22. Bölüm:Sevebilen Mahlukat

19 4 0
                                    

     Çalar saatimin kulak tırmalayan sesiyle uyandım. Saat yedi buçuktu. Siyah'ın gelmesine yarım saat vardı. Koşarak banyoya girdim. Yüzümü yıkadım. Dişlerimi fırçaladım. Dün seçtiğim kot pantolanla uzun gömleğimi giydim. Islak saçlarımı bağladım. Ve koşar adım aşağıya indim.
     Anneme görünmeden kapıya ulaşabilirsem...
- Yıldızzzzzz... o halin ne senin. Saçların ıslak hava buz gibi. Hasta mı olmak istiyorsun.
     Ve anneme yakalandım. Anneme baygın baygın bakarak:
- Anne beni zaten Siyah alacak. Arabayla. Yani... Gerçekten o tüylü... Büyük... İğ- Yani garip şapkaya gerek var mı?
     Annemin çatık kaşları anında
düzeldi. Bazen Siyah'ın onun çocuğu olduğunu düşünüyorum. Bir insan birine bu kadar mı güvenir? Bana bu kadar güvenmedin aney, diye trip atasım vardı ama maalesef annemle kavga etmeyi kendime yasaklamıştım.
     Koşarak anneme sarıldım:
- Seni seviyorum.
     Annem de bana eşlik etti ve beni kapıdan yolcu etti. Tam da beklendiği gibi Siyah'ın beyaz arabası ve Siyaj beni bekliyordu. Siyah annemle şakalaşıp sohbet ederken kendimi üvey evlat gibi hissettim.
- Ah, teyzeciğim nasılsınız?
- Ay, evladım nasıl olayım?
- Tabii, siz de haklısınız. Yıldız'la uğraşmak zor olmalı.
     Resmen ben yanlarındayken dedikodumu yapıyorlar. Siyah ne ara koca karı oldun evladım sen, diyerek ben teiplere bağlamışken sonunda vedalaştılar da arabaya binebildik.
- Ne kadar da kıskanç bir kızsın sen Yıldız. İnanamıyorum. Beni... Biricik teyzeciğimden kıskandın.
     Yıldız için buraya kadardı:
- Ayy... Siyah içinde koca karı yaşıyomuş senin de haberimiz yokmuş. Ya dıştan öyle havalı falansın da için çürük be kardeşim. Seni hoşlanma işini birkaç kez daha düşünmeliyim.       
     Son cümleye kadar iyiydi de son cümlede batırdın Yıldız, diyerek kendimi ezerken bir gözüm Siyah'taydı.
- Benden hala hoşlanıyorsun yani. O da yeter. Neyse. Gerçekler için güzel bir gün değil mi? Anlamadığım neden önce sen? Seni yanlız bırakmak hoşuma gitmiyor.
     Sinirle yüzümü buruşturdum:
- Hani o bana zarar vermezdi? Hani o yalan söylemez-
- Pekala. Lütfen. Zaten kendimi yeterince kötü hissediyorum. Bu arada okulu çok boşladın. Yıldız, yarın da ben seni okula götürürüm. Sabah yedide hazır ol, diyerek sözümü kesti.
- Ben bebek değilim, diye itiraz ettim.
- Biliyorum ama olanlardan sonra seni yanlız bırakmamı bekleme benden. Her tenefüs sizin sınıftayım. Bana bir şans verdin ve ben bunu kullanmaya kararlıyım. Haklıydın ben o kötü çocuklardan değilim. Aileme düşkün ve en önemlisi sevebilen bir mahlukatım. Ama sana seni seviyorum diyem şuan. Sadece sensiz yaşayamam ve sana en az ailem kadar değer veriyorum diyebilirim. Ve özür dilerim. Yaptığım... Herşey için.
     Saray gibi bir evin önünde durdu:
- Sadece bir telefon...
     Ona gülümsedim yanağına bir öpücük kondurdum ve arabadan indim. Sanırım mutlu olmam için yeterli neden vardı. Asya'nın kollarına doğru ilerlemem dışında.

SİYAH YILDIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin