Videoyu izleyin lütfen arkadaşlar.
Iyi okumalar.
"Birkan ben yapmış olamam,lütfen inan bana!"dedim daha fazla kendimi tutamayarak.Hıçkırıklarla ağlarken onun göğsüne başımı koymuştum.Sustu,birsey demedi.
"Birkan?"dedim daha çok cevabından korkarak.Yüzüme baktı ve acı bir gülümseme yolladı.
"Güzelim ben sana inanıyorum ama Merve polislere senin yaptığını söylemiş."
"Hatırlamıyorum!"dedim bağırarak.Hastahanedeki bütün yüzler bize dönünce dayanamadım ayağa kalktım."Yalan söylüyor Birkan,o benden hep nefret ediyordu.Ona zarar vermedim."
"Biliyorum sevgilim,sakin ol."Elimi tuttu ve oturmamı sağladı,elleriyle saçımı okşadı.Biraz daha sakinleştiğim an babam korkuyla içeri girdi.Etrafı gözleriyle aradıktan sonra bana döndü.
"Sen!"dedi bağırarak.Korkuyla tekrardan huzur bulduğum adamın boynuna sakladım yüzümü.Deli gibi korkuyordum çünkü birine zarar verme düşüncesi beni çıldırtıyordu."Nasıl yaparsın Azra!"
"Ben yapmadım!"dedim yüzümü kaldırarak.Bana hiç sevgiyle baktığını görmemiştim ama şimdi tiksinir gibi bakıyordu.Gözlerim yanarken yüzüne bakmaya devam ettim,beni atıp o kadını tutuyordu.Onun için beni yok sayıyordu ve bu canımı herşeyden çok yakıyordu.
"Ne oldu o zaman,anlat."dedi daha sakin bir sesle.Birkan güven verir bir şekilde elimi sıktı ve gözlerime baktı.Cesareti ondan alarak babama döndüm,gerçi o sıfata pek yakışmıyordu ama neyse.
"Bir anda Merve'nin yapmacıklığını anlayıp ona o konuda birşeyler söylüyordum.Sonra sinirlenip tabağı yere fırlattım ve ceketimle hırkamı alıp evden çıktım.Arabaya bindiğimde ellerimde kan olduğunu fark edip geri döndüm.Sonrasını biliyorsunuz zaten."
"Inandığımı düşünmüyorsun değil mi?Ne sanıyorsun sen beni,üç yaşından falan mı?"dediğinde gözlerimi yumup,ellerimi sıktım.Dayanamıyordum artık,herkesin hep suçlu beni çıkarmasından sıkılmıştım.
"Ben seni baba sanmıştım,kusura bakma."Birkan'ın elinden kaldırdım ve gelen polislere doğru yürüdüm.Evet çok korkuyordum ama beni şikayet etmişti,yapacak hiçbir şeyim yoktu.
"Bizimle merkeze gelmeniz gerekecek."
"Bir dakika izin verir misiniz?"dedim en fazla benden beş yaş büyük olan polise.Başıyla onayladı ve yanındaki,ondan daha yaşlı duran polise döndü.
"Sevgilim?"dedim boynuna sarılarak.Kolları sıkıca beni sararken ağlamamak için zor tuttum kendimi.Bu sıralar hayatım çok dramatik ilerliyordu ve o eski komik Azra'dan eser kalmamıştı.Olaylar üst üste geldikçe dayanamamış,yıkılmıştım.Ve bu süreçte yanımda sadece iki kişi vardı.
Araz.
Birkan.
Olmasalar,olmazdım.
Kollarımı çekerken"Görmeye gel olur mu?"dedim.Gözleri kızarmış bir şekilde alnımdan öptü.Biraz daha sakinleştikten sonra babama döndüm.Ifadesiz gözlerle bana bakıyordu,senin eserin diye haykırmak geldi içimden.Yapamayacağımdan değil de bazı şeylerden korktuğum içindi.Tabi annemi de üzmek istemiyordum.
Polisin teki koluma girdi ve çıkışa doğru ilerledik.Bir ara arkamı döndüm,Birkan babama bağırıyordu.Bu görüntü hoşuma gitse de Birkan'ın bazı şeyleri değiştiremeyeceği şeyler vardı.Gözümden akan yaşı silmeye bile çalışmadan polis arabasına bindim.Dakikalar sonra emniyetin önünde durduk ve içeri girdik.Başkomiser yazan odanın önünde beni bıraktılar.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
PATRONUM
Fiction généraleÇok zengin ama yaptığı şımarıklıklar yüzünden babası tarafından başka iş aramaya yönlendirilen kızın,hayatının kısa sürede değiştiği,eski halinden eser kalmayan kıza dönüşümü... Çok zengin ama bir o kadar da sapık olan babası tarafından şirketin baş...