Quatorze

81 23 1
                                    

Son günlerde, sürekli üşüyorum.

Kalbimin soğukluğu sonunda bedenimi de ele geçirdi, ha uğur böceği?

Bana öyle bakma, öyle bakmanı istemiyorum.

Elimde değil, siz ne kadar sıcak olduğundan söz ederken daha da buz kesiyor içim.

Ben bir düşünür değilim veya bir filozof. 

Eğer bana felsefik bir soru sorarsan yalnız yüzüne bakakalırım. 

Beni bilirsin, iş konuşmaya gelince birden sönüverir havam.

Son zamanlarda kafam çok dağınık. Baksana, sana bu mektubu yazma konumu bile toparlayamıyorum. Belkide bir konumuz olmadığı içindir?

Sadece yazmak istiyorum.

İçimde biriken pisliği fırlatıp atmaya ihtiyacım var uğur böceği. Onu kazımam gerek.

Eğer,

Eğer yaşamak istiyorsam bazı fedakarlıklar gerek.

Biliyorum, çok durgunum.

Geçen haftadan beri kahkahalarım bile birbirini takip edemez oldu. 

Bana baktığın zaman bomboş, ifadesiz gözlerimi görmek seni rahatsız ediyor mu?

Umarım ediyordur çünkü bu yitiş hikayesini kaleme alan ellerinden biride sana ait. 

Beni mahvediyorsunuz.

Anlayamıyorum. 

Anlayamadıkça daha çok deliriyorum.

Yoruldum uğur böceği.

Artık yataktan bile çıkmak istemiyorum. Yemek yemiyorum, konuşmuyorum, gülmüyorum. 

Parmaklarımın ucundaki dünyada herkese mavi boncuk dağıtırken ekrana bakan gözlerimin ifadesizliği beni bile ürkütüyor.

Tepki veremiyorum, hissedemiyorum.

Yeni şeyler peşinde koşmak istiyorum ama sadece susuyorum.

Doğuştan yalnız birini terk ederek onu cezalandırabileceklerini düşünüyorlar.

Ama, onlar yokken de ben bendim; neden gidişleri bana bir şey ifade etsin ki?

Eğer dünyadaki son insan olsam, yine bir şey ifade etmez bana.

Anlıyorsun ya uğur böceği? Buna A L I Ş M A K diyorlar.

Ve bir şeye alıştığın zaman yavaşça ona karşı hissizleşmeye başlıyorsun.

Şuana kadar, bu gözler senin tahmin edemeyeceğin kadar çok kişinin gelip gitmesine neden oldu.

Sayıları o kadar çok ki, bir çoğunun değil adları yüzleri bile silindi hafızamdan.

İnsanlar birbirlerinin üzerinde iz bırakmayı umuyorlar.

İnsanlar, gittikleri veya aramıza mesafe koydukları zaman benim üzüntüden sefil hale düşmemi istiyorlar.

Ne acı.

Ne zaman bunu yapmaya kalksalar omuzlarımı silkip günlük yaşantıma geri dönüyorum.

Çünkü onlar gibilerini istemiyorum.

Neden bana artık bir fayda sağlamayan insanları yanımda tutayım?

İstersen bana bencil de uğur böceği, bu sıfat ile bir çok kere karşılaştım. Ama insanlar, umurumda değil. Artık değiller. 

Çünkü ne zaman birini umursamaya başlasan daha fazlasını istiyor.

Daha fazlasını ve daha fazlasını.

En sonunda kendilerini benim efendim sanıyorlar. Beni tanıdıkları kanısına varıyorlar ve onları fırlatıp attığımda yaygarayı basıyorlar.

Bana dedikleri her şeyi görüyorum, dedim sana iyi bir gözlemciyim ben.

Ama umursamıyorum.

Çünkü hiç biri, buna değmez.

Bana neler dendiğini az çok tahmin edersin uğur böceği. Ama sen söyle,

Onlar çok mu farklı sanki benden?

Hepimiz aynı çöplüğün bir parçasıyız.

Ve sen hayatım, sen ve onlar,

Pudraya buladığınız akıllarınız ile kendinizi acındırmaya çalışırken sadece dünyanın en ahmak insanları gibi gözüküyorsunuz.

Ben, ne kadar değersiz olduğumun farkındayım. İşe, okula giderken attığın bir çöpten ne farkım var ki benim?

Lakin sizler, kendinizi o kadar vazgeçilmez sanıyorsunuz ki birisi sizi umursamadığı anda küplere biniyorsunuz.

Ama bak, sesli bir şekilde dile getiriyorum işe.

U M U R S A M A Y A  D E Ğ E R  D E Ğ İ L S İ N İ Z

Gösteriş yapıyorsunuz.

Arkadaşlıklarınızı (!) ve daha nice şeyleri gözüme gözüme sokmaya çalışıyorsunuz ama yapmacıklığınız o kadar hissedilir ki yabancı gözlerin sizi alaya aldığını fark etmiyorsunuz bile.

Her daim en iyisi gibi davranıp "ben mükemmel değilim" diye sayıklıyorsunuz.

Kuzum siz bizi salak mı sanıyorsunuz?

Hepimiz farkındayız oynadığınız oyunların.

Orada veya burada.

Ben tahmin ettiğinden daha iyi oynarım bu oyunu uğur böceği.

Ve elinizde saklamaya çalıştığınız kartlarınız,

Sadece bir avuç döküntüden ibaret.

Bana karşı savaşma uğur böceği.

Asla kazanamayacağın kavgalara girme.


LucioleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin