Bölüm 23-GÜVEN

1.2K 39 9
                                    

Bazen insanın kaçacak bir deliği kalmıyordu,o kadar da değil abartma dediğimiz anlarda oluyordu.Hatta sevdiğimiz birini kaybetmediğimiz sürece hep kendimizi avutacak birşeyler buluyorduk.Biri de çıkıp demiyordu ki,hata yaptın,sıçtın ve üstüne sıvadın.Kendini neyle avutuyor olabilirsin?Nasıl bir yalanla kendini kandırıyor olabilirsin Azra?Neden gerçekleri bu kadar acı görüp yalanlarla avutulmak ister ki insan,neden bu hayatı bu kadar umursar?Ortalama olarak geldiğimiz 60 senelik dünyada o kadar fazla şeyi umursayıp üzülüyoruz ki bazen bi hayatımızın olduğunu unutup kendimizi dert batağı olarak görüyoruz.

Sonra birşey oluyor,ya alışıyorsun ya da duygusuzlaşıyorsun.Ikisi de tercihimdir bu arada ama yine de bir yanı acı çekiyor insanın.İşte güçlü olabilmenin yolu da o acı çeken yanını bastırmaktan geçiyor.

Öyle bir devirde yaşıyoruz ki intikam isteyen kendini güçlü sanıyor,ağlamayan kendini güçlü sanıyor,sürekli gülen kendini güçlü sanıyor,kavgaya arkasıyla birlikte giden,zengin olan ve daha fazla sayamayacağım tarzda insan duygularını bastırarak kendini güçlü sanıyor.Hayır kardeşim bu güçlü olmak değil,bu yok olmak üzgünüm.Yemişim öyle güçlü olmayı, ben hayvan gibi ağlayıp üzülmedikten sonra ayağa kalkmayı kim umursardı ki.Ayakta olan bi insan ayakta kalmaya devam etse kimse bunu umursamazdı.Amma velakin yerin dibinde olup tırnaklarıyla kazıya kazıya çıkan