunu düşündüğü adamların az önce ona saldırdığını Yaren'e söyleyip onu daha fazla tedirgin etmeyecekti. Telefonun karşı tarafından duyduğu hıçkırık Yaren'in ağladığını anlamasına neden oldu."Yaren lütfen ağlama ben her şeyi çözeceğim....."desede kızı teselli edemedi."Zeynep hanım ,ben ne yapacağım ,beni bulurlar, yurda,kampüse gelirler, ben çok korkuyorum,sizi de rahatsız ederler,onları tanımıyorsunuz,zaten zor günler geçiriyorsunuz ,Zeynep hanım, bende size bela...." Sözlerini bitirmesine izin vermedi Zeynep .Karşısında ona çatık kaşlarla bakan Yaman'ın gözlerine bakarak kararlı bir ses tonuyla durdurdu kızın sözlerini,"Ağlama ve bana güven her şeyi çözeceğim, şimdi doktor hanım gidip dinlen ,yarın ikimiz içinde ilginç bir gün olacak." dedi ve telefonu kapatıp cebine yerleştirdi. Yaman'a o kadar soğuk bakıyordu ki genç adam bu soğukluktan hiç hoşlanmadı."Şartların ne "dedi ifadesi kadar soğuk ses tonu ile."Ne şarttı,"dedi Yaman.Onu alaya alan Zeynep,"Bana olan aşkından evlenme teklifi etmedin herhalde, bir hesabın olduğu ortada ,bence birbirimize açık olalım, durumum ortada,bir tek ben olsam bir işe girip çalışabilirim ama yardım etmek zorunda olduğum insanlar var, az önce konuştuğum kız gibi, onlar bana annemin emaneti ,onlara sırt dönebileceğimi sandım, ama sende gördün, o adamların önüne o kızı ziyan etsinler diye atamam ,bunun için ki teklifini kabul ediyorum."Aslında Yaman'ın bir hesabı yoktu. Yıllardır babası Zeynep ile evlenmesi için onu sıkıştırırken, bu fikir şimdi,Zeynep'i gördükten sonra gözüne hiçte kötü görünmemişti.Dahası Zeynep şu durumda kurtlar sofrasındaki bir ceylan gibiydi ve onu koruma içgüdüsü ile bu ani kararı almıştı.Dahası, son günlerde Zeynep ile olan tüm anıları beyninin saklı odalarından çıkmış, tüm düşüncelerine sızmıştı .Kemal abinin ölüm haberinin geldiği gün ona sığınmıştı Zeynep.Yine araba enkazından çıkardığı o küçük Zeynep olmuştu, ona sarıldığında tüm ruhu kızı koruma içgüdüsüyle dolmuştu bir anda, ama bunları Zeynep'e söylemek yerine kolay olanı seçti Yaman. Zaten yaralı olan Zeynep'e yeni yaralar açmayı tercih etti.Aşka inanmazdı, kadınlar sadece para ve güçten hoşlanan varlıklardı. Bunu aşkla paravan yapıp erkekleri kandırırlardı sadece. Evlenmeyi düşünmüyordu ama bekar ve çapkın etiketiyle mimlenmek de istemiyordu, işleri iyi gidiyordu ama itibar kazanması için düzgün ve saygın bir kızla evlenmesi gerekiyordu ki Zeynep bu vasıfları fazlasıyla taşıyordu. "Bunları sonra konuşalım,sıska şimdi gidip şu işi halledelim" dedi Yaman. "Anlamadım" dedi Zeynep,"hangi işi."Yaman yüzündeki kararlı ifadeyle, "nikahı işte," dedi.Kocaman açılan gözleriyle, karşısında ellerini göğsünde birleştirmiş, sanki yemeğe çıkalım der gibi ifadesiyle nikaha diyen adamın rahatlığına baktı önce," sen kafayı yemişsin "dedi "sadece işimi garantilemeyi severim sıska." gözlerini deviren Zeynep " ben hemen olacağını düşünmedim, hani senin sevgilin var Melis,o ne olacak."Kızın elini kavrayan Yaman "gereksiz ayrıntıları ben hallederim sıska, sen kafanı bu işlere yorma "dedi elini Yaman'ın tuşundan kurtaran Zeynep,"Ben Melis'ten ayrılırsın, sonra üstünden biraz zaman geçer, öyle evleniriz diye düşündüm,"Yaman taviz vermeyen ses tonu ile"Benim teklifim açık, şu an benimle hemen evleneceksin ,benimle yaşayacaksın,ben de kaybettiklerini sana geri vereceğim ,senden sadece iki isteğim var, birincisi bu anlaşma sadece ikimizin arasında kalacak başka kimse bilmeyecek Yalın ve Nehir de dahil kimse, herkes bizi birbirimize aşık sanacak ve başkalarının yanında bir çift gibi