"OHA"

163 3 2
                                    

"Neyse tamam yeterince güldürdün bizi. Ben yarım saat yada bir saat içinde kolyeyi getiririm. Uyuma sakın." deyip konuyu değiştirmişti Kain.
"Yok hayır uyumam.Ama bir saat diyip de geç kalma sakın."
"Hayır geç kalmayacağım." dedikten sonra evden ayrılmıştı.
Köşke geri döndüğünde hemen Doktor'un yanına gidip kolyeyi almıştı. Azazel'in evinin önüne geldiğinde evdekileri ikinci kez rahatsız etmek istemediğinden arka bahçeye doğru yönelmişti. Azazel'in odasının camının altına geldiğinde yerden ufak bir taş alıp odanın camına fırlatmıştı. Odasında oturmuş çizimleriyle oyalanan Azel taşın cama değdiğinde çıkardığı sesi duyup cama doğru yürüdü. Pencereyi açıp aşağıya baktığında bi hayli şaşırmıştı.
"Ne yapıyorsun sen orda?" diye sorduğunda cebindeki keseyi çıkartıp ona göstermişti Kain.
"Eee kapı var." demişti kız.
"Gerek yok. Kafanı içeri al." dediğinde nedenini anlamamış olsada denileni yapmıştı. Kain aniden evinden duvarının yukarılarına doğru zıplamış eliyle ufak oluklardan tutup vücudunu taşıyordu. Aynı zıplamayı bir kez daha tekrarlayıp pencerenin pervazlarından kendini yukarı doğru çekerek camın aralığına oturmuştu. Bunu yapması sadece bir kaç saniye sürmüş olmasına rağmen oldukça zordu. Azazel anlayamamıştı bile nasıl yaptığını.
"Bunu nasıl yaptın?"
"Öğreteceğim. Merak etme." dedikten sonra cebinden kadife, siyah, ağız kısmı iple büzülmüş bir kese çıkartıp Azazel'e uzatmıştı. Azazel keseyi almak için elini uzattığından avcunun içinden tutuyor olduğu keseyi yumruğunu sıkarak almasına engel olmuştu.
"Önce bilmen gerekenler var.Bunu sana veriyorum ama tabiki de ona iyi bakman şartıyla. O seni korumak için var ve sende ona sahip çıkacaksın. En önemli kısmıysa bununla ilgili, bunu hiçbir zaman çıkartmaman gerektiği. Ne olursa olsun, nerede olursan ol bu her zaman boynunda kalacak. Sıçmaya giderken ve hatta banyo yaparken bile boynunda olacak. Gayet açık konuştum değil mi? "
" Evet gayet netti. "
Kain'in elindeki torbayı almıştı. Kolyeyi içinden çıkarttığında güzelliğinden oldukça etkilenmişti.
" Tak. "dedi Kain her zaman ki sert ses tonuyla.
" Tamam takarım birazdan. "
" Şimdi tak.Boynunda olduğunu göreceğim. "
Kain'in dediğini yaparak takmıştı boynuna kolyeyi. Azazel'in takmış olduğunu gördükten sonra camın pervazında ayağa kalkıp kendini arkaya, camdan aşağıya doğru bıraktı. Düşmüş olduğunu düşündüğü için Azel panikle cama koşup kafasını dışarıya çıkartarak dışarı bakmıştı. Ama pek de beklediği gibi bir manzara yoktu karşısında. Kain yoktu.Ortalıkta görünmüyordu. Çok hızlı gitmiş olabileceğini düşünüp camı kapatıp girdi içeriye. Aslında gitmemişti henüz Kain, arka bahçedeki ağacın dalları arasına çıkmış oturuyordu sessizce. Bunu yapıyor olmasının nedeni aklında olan bir kaç soruydu.Azazel'in kolyeyi çıkarıp çıkartmayacağını merak ediyordu. "Onu çaktırmadan izlemesinde ne gibi bir kötülük olabilirdi ki? "diye düşünüp cama tekrar tırmanıp pervazından tutarak perdenin açık kalmış kenarından içeriyi izlemeye başlamıştı. Kollarıyla bütün vücudunu taşımak çok da zor değildi onun için. Yatağın kenarında ki dolaptan bir kaç parça şey alıp yatağının üzerine bırakmıştı. Daha sonra uzun boy aynasının karşısına geçip çoğu zaman yaptığı gibi yine kendi görüntüsünü inceliyordu. Kain'in baktığı yerden Azazel'in aynadaki yansımasıyla birlikte arkası da görülüyordu. Azazel hâlâ aynanın karşısındayken boynundaki kolyeyi avucuna almış inceliyordu. Daha sonra kolyeyi yavaşca dudaklarının üzerine koyup ölmüştü. Omuzlarına doğru düşen saçlarını elleriyle arkaya doğru atmaya çalışmasına rağmen bir ara, bir kaç tel saç yüzünü yanına kayıp geliyordu. Çıkarıp çıkartmıyacağını merakla izliyordu Kain camın dışından. Bir yandan da ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordu Azazel'in. Odasında bulunan banyoya girmişti daha sonra. Kain'de kolyeyi çıkaramadığı gördüğü için inecekti ki tam Azel geri çıkmıştı banyodan. İzlemeye devam ettirdi Kain. Kız tekrar aynanın önüne gelip saçlarını arkaya atmıştı az önceki gibi. Ardından parmaklarını üzerine giymiş olduğu beyaz, ince, üzerinde efil efil esen elbesinin askılarına götürmüştü. Parmak uçlarıyla elbisenin askılarını omuzlarından aşağıya doğru itince elbise vücudundan sıyrılıp yere düşmüştü. Aniden gerçekleşen bu olayı izlen Kain,
Azazel'in sadece iç çamaşırlarıyla kalan vücudunu görünce bir kaç saniye afallayıp baka kalmıştı sadece. O bir kaç saniyelik afallamanın ardından içinde olduğu şaşkınlığın atkisiyle tutunduğu yerden ellerini alıp düşmüştü arka bahçeye. Sesi duyar duymaz elbiseyi tekrar hızlıca üzerine geçirip cama koymuştu Azazel. Ama hiç bir şey göremiyince sesi yine kuşların yapmış olduğunu düşüncesine kapılıp içeri girdi tekrar. Ağacın dallarına karışmış olan Kain "Oha." demişti sessizce . Ağaçtan hızla inip koşarak bahçe duvarından atlamış duvarın öbür tarafına, kaldırıma çöküp oturmuştu. Tekrar aynı söz çıkmıştı dudaklarından.
"Oha."
O görüntü gözünün önüne gelince pis pis bir gülümse oluştu yüzünde. Gülümseme daha sonra ufak çaplı kahkahalara bürünmüştü. Kahkahalarına devam ederken bir yandanda bir dal sigara çıkarıp dudaklarının arasına sıkıştırmıştı. Daha sonra o gri dumanı ağzından dışarı çıkartıp "Bizim çirkin ördek yavrusu sandığım kadar da çirkin değilmiş." demişti gülümserken. Siğarasını bitirmeden atıp ayağa kalkarak arabasına doğru yürümeye başladı. Bir kaç adım attıktan sonra kafasını yana çevirip Azazel'in odasının yanan ışığına doğru bakmıştı kısa bir süre. Sonrasında yürümesine devam etmişti. Arabada yol boyunca çıkmamıştı Azazel'in o haline aklından. Sağ eliyle arabanın direksiyonunu tutarken, dirseğini camdan dışarı çıkarmış olduğu sol elinin işaret parmağını eklem yerinden katlamış dişleri arasına almıştı.

AZAZELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin