17. Bölüm

645 58 33
                                    


Sabah uyandığımda dört meleğimden biri kollarımdaydı. Bütün gece anlam veremediğim şeyler sayıklamıştı. Kabus görüyor olabileceğini ve her an uyanabileceğini düşünerek bekledim ama sabaha karşı iyice akın eden uykuma yenildim.

Melek yüzünü sessizce izlemeye başladım. O benim için gerçek bir hediyeydi. Onu fazlasıyla kızdırdığımı biliyordum. Ama tek amacım biraz şımarıklık yapmaktı.

Kyungin'in ona olan aşkı bazen beni kıskandırıyordu. Bunun gereksiz olduğunu tabi ki biliyorum ama engel olamayacağım bir boyut aldığı zaman yaptığım saçmalıklar da doğru orantılı olarak artıyordu.

Ne zaman Luhan'a sahiplenerek, bana nispet yaparak sarılsa hemen karşılığını veriyorum. Bu tam bir saçmalık.. Aslında tek isteğim tatlı oğlumla biraz şakalaşmak. Onu ne kadar kırdığımı muhtemelen Luhan olmasa asla fark etmezdim bile. Sürekli benimle ilgileniyor, oğlumu büyütüyor ve minik oğlumuza bakıyor. Bunların yanında bir de hamileliği var tabi..

Alnına, yanağına, şakağına ve dudaklarına minik öpücükler kondurdum. Sürekli ailemiz için çırpınan hassas bedenine daha sıkı sarıldım. Yorgundu.. Bunu anlayabiliyordum.. Hem vücudu hem hisleri yorgundu.. Ruhu yorgundu.. Ama her ne olursa olsun kocaman gülümsemesi ve minik gamzeleriyle karşımızda oluyordu.

"Jongin?"

"Bebeğim?"

"Beni mi izliyordun? Tanrım! Uyurken çok çi-"

Dudaklarımı dudaklarına bastırıp o saçma cümleyi tamamlamasına engel oldum ve gözlerine baktım.

"Her halinle çok güzelsin Luhan. Beni büyülüyorsun."

"Ben yakışıklıyım sevgilim ve şuan yataktan kalkmam gerek."

"Shh olmaz. Önce bana anlatman gereken şeyler var."

"Ne gibi?"

"Soo? Soo'yla alakalı bir şeyler.."

"N-nasıl yani? Soo'yla ilgili ne bilmek istiyorsun?"

"Bakışlarını sevmedim Luhan. Tabi ki onunla ilgili hiçbir şey bilmek istemiyorum. Bütün gece Soo'yla ilgili bir şeyler sayıkladın. Onun adı dışında anlaşılır bir kelime duyamadım. Bir sorun var değil mi?"

"Şey.. B-bir şey yok sevgilim."

"Paylaş benimle Luhan. Kalbin yeterince yorgun zaten. Bir de eski e- Aish! Soo'yla mı dertleşiyorsun bir de? Onun sorunlarını dinleyip kendini mi yıpratıyorsun?"

"Jongin lütfen.."

Gözleri dolduğunda iyice kendime çektim.

"Üzgünüm bebeğim. Anlat bana lütfen. Sehun mu? Yine sorun mu çıkarıyor? Kötü bir şey mi var?"

"Soo.. Çok yalnız.."

Beklemediğim bir şekilde ağlamaya başladığında ne yapacağımı bilemedim. Daha sıkı sarılıp saçlarından öptüm. Ona neyin iyi geleceğini bilemiyordum bile.

"Bunun için mi ağlıyorsun sevgilim. O yalnız da ne demek? Senin bile burada hiç arkadaşın yok. Ama onların sık sık görüştükleri komşuları var Luhan. O yalnız değil. Sehun var ve bir bebekleri var. Yani iki.."

"Hayır, öyle değil. O komşuları taşınıyormuş Jongin. Soo'nun orada kimsesi yok. Jongdae dışında görüşeceği bir arkadaşı yok. Minho ve Sehun dışında kimsesi yok. Ah tabi bir de karnındaki bebeği.."

"Buna neden bu kadar üzülüyorsun bebeğim? Kimse onlara Ulsan'a taşınmalarını söylemedi."

"Biliyorum.. Buraya dönmeliler Jongin. Bebeğine zarar gelebilir. Soo çok mutsuz. Sürekli acı çekiyor ve bu beni çok üzüyor."

Yasak Aşk 2 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin