Anne ve babası şaşkınlıkla birbirlerine bakarken daha fazla dayanamayıp konuştu.
"Dalga mı geçiyorsunuz siz? Vampirizm de neyin nesi şimdi? Bu ne saçmalık. Ben bunu dinliyicek değilim." diyip kapıya yöneldiğinde annesi sertçe kolundan tutmuştu.
" Otur." dedi sertçe kızına sandelyesini göstererek. Doktor kızı sakin tutabilmek için konuşmasına devam etti.
"Farkındayım bunun size ne kadar tuaf ve saçma geldiğine fakat vampirizm denilen bu şeye neden olan bir virüs var malesef ki. Sizin yapmanız gereken tek şey bunu olağanüstü bir şey değil de bir hastalık gibi görmeniz. Sizinde bildiğiniz gibi bunun bir tedavisi yok. Ki bence buna gerekte yok. Kızınız güçlü olmayı, böyle yaşamayı eminim ki sevecek. Hayatı bundan sonra fazlasıyla değişecek. Tabiki de iyi anlamda. Şu öfke sorunlarını da çözmesine, çözebilmesine yardımcı olacağız. Gücünü, öfkesini istediği gibi kontrol etmesini sağlayacağız. Güçlü bir tür olmasını umut ediyorum. Bugün sizi buraya getirmemin nedeni de bu virüs zaten. Şuan karşınızda da oturmakta olan bu adam da bu virüsten nasibini almış şanslı kişilerden biri. Bu eve bahçe kapısından girdikten sonra görmüş olduğunuz herkes kızınız gibi. Yani vampir. Yaklaşık seksen kişi buraya dahil. Yaklaşık kırk tane küçük odamız bulunmakta. Bu seksen kişiden burada kalanlar için. Çoğu kendi evlerinde kalırlar. Haftada en az iki kere buraya gelmeleri şarttır. Ama zaten neredeyse hergün hepsi burada olurlar. Ne diyebilirim ki tuhafta olsa eğlenceli bir yer burası. Yaş sınırı en fazla 28 olduğu için genç arkadaşlar pek sıkılmazlar. Aslında uzun uzun konuşmayı pek sevmem ama bunları şuan size açıklamak benim görevim. "
Doktorun sözü bitince yüzünü iyice inceledi bir vampir olmasına şaşırmıştı aslında, değişik bi görüntüsü vardı sonuçta. Dayanamıyıp güldü ve " Ya Doktor, bu bahsettiğin virüsü biliyorum. Bu konuda oldukça bilgim de var. Varlığına inancımda vardı. Ama ben sizin gibi değilim. Bu saçmalık sadece. Ben vampir olamam. Neden ki yani? Neden ben olayım? İzninizle ben daha fazla dinlemek istemiyorum sizi." dedikten sonra bir kaç adım atıp kapıya doğru ilerlemişti. Annesi yine durdurmaya çalışınca bu sefer devreye Doktor girdi.
"Lütfen bırakın. Biraz hava alsın." demişti yakışıklı adam. Bir kaç adım daha atıp odadan çıkmıştı. Doktor'un çağırışı üzerine bir kaç dakika sonra takım elbiseli orta yaşlarda bir adam girmişti içeri. Ayrıntılı bilgileri onun anlatacağını söyleyerek odadan dışarı yeni küçük vampirin yanına gitmişti Doktor. Aşağa kat indiğinde onu göremiyince masa başında toplanmış olan gruba sorarak bahçeye çıkmış olduğunu öğrendi. Bahçedeki bi ağacın altına ağacın gövdesiyle yüz yüze gelecekleri şekilde oturmuştu genç kız. Yanına oturdu Doktor da. Konuşmaya başladı.
"Biliyorum. tuhaf ama her tuhaf şey kötü değildir."
"Tuhaf olmak istediğimden emin değilim."
"Emin olabilmen için, tuhaf olma konusunda kendine izin vermelisin." dedi Doktor ve devam etti. " Zor bir durumda hissedebilirsin kendini. Sadece bir şeyleri oluruna bırak. Zor olan bir şey olmadığını göreceksin."
