Telefonum cevapsız çağrılarınla dolup taşıyor uğurböceği.
Elliden daha fazla mesaj attın bana bu akşam.
Ama hepsini sildim okumadan.
Okumadım, okuyamadım.
Çünkü buna dayanamazdım uğurböceği.
Tek başıma bıraktın beni o kadın karşısında bu sabah. Hayallerime vurulan bu sert tekmenin n e d e n i ni anlamaya çalışırken tek başımaydım.
Bana "y e t e r s i z" dediğinde, ağzını açıp tek bir kelime dahi olsun söylemedin.
Mesajlarını okumadım, okumayacağım.
Bu ikimizin cezası.
Bana ne beklediğimi sorabilirsin. O zaman sana sonunda bana destek olacak bir omuz aradığımı söylerim.
Orada öylece dikilip, yüzüme bakarak onlarla gülüşecek birini değil.
Benden özür dilenme.
Ben zaten sana karşı g ü v e n duygusunun oluşmasına izin verdiğim için özür diliyorım kendimden.
Hayatıma girmene izin vermemeliydim uğurböceği.
Çünkü,
Tıpkı yusufçuk gibisin.
Bir başka yusufçuk istemiyorum oysa ben.
Bana ne hediye istediğimi sormuştum.
Söylüyorum işte;
G e l m e.
Tıpkı kapıdan çıkarmış gibi git hayatımdan.
G e l m e.
B i r d a h a a s la.