Siyah dar paça kot,üstüne beyaz gömlek ve siyah montum,ayakkabı da sanırım siyah sporlarım.Tabiki de yine harikayım.
Bugün ilk iş günüm ve kaçta gideceğimi falan bilmiyorum,dün eşeklik yapmayıpta milleti dinleseydim böyle olmazdı.Ama uzaydan fırlatılan çocuk çok tatlıydı.
"Azra,işe kaçta gideceğini biliyor musun?"dedi babam.
"Hayır."diye bağırdım üst kattan alt kattaki babama.Montumu elime aldım ve odamdan çıkıp merdivenlere yöneldim.Merdivenlerden indim ve babam kahvaltı masasında oturuyordu.
"Baba,ben neden çalışmak zorundayım ki?Çok zenginiz."dedim soru sorar bir şekilde.
"Biliyorum ama kendi ayakların üzerinde durmak zorundasın,ben her zaman yanında olmayacağım."Şimdi olmadığın gibi mi demek isterdim ama diyemedim.Benimle çok ilgilenmese de sevgisini göstermese de o babamdı.Annemi kaybettikten sonra bir de babamı kaybedemezdim.
"Tamam baba istediğini yapacağım."dedim.Hızlıca birkaç birşey atıştırıp ayağa kalktım.
"Dur,akşama misafirimiz var özellikle senin evde olmanı istiyorum anlarsın ya ortaklık işleri."
Gözlerimi devirdim ve "Tamam baba."dedim.Babamın misafirlerinden nefret ediyordum.Belki Araz'a gidecektim,ilk iş günümü kutlayacaktım.Ne diye misafir çağırıyorsun baba?
Son model ve lüks beyaz yavruma binip dün gittiğim Atalar Holdinge sürdüm arabamı.Arabamın çok kıymetli olduğunu söylemiş miydim?Sanırım şimdi söylemiş oldum.Ben garajdan çıkarken üvey annem Merve arabasıyla bahçeye yeni giriyordu.Kim bilir nerelerde sürtüyordu sürtük kadın.
Arabamla düz yolda ilerlerken bir tane araba bana arkadan korna çaldı.Sorun yoktu,çok sinirli bir insan olmadığım için hiç bozuntuya vermeden sürmeye devam ettim ama sürekli korna çalınca arabayı kenara çekip durdurdum.Düz yolda hiç hata yapmadan ilerliyordum,niye korna çalıyordu ki?
"Beyefendi sürekli korna çalmanıza gerek yok,doğru düzgün arabamı sürüyorum ben burda.Yol da geniş,istediğiniz yerden geçebilirsiniz."diye bağırdım korna çalan kişi arabadan inerken.Arabadaki kimdi bilmiyorum ama ben durunca o da durmuştu,tanıdık biri miydi acaba?
Dün ki uzaydan fırlatılan çocuk arabadan inerken şaşkınlıkla ağzımı araladım,ne işi vardı ki benimle korna çalıyordu?
"Sorun mu vardı?"dedi uzaydan fırlatılan çocuk.Tabiki de onun karşısında kendimi ezdirmeyecektim.
"Tabi ki var!Ne diye korna çalıyorsun kafan iyi mi?"diye sakince sordum.Uzaydan fırlatılmışsa fırlatılmış ne yani kendini birşey sanmak zorunda mı?
"İstediğimi yaparım ben,sana hesap vermek zorunda değilim ben."dedi.
"İstediğini yapmakta özgürsün,sana birşey diyen oldu mu?Ama benim haklarımı kısıtlayamazsın anladın mı?Bunu o beynine sok ve bir daha karşıma çıkma."diyerek sakinlikle sürdürdüm sözlerimi.Tüm arabalar durmuş bizi izliyordu,sanki ne vardı izleyecek?Karşıma çıkma demiştim ama inanın ki karşıma çıkmasını çok fazla istiyordum.
O kadar havalı bakıyordu ki daha fazla etkilenmemek için arabama geçip tekrar çalıştırdım,daha fazla millete oyun sergilemeye gerek yoktu.Hem iş yerinde elbet görürdük birbirimizi.
Şuan asansördeyim ve 8.kata çıkıyorum.Umarım dün yaptığım şeyden dolayı beni işten atmazlar.Yani daha önce başıma böyle bir olay gelmişti de...
Asansörden indim ve karşımdaki muhasebeye çalışacağım yeri sormak üzere ayaklarımı yönelttim.
"Bakar mısınız,dün ben işe alındım ama nerde çalışacağımı bilmiyorum.Ben sekreterlik için başvurmuştum."dedim orda oturan kadına.
![](https://img.wattpad.com/cover/30839370-288-k117911.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PATRONUM
Ficción GeneralÇok zengin ama yaptığı şımarıklıklar yüzünden babası tarafından başka iş aramaya yönlendirilen kızın,hayatının kısa sürede değiştiği,eski halinden eser kalmayan kıza dönüşümü... Çok zengin ama bir o kadar da sapık olan babası tarafından şirketin baş...