Dönüp kızın yüzüne baktı uzun uzun içtenlikle. Sonra bileğinden tuttu. Parmağını bileklerinde belli olan damarların üzerinde gezdirdi bir kaç saniye. Tekrardan elinin üstünden tutup kızın kalbinin üzerine koydu elini. Kız, Doktor'un amacını anlamaya çalışıyordu sadece.
"Bir dakika için gözlerini kapatıp kalp atışındaki gücü hissetmeye çalış. Bunu şuan kabul etmiyor olabilirsin ama elbet kabul edeceksin. O zaman ben yine burada olacağım. Sadece ne kadar güclü olduğunu fark etmeye çalış." diyip odasının yolunu tutmuştu.
Doktor'un bu konuşması biraz etkilemişti onu. Daha fazla bahçede beklemenin bir anlamı olmadığını düşünerek köşke girdi. Merdivenlerden çıkarken kızların ona bakıp aralarında konuştuklarını fark etmişti pek belli etmesede. Odaya girdiğinde az önce oturmuş olduğu sandalyeye geçmişti yine.
"Buradaki sistem şöyle ki; yeni gelen birinin eğitimini benim seçmiş olduğum başarılı bir vampir üstlenir. Kızınız için de seçmiş olduğum kişi yaklaşık üç yıldır benimle birlikte, sağ kolum da diyebiliriz. Ayrıca şuan sahip olduğumuz en güçlü vampirdir." diyerek başladı Doktor.
"Kendisi..." diyip kapıyı eliyle gösterdiğinde kapıyı açıp içeri on sekiz yaşlarında, fazlasıyla yakışıklı ama sert bir yüze sahip olan birisi girmişti. Kol kasları, giymiş olduğu takım elbiseyi yırtacakmış gibi germişti. Baştan aşağı siyahlar içindeydi. Kıyafeti vücudunun görünmesine engel olsa da boynunda duran dövme kendini belli ediyordu. Küpeyi bir erkeğe ilk defa bu kadar çok yakıştırmıştı.Odaya girdiğinde yapmış olduğu ilk şey yeni vampirin babasının elini sıkmak olmuştu. Sıra anneye geldiğinde eli kibarca tutarak eğilip nazikçe öpmüştü. Kadının hoşuna gitmiş olsa ki gülümseyerek karşılık vermişti. Sonra kıza geldiğinde ise elini sertçe uzattı, eli sıkmak için tutulduğun da eğilip biraz. Sert bakışlarını kızın üzerinde boydan aşağıya gezdirdikten sonra "Kain (Keyin) ben." dedi kısık bir ses tonuyla.
"Azazel." diye bir cevap vermişti sadece.
"Azazel?" demişti doğru anladığından emin olmayarak.
"Evet ama Azel demen yeterli. Bana herkes öyle der."
Azel'le de selamlaşması bittikten sonra Doktor'un sağ tarıfına geçip iki elinin arkasında birleştirerek beklemeye başladı. Azel'le ilgilenecek kişi olarak ailesine güven veren bir ifade yaratmaya çalışıyordu yüzünde. Doktor'un sağ kolu oluşunu belli ediyordu. Gözlerini bir an için Azel'e çevirip uzun uzun baktı sert ifadesini bozmadan. Ortamda ki sessizliği Doktor bozmuştu.
"İstersen bugün biraz burda vakit geçir. Arkadaşlarınlada kaynaşmış olursun. Ne dersin?" diyince Doktor, herkes Azazel'e dönmüştü. Hızlı hızlı kafasını iki yana sallayarak istemediğini belirtti. Doktor gülümseyerek " Pekala, yarın okul çıkışı bir araba yollarım senin için." demişti. Doktor'un anlatacak başka bir şeyi kalmadığından Kain ile birlikte onlara kapıya kadar eşlik etmişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AZAZEL
Teen Fiction13'ünde derinlerden gelen bir çığlık duyarsanız eğer, bu onun dönüşünü tamamlaması, gücünü kanıtlaması ve savaş çığlığından başka bir şey değildir. "Azazel." "Azazel ?" "Evet ama Azel demen yeterli.Bana herkes öyle der." Yaptıkları kanınızı ısıtac...