Aklında ki şeyi söylemenin verdiği rahatlıkla hızlı adımlarla hastane otoparkına doğru yol aldı. Kızın anlattıkları aklında bazı şüphelerin oluşmasına neden olmuştu ve şüphelerinin doğru olup olmadığını öğrenmeye kararlıydı. Siyah BMW'sine binir binmez ilk işi radyoyu açmak olmuştu. Her zaman dinliyor olduğu radyo kanalında kalmıştı. Çalan The Weeknd'in "Can't feel my face" şarkısına eşlik etmeden duramamıştı. Yol boyunca arada sesini yükselterek şarkı söylerken şarkının ritmiylede hafif hafif sallıyordu. Yaklaşık bir buçuk saat yolculuktan sonra arabayı durdurmuş olduğu yer askeri hastaneydi. Burda yapılan araştırmaların hastaların DNA'larına kadar ayrıntılı olduğunu bildiği için kanı birde burda incelettirecekti. Hastane binalarının birinin en alt katında bulunan Labaratuar bölümüne indiğinde karşısında duran adama samimi bir şekilde sarılmıştı.
"Burnuma hoş kokular geliyor. " demişti Labaratuarda çalışan adam. Doktor cebindeki tüpü çıkartıp ona uzatmıştı." Belki bundan geliyordur Gökhan. Şunu biraz incelesene. " demişti doktor, yakın arkadaşına. Tüpü alıp " Dostum bu oldukça basit. Ama yaptığım işler için bir karşılık beklerim her zaman. Bilirsin beni. " demişti şakayla karışık. Doktor gülmüştü.
" Merak etme tüp senin. " diyip ufak bi kahkaga atmıştı.
" Sağol be doktor. Sende olmasan naparım. " demişti Gökhan. İkiside bir süre güldü." Sonucu e-mail'le yollarsın olur mu? "
" Tabi, olur da merak ettiğim birşey var Savaş. "
Doktor soru sorar gözlerle Gökhan'a baktıktan sonra Gökhan konuşmasına devam etti.
" Şu işleri bırakmayı düşünmüyor musun cidden ? Birine aşık olsan çoluk çocuğa karışsan ya artık. "
Doktor önce güldü ve" Kardeşim bi kadına ihtiyaçım yok şuan, aşık olmayada. Hem ben yaptığım işi seviyorum. Belki de aşık olduğum tek şeydir. Çoluk çocuk konusuna gelicek olursak senin bildiğin gibi bir grup küçük şeytana babalık yapıyorum zaten. " diye cevaplamıştı soruyu.
" Yani haklısın doğru olabililr. Sanada birşey denmiyor lan. " Gülmüşlerdi.
" Çok vaktim yok Gökhan. Gitmelimiyim artık. Kendine iyi bak. " dedikten sonra doktor, kapıya doğru yönelmişti.
" Sende doktor. Ha bi de küçük Şeytanıma selam söyle mutlaka. "
" Elbette. görüşürüz. " dedikten sonra hızlı adımlarla odadan çıktı. Asansörle yukarı çıkıp dışarı doğru ilerlemişti. Arabasına binip hastaneye geri dönmüştü, işinin başına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AZAZEL
Teen Fiction13'ünde derinlerden gelen bir çığlık duyarsanız eğer, bu onun dönüşünü tamamlaması, gücünü kanıtlaması ve savaş çığlığından başka bir şey değildir. "Azazel." "Azazel ?" "Evet ama Azel demen yeterli.Bana herkes öyle der." Yaptıkları kanınızı ısıtac...