Yine Bir Ayrılık Hikayesi.

51 1 0
                                    

1.bölüm.
Saat geceyi yanlızlık geçiyordu. Adam içine sığmadı ve attı kendini sokaklara. Yürüdü sadece yürüdü. Nereye gittiğinin bi önemi yoktu. Yürümek iyi geliyordu sanki. Öyle hissediyordu. Belki daha da kötü oluyordu sonraları ama o anlık o içine sığamadığı düşüncelerden arnıyordu. Hiç farkına varmadan şehrin sonuna gelmişti. Nasıl geldim buraya der gibi etrafına baktı. Bakarken etrafına bi köprünün üstünde ayaklarını aşağı sarkıtmış yüzünü eliyle kapatmış bi kadın gördü. Önce yaklaşmak istemedi çekindi adam. Ama sonra dan düşündü 'benim gibi acı çeken bir sürü insan var ve kimse acımıza ortak olmuyor sadece sorularla daha çok yoruyorlar bizi. Nasılsın? Neyin var? Bu hal ne? Bunada alışırsın sen neye alışmadın ki? Gibi gibi.' kendine merhem olamayan adam kadına merhem olmak ister ve yavaş endişeli adımlarla kadına yaklaşır. Korkutmamak için sessiz ve korkak adımlarla kadının bir iki metre yanına oturur ve ayaklarını onun gibi sarkıtır. Kadın birinin geldiğini fark eder ama hiç bir tepki vermez. Çünkü kadın ağladıkça güçlenir. Çünkü kadını olgunlaştıran göz yaşlarıdır. Ağlayan bir kadın görürseniz ondan ağlamamasını değil de beraber ağlamayı teklif edin. Kadın kafasını kaldırır adama doğru bakar.
- Bu saatte burda beni yanlız görüp geldin. Ya bana tecevüz edecen yada değerli bir eşya varsa onun için beni öldürecen. Baştan söyleyim değerli hiç bir şeyim yok hepsi gitti. Canımı bile alsan bi değeri olmaz.
Adam kadının kendise baktığını bildiği halde dönüp bakmadan.
- Sana dokunmayacam korkma. Tecevüz kelimesinden dahi nefret ederken bunu yapmamı bekleme. Hırsız falan da değilim. Bi hırsızlık yapmak gerekirse acından biraz çalabilirim. Sen izin vermezsen onuda çalamayabilirim. Beceremem öyle şeyleri. Uzaktan gördüm seni sadece buraya oturmak istedim okadar. İstemezsen kalka bilirim. Zaten nereye gidiyorum pek bi fikrim yok.
Kadın adamın böyle cevap vermesinden dolayı şaşırır. Bi insan birinin yanına neden oturmak ister. Tanımadığı birinin yanına üstelik. Anlamsızdı. Kadın düşünürken adam konuşmaya devam eder.
- Çok yüksek burası. Atlasam kesin ölürüm. Sanki çok yaşıyormuşum gibi bide ölümden bahsediyorum benimki de laf işte. Yüksek bir yerden kendimi aşağıya bırakınca korkuyla karışık mutluluk doluyormuş insanın içi. Boşlukta vücudun rahat olduğundan mutlu oluyormuşun ama yere çakılacağından bir korku oluyormuş içinde. Şimdide öyle bi duygudayım. Hiç ölmek istedin mi?
+Her saniye.
-Engel olan ne?
+ Hatırlanmaktan korkuyorum. Cesedim bile sahip çıkılmaz.
- Çokta iyi bir bahane değil bu. Görünüşe göre çokta hatırlanmıyorsun. Burda böyle oturduğuna göre.
+ Ne yani bir engelim yok diye ölüyüm mü?
-Zaten ölmek istemiyormuydun.
+Amacın ne?
-Ölmenin kaçış olmadığını söylemek.
+Bunu ölmek isteyen birinden duymak garip.
-Ben yaşamıyorum ki öleyim.
+Ya sen ne istiyorsun benden geldin yanıma.
-Senin benim gibi bir çok insan var. Varlar ama onların acılarını paylaşacak kimseleri yok. Sadece sorular sorarak daha çok yoran paylançolar var. Belki kendime bi faydam yok ama bi başkasına hiç yoktan yardım ederim dedim. Acısını biraz olsun hafifletirim dedim. Tanımadığın birine anlatınca insan derdini daha da hafiflermiş derdi. Derdini hafifletmek için geldim. Yoksa başka bi amacım yok.
+ Nerden biliyorsun acı cektiğimi belki geçiyordum yoruldum dinleniyorum belkide spor yapıyorum belki de birini bekliyorum ne biliyim her böyle oturan acımı çeker?
- Topuklularla mı spor yapıyorsun. Karşıda banklar var yorulsan oraya giderdin. Birini beklemek için hiç uygun bir yer değil burası biri neden bu saatte bi kadını burda bekletir? (Adam kadına bakar) Göz yaşların hala kurumamış. Sigara paketinini yeni açmışın ama çabuk bitmiş. Kulaklıkların ve çikolatan da yanında. Ellerin hep yüzünde sanki bu dünyayı görmene engel olmuş gibi. Sen mi acı çekmiyorsun. Acı çekmiyorum derken bile dişini sıkıyorsun.
- Benim acım senin için neden bu kadar önemli beni hiç tanımıyorsun bile.
+ Bilmem. Belkide çok acı çektiğimden.
- Ne alaka sen çok acı çektiysen çektin benim acımdan ne istiyorsun.
- Benim gibi daha fazla acı çekme diye yaranı hafifletmek istiyorum.
+Onu nasıl yapacan. Benimle çıkıp hiç gitmem yalanları söyleyip kendine alıştırdıktan sonra çekip giderek mi? Hadi canım hadi karnımız tok bunlara.
-Konuşarak! Her sizinle konuşan erkeği size yavşiyor olarak görmesiniz. Bütün erkekler aynı değil ki. Buraya gelmem senle çıkmak veya senle yatmak değil. Konuşmak sadece. İki karşı çınste konuşur birbirine sulanmadan. Bu kadarda benzetmesiniz erkekleri birbirine belki bu kadar olmayız.
+ Ya bırak git! Bana iyi erkek oyunu oynama. Hepiniz aynısınız işte. Ne bir eksik ne bir fazla.
Adam hafiften güler. Kadın adamın neye güldüğünü anlamaz. Ve sorar.
+Neye güldün?
- Hiç. Sadece belki kendimi dışarı atarsam iyi olur dedim olmadı. Seni gördüm konuşursam birileriyle iyi gelir dedim olmadı. Ne desem olmuyor da ona güldüm. Neyse yabancı biz bütün erkekler aynıyız ama sizlerde biraz farklı bakın bizlere.
Der ve gider.
Kadın anlamaz ne olduğunu. Nerden çıktı bu adam neden bu kadar konuşmak istiyor. Kadın aklındaki bu gibi sorularla evin yolunu tutar.

Paranoyak Adam.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin