21. Bölüm: Ben o basit erkeklerden değilim.

24 4 0
                                    

     Siyah bana gülümseyerek arabadan inmemi engelledi. Bana yaklaşırken ben geri geri kaçmaya çalıştım. Ama bu burun buruna gelmemizi engelleyemedi.
- Bana son bir şans verir misin Yıldız?
    Bu soruyla şaşkınlığım arttı:
- Veririm.
    Bana gülümsedi.
- Biliyorsun sınava az kaldı. Büyük ihtimalle buradan uzak bir şehiri tercih edeceğim. Ankara, İzmir, Trabzon... Galiba en doğrusu Trabzon. Orada beni rahatsız edemezler. Yani demek istediğim. Seni nereye gidersem gideyim bekleyeceğim. Kolay bir adam değilim. Evlenme teklifini hemen kabul edemem. Ben o bildiğin basit erkeklerden değilim, diyerek sona doğru kahkahalarla gülmeme neden oldu. Ama sonra ciddileştik:
- Seni asla unutmayacağım ve hep bekleyeceğim. Eğer gelmezsen diyeceğim ki tamam, benden bıktı. Gerçekten de vazgeçti. Ben de sensiz olmayı deneyeceğim. Ama eğer başaramazsam beni yine dibinde bulabilirsin. Senden uzak kalamam haberin olsun.
    Yavaşça kaçmayacağımdna emin olarak bıraktı beni. Ben bu kadar güzel şeyi bir arada duyunca şoka girmiştim.
      Bir ara konuşamıyordum ya. İşte o halime dönmüştüm. Ve öğrendik ki o konuşamama olayı sadece benim psikolojimdeki saçmalıklardanmış. Çabuk geldi çabuk geçti. Gerçi ona da konuşamamak değil konuşmayı istememek demeyi tercih ediyorum.
     Başını direksiyona yasladı:
- Sorum şu ben üniversiteye gidene kadar seni benimle kalmaya ikna etmeye çalışmama izin verir misin?
    Yüzünü kırıştırdı:
- Karışık bir cümle oldu ama.
    Mutlu olduğumu inkar edemezdim. Hem Siyah'ı da affetmek zorunda değildim bu teklife göre.
- Olur, dedim.
- Affettir kendini.
    Bana minnettar yavru köpek bakışı attı. Bense gülümsedim.
- Bu arada. Sadece bil diye söylüyorum. Vazgeçmek için illa sevginin bitmesi gerekmiyor, derken kıpkırmızıydım.
    Ben tam arabadan inecekken sonunda Siyah tepki verdi:
- Dur. Kıpırdama. Sen az önce beni hala sevdiğini mi söyledin.
- Yoo ben öyle demedim, dedim hala kıpkırmızıyken.
- Aynen öyle dedin. Ahahah...
    Bir süre o güldü ben izledim. Ne olmuştu ki?
- Neye gülüyorsun sen? Aa, küserim bak.
     Çok güzel de tehdit ediyorum. Ama sustu sonunda Siyah.
- Bak. Yarın ne öğreneceğiz bilmiyorum. Okay en yakın arkadaşımdı. İçimizdeki en zeki adamdı. Ve dürüst. Konu gerçeklerse asla korkmazdı. Ve Seda ona çok düşkündü. Ben... Benim abim gibiydi. Bizden beş yaş büyük. Ailesiyle arası bozuk. İşletme mezunu. Şu an Ilgaz Oteller zincirinin başkan yardımcısı oldu. Elinden geleni yaptığına inanıyorum. Aslında Asya' nın onu suçladığı konu o kadar da yoruma açık değildi.
- Tecavüz, dedim sakince. Bana dönen meraklı bakışlarıyla karşılaşmak istemediğimden başım pencereye dönük:
- Okay anlattı, dedim.
- Bazı şeyleri, diye ekledim.
     Israrla ona bakmıyordum.
- Her neyse. Devam edeyim. Asya'ya inandım. Kanıtı vardı. Ama çarptırılabilecek bir kanıt. Beni iyi kandırdı. Okay denedi. Gerçekleri bana gösterdi. Ama bu Asya'yı bırakmama yetmedi. Ama onu çabuk unutmamı sağladı.
     Siyah yavaşça omuzuma dokununca ona döndüm:
- Asya'yı unutmak çok kolaydı. Ama eğer ikna edemezsem seni unutmam imkansız olacak. Belki de seni sevmeye başlıyorum.
- Belki de artık eve gitmelisin. Baban balkondan bana dövecek gibi bakıyor. Yarın saat sekizde alırım seni. Asya'ya bırakırım. Sana kötü bir şey derse bana de. İstediğin an ara. Hemen gelirim.
     Yavaşça kafamı salladım ve Siyah'ın yanağına öpücük kondurdum. Ve hızla arabadan indim. Kızarmış yüzümü gizlemek için paltomu yüzüme çekerek eve girdim. Kapıyı kapatırken Siyah'ın başı arabanın camından göründü:
- Yarın sekizde.

SİYAH YILDIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin