Tam uykuya dalacağım saatlerde gözlerim tavana takıldı. Bir kaç saniye sonra senli hayaller canlandı, filim gibi. Gülüşünle başladı. Hani kalp ritmimi değiştiren gülüşün. Hafifte bir çukurluk yanağında. Fark ettim de senin yanında hiç asmamışım yüzümü. En çokta ne dikkatimi çekti biliyormusun? Gözlerine. Fazla uzun bakmamış bana. Hep kaçamaklar yapmış. Üstelik o kadar çok sarılmamız da olmamış. O zamandan belli etmişsin gideceğini. Ben fark etmemişim yada etmek istemedim. Halbuki o kadar çok sarılmak istedim ki sana. Sadece sarılmak. Normal bir sarılma değil ama bir çocuğun uyurken oyuncağını sarıldığı gibi sanki uyurken oyuncak koruyacak öcülerden, bir dedenin ölüme yakın anlarında torununa sarıldığı gibi, bir annenin çocuğunu kucağına aldığı ilk anda sarıldığı gibi her defasında ilk kez sarılır gibi.
Ben sana sarılmak isterken sen kimi sarıyorsun?
Ölümden beter sorunun cevabı....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Paranoyak Adam.
Roman pour AdolescentsBen aslında hiç bir şeyle dalga geçmiyorum. Ben kendimi delirmeye karşı koruyorum.