davranacağız, ikincisi, sadakat benim soyadımı taşıdığın sürece asla başka bir adam olmayacak hayatında."Zeynep ne kadar daha aşağılanabilirdi ki ,zaten bu teklifi kabul etmesi saçmaydı.Ağzını tam ona defol git buradan diye bağırmak için açtığında aklına Yaren geldi ve diğerleri.Bu Yaman'ın hiç görmediği bir yüzüydü. Onu hep çocuk gibi görmüştü Yaman,sıska,koca gözlü deyip sinir etmişti ama bu başka bir şeydi. Kafasını yere eğdiğinde gözlerinin dolduğunu onun görmesini istemiyordu.Gelen göz yaşlarını hızla geriye itti.Cesur çıktığını düşündüğü sesi ile," Benimde şartlarım var, kabul etmezsen bu iş yatar, ben seninkileri kabul ediyorum ,"dedi yenilmiş bir ses tonuyla ve şartlarını sıralamaya başladı." Bir asla ama asla bana dokunmayacaksın." Yaman daha ilk şarttan hoşlanmamıştı, ama yine de başını kabul anlamında salladı."İkincisi,başka kızlarla ne yaparsan yap umurumda değil ama bunu basına asla yansıtmayacaksın, ailemin adını kirletmene izin veremem ve böyle bir şey olursa ben aldıklarımla beraber giderim." Yaman bunu düşündü, birinci şart ikincisini her ne kadar zorlasa da, kabul anlamında başını salladı. "Üçüncü şartım,"dedi Zeynep"Eğer bir gün aşık olursam ya da sen aşık olursan birbirimizi özgür bırakacağız."Yaman bu şarttan da hiç ama hiç hoşlanmadı, şüpheli bakan gözlerini Zeynep'e dikince kız bu durumu açıklama gereği hissetti."Annem" dedi. "O araba da geçirdiğimiz son akşamda, ölmeden önce bana; sevdiğin adamla evlen, aşık ol demişti, eğer bir gün bu dileği gerçekleştirme şansım olacaksa ,zamanı geldiğinde özgür kalmak istiyorum." Hafifçe başını aşağı yukarı sallayan Yaman, bu zamanın hiç gelmemesini diledi.Ve Zeynep,"Son şartım."dedi, "Bana bir daha sıska dersen seni boğarım."Eliyle çenesini yavaşça oğuşturan Yaman, çapkın bir gülümseme yerleştirdi yüzüne,"Bu bir şart değildi,açıkçası bir tehditti ki asla bunu kabul etmem söz konusu değil, sana sıska dediğimde yüzünün aldığı şekli görmek hoşuma gidiyor ,hem sen bana katıksız öküz deyince, ben sana bir şey diyor muyum?" Kızaran yanakları alev alev yanan Zeynep,"Hem uydurma, ben öyle bir şey demedim bir kere sana." dedi telaşla.Kıza yavaşça yaklaşan Yaman, elini Zeynep'in kabanının cebine teklifsizce daldırdığında, aradığını hemen bulmuştu.Sonra kendi cebinden telefonunu çıkardı. Bir kaç dokunuştan sonra,Zeynep'in telefonu çaldığında, aydınlanan ekranda -katıksız öküz- yazıyordu.Telefonun ekranını Zeynep'e çevirip,"Demiş kadar oldun." Zeynep, Yaman'ın kendini alt etmesinden hoşlanmıyordu." Ve"dedi Yaman,"Son şartını kabul etmem mümkün değil, şimdi evleniyor muyuz?"Telefonunu Zeynep'e uzatan Yaman onu alt etmenin keyfini çıkarıyordu. Zeynep önce elindeki telefonun saatine baktı.Sonra da şüpheli gözlerle Yaman'a"Saat 20:30 farkındaysan," kızın bileğinden yakalayıp arabaya doğru çekiştirmeye başlamıştı bile Yaman, Zeynep'i arabanın ön koltuğuna oturtup ,kapıyı kapattı, kendi de hızla sürücü tarafına yerleşince, arabayı çalıştırmadan önce"Sen bunlara takılma sıska, kendini bana bırak." dedi.Zeynep ona bakmadan, "Çok beklersin sen onu."dedi.Yaman'ın neşeli kahkahası arabayı doldururken,Zeynep dudaklarının kenarına yerleşen gülümsemeye engel olmaya çalışıyordu.
Ve gelecek günler ikisinin hayatını nasıl etkileyecekti, bunu sadece zaman gösterecekti.......
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk;Kül,Duman
General FictionAşk yüreğimdeki bir kelebek oradan çıksa ve senin omzuna konsa biliyorum tek gün bile yaşatmazsın onu.Bu yüzden hapsettim onu en kuytularıma senin aşkın için senden bile çok uzaklara.......