3. Bölüm

916 72 19
                                    


Geldiklerinin üzerinden birkaç saat geçmişti. O saatten beri Kyungin kucağımdaydı. Uyuduğunu fark edince Luhan'la birlikte odama yatırmaya götürdük.

"Burada arkadaş edinmene çok sevindim. Yani şu komşularınız.. Çok iyi insanlara benziyor."

"Karşı evde oturuyorlar. Baekhyun olmadığı için burada gerçekten zorlanıyordum Luhan. Onlarla yakın olmamız benim için iyi oldu. Bazen.. Yalnız hissediyorum."

Gözlerim dolduğunda yavaşça yanıma yaklaşıp kollarını etrafıma sardı.

"Biliyorum bu çok tuhaf Soo. Ama beni istediğin zaman arayabilirsin."

"Luhan b-ben.."

"Sehun konusunda sana asla kızmadım Soo. Üstelik seni o gün gördüğümde.. Yani o kadar acı çektiğini gördüğümde benim de canım yandı. Biliyorum benim de seninki kadar büyük hatalarım var. Ama böyle yalnız olmanı istemiyorum. Kötü hissetmeni istemiyorum."

Kollarını daha da sıktığında yaşadığım kısa süreli şoku atlatıp ben de sarıldım. Gözyaşlarım istemsizce akıyordu. İç çekişlerinden onun da ağladığını anlamıştım.

"T-teşekkür ederim Luhan. Ben.. Ben her şey için teşekkür ederim ve.. B-ben.. Çok üzgünüm."

Geri çekilip gözlerime baktı ve gülümsedi.

"Tanrım.. Hamile falan mısın yoksa? Neden bu kadar sulu gözlüsün? Kyungin uyanacak hadi içeri gidelim."

Tam kapıya yönelecekken bir kez daha sarıldım ve geri çekilip gözlerine baktım.

"Ona bu kadar iyi baktığın için teşekkür ederim Luhan. Onu böyle sevdiğin ve koruduğun için.."

"Onu her zaman koruyacağım. Babasından bile.. Malum onun gibi olmamalı. Değil mi?"

"Farkındasın değil mi? Yüzü ona çok benziyor."

"Kesinlikle."

Birlikte salona döndüğümüzde ikimiz de kırmızı gözlere ve kocaman gülümsemeye sahiptik. Sehun ve Jongin'in tuhaf bakışlarına maruz kalsak da kısa sürede ilgiyi dağıttık.

Jongdae, Luhan ve ben mutfağa gidip eşlerimize yiyecek bir şeyler hazırladık. Tabi bu arada Luhan, Taemin ve Minho için süt ısıtıyordu. Ben de Jonghyun için yiyebileceği bir şeyler hazırlayıp hepsini tepsiye doldurdum.

"Taemin'in sütüne de bal ister misin?"

"Ah evet. Bal koymadığım zaman hemen anlıyor ve o sütü içmiyor. Minho da mı öyle?"

"Gerçekten mi? Minho da aynısını yapıyor. Sehun'un almayı unuttuğu bir gün o sütü içirmek için neler çektim. Neyse ki Jongdae son anda imdadıma yetişti."

Luhan gülümseyerek bakıyordu. İkimizin de aynı şeyi düşündüğümüze emindim. Belki kan bağları yoktu ama onlar gerçekten kardeşti.

"Sütleri bana ver istersen hm? Sen de diğer koca bebeklerin tabaklarını verirsin Soo. Minikleri ben doyururum."

Jongdae tepsiyi taşıyordu. Luhan da koşarak gidip Taemin ve Minho'nun sütlerini içirmeye başlamıştı. Ben de tepsiden tabakları alıp sırasıyla Minseok, Jongin ve Sehun'a verdim. Jongin tabağı alırken kısa süreliğine göz göze gelmiştik. O anın kalbimde bir sızı oluşturacağını hiç düşünmemiştim. Ne kadar mutlu bir ailem de olsa onu kaybetmiş olmak hala kalbimi acıtıyordu.

Yarım saat sonra Taemin uyuduğu için Luhan onu da içeri yatırdı. Jonghyun da Minho'yla oynuyordu.

"Biz artık kalkalım Soo. Biliyorsun yarın Minseok yeni bir şirketle görüşmeye gidecek. Hem o dinlenmiş olur hem de ben çizimlerimi bitiririm."

Yasak Aşk 2 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin