Anneannem

214 15 0
                                    

Azel olaylar karşısında ne tepki vereveğini bile bilmiyordu. Saçma olduğunu düşündüğünden değil, kendisinin başına gelmiş olduğu içindi bu şaşkınlığı enesini kapalı tutamamıştı, arabaya binip kapıyı çeker çekmez konuşmaya başlamıştı.
"Bu nasıl mümkün olabilir ki? Bence kandırılıyoruz. Benim ne alakam olabilir? Saçma sapan olaylar bunlar." gibi sözler kullanarak bağıra bağıra konuşunca anne ve babasının tepkisiz kalmasından rahatsız olup tekrar devam etti konuşmaya.
" Ya bir şey söylesenize. Bu saçmalığa inanıyor olamazsınız. Neden oturduk ki orda ya. Off." dedikten sonra, annesi oturduğu ön koltuktan arkaya bakarak eliyle "sus" işareti yapmıştı. Annesinin ikazına kulak asmayarak devam etmişti bağırıp çağırmaya arabanın içinde. Ani bir frenle arabayı durdurmuştu babası, arka koltuktaki Azel'e dönerek "Eve gidene kadar çeneni kapalı tutman mümkün mü?" bağırmıştı. Babasından öyle bir tepki beklemiyordu. Hemde hiç. Susup camdan dışarıyı izlemeye başlamıştı. Eve gittiklerinde hızlıca arabadan inip koşar adımlarla direkt odasına çıkmıştı. Yaklaşık 10-15 dakika sonra annesi gelmişti yanına. Yanaklarından öpüp "Baban seni çalışma odasında bekliyor birtanem." dedi. Babasının ona bağırdığı için gönlünü alacak bir şeyler yapacağını düşünmüştü ilk başta ama odaya girdiğinde babasının ciddi ifadesinden yanıldığını anlamıştı. Gözüne kestirdiği ilk yere oturdu hemen ve babasına döndü. Adam başlamıştı konuşmaya.
"Sen çok güzel bir kızsın Azel. İsminde aynı senin gibi çok güzel. Sana bu ismi kimin koyduğunu biliyorsun değil mi?"
"Evet tabiki de biliyorum baba.Anneannem. Ona bu konuda borçluyum galiba."
"Bazen anneannene çok benzediğini düşünüyorum. Güçlü, hırzlı, becerikli, cesur ve korkusuz. O da senin ona benzeyeceğini düşünmüş olsa ki sana bu ismi vermiş." derken annede odaya girip kocasının yanına oturmuştu. Konuşmasına devam etti babası.
"Sen doğduktan tam altı gün sonra kaybettik onu. Onun acısını unutturucak kişiydin sen. Sana koymuş olduğu bu adın anlamını hiç merak etmedin mi?" diyerek sorunca adam, kafasını olumsuz anlamında sallamıştı sadece. Adam oturduğu yerden kalkıp karşı tarafta duran kitap tarafından yıpranmış eski bir kitap alıp tekrar yerine oturmuştu.
Kitabın içinde üst kısımdan çok az ucu görünen bir resim vardı. Kitabı kızına uzatıp " Resmin bulunduğu sayfayı aç." dedi sadece. Azel kitabı eline aldığında parmaklarını kitabın kapağında gezdirmişti biraz ve sonra o sayfayı açtı. Resimde gördüğü kadının güzelliği karşısında donup kaldığını farkeden annesi " Anneannen. " diye fısıldamıştı kim olduğunu. Resmi sayfadan kaldırdığında sayfada adının yazılı olduğunu görünce anlamını okudu.

Şaşırmıştı ama fazlasıyla da etkilenmiş gibiydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şaşırmıştı ama fazlasıyla da etkilenmiş gibiydi. Başını kaldırıp babasına bakarak "Silah ve şavaş tanrısı." demişti. Babası kafasıyla onaylayıp kitabı eline almıştı tekrar. Konuşmayı bitirerek son sözü de söylemişti.
" Bizim geçmişimizde bu virüsü taşıdığı söylenilen sadece sen değilsin Azazel. " elini saçlarına götürdü kızının ve "Anneannen de aynı senin gibiydi." dedikten sonra kızının anlından öperek odadan çıktı. Azel'in vücudu buz kesilmişti adeta. Bu durumda Doktor'un anlattığı,söylediği her şey doğruydu. Bu mümkündü. Her şey inanılmazdı. O artık bir vampirdi. Bunları düşündükten sonra gülmeye başladı. Gülümsemesi kahkahaya dönmüştü ve o da sevinç çığlıklarına oturduğu yerde arkaya yaslanmış deli gibi çığlık atarken bir an için durup "Ben bir vampirim." diye bağırdı. Kahkahaları bir süre devam etmişti.

AZAZELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin