Gözlerimi telefonumun sesiyle açtım. Daha doğrusu açamadım. Ekrana basmadan cevaplayıp hoparlöre aldım ve telefonu göğsüme koydum.
"Hmmm?"
"Luhan?"
"Hmmm?"
"Luhan ben Yixing. Uyuyor muydun?"
Aniden gözlerimi hiç uykum yokmuş gibi irice açtım. Panikle yerimde doğrulup telefonu elime aldım.
"Ben.. Üzgünüm.. Ekrana bakmadan açmıştım da.."
"Uyandırdım mı? Asıl ben üzgünüm."
"Hayır sorun değil. Zaten uyanmam gerekiyordu."
"Eşin evde mi?"
"Bugün evde olmayacak. İş yerinde büyük bir proje üzerinde çalışıyorlar. Bir sorun mu var?"
"Hayır, aksine güzel bir şey var. Yani sen de kabul edersen.. Benim eşim de yakındaki okulla görüşmeye gitti. Oradan çıkınca şirkete sonra da alışverişe gidecek. Yani tüm gün tek olacağız. Eğer bir işin yoksa Taemin ve Kyungin'i alıp gelir misin? Hem çocuklar kaynaşır hem de biz sohbet etmiş oluruz."
"İstersen sen gel? Yani malum iki çocuk ve ben.."
"Aşk olsun Luhan. Lütfen gelin. Hatta hemen şimdi gelmelisin. Çünkü kahvaltı için seni bekliyorum."
"Huh? Ah tamam hemen hazırlanıyorum."
Biraz geç düşen jetonumla yataktan fırladım. Hızla üzerimi değiştirip Kyungin'in odasına gittim. Yerinde bulamayınca salona koştum.
"Bebeğim?"
"Yuhan? Panda isliyoydum."
"Panda?"
Ekrana baktığımda müptelası olduğu belgesel kanalıyla karşılaştım. Gülümseyerek yanına gittim.
"Neden beni uyandırmadın bebeğim?"
"Kaydeşim uyuyoydu. O yüsden uyandıymadım."
"Karnın çok acıktı değil mi?"
"Biyas. Şey.. Ben Kun Şu babamı ösyedim."
Melek kalbinin istediği her şeyi gerçekleştirmek bana daha fazla huzur veriyordu.
"Birazdan yan komşumuz olan Yixing amcalara gideceğiz. O yüzden gitmeden önce Kyung Soo babanla konuşalım bebeğim."
"Hmhm."
Soo'yu aradığımda o da benim gibiydi. Uyumaktan şişmiş gözleriyle yattığı yerden ekrana bakıyordu. Telefonu Kyungin'e verip odasına gittim. Giymesi için kıyafetlerinden bir şeyler seçip salona döndüm. Ben dönene kadar çoktan vedalaşıp kapatmışlardı bile.
Tam giydirmek için uzandığımda elimi tuttu.
"Ben giyeyim. Aytık kocaman oydum. Hey gün büyüyoyum. Seymin'i giydiy şen."
"Pekala bebeğim. Ben Taemin'i giydirmeye gidiyorum. Eğer rahat giyemezsen seslen olur mu?"
"Hmhm."
Koşarak Taemin'in odasına gittim. Yattığı yerde pelüş ayılarıyla oynayan oğlumun üzerini değiştirip kucağıma aldım. Biz merdivenlerden inerken Kyungin aşağıda gülümseyerek bize bakıyordu.
"Yuhan indiy onu. Ben götüycem."
"Nasıl yani?"
"Kaydeşim öyebiyiy. Bıyak Seymin'i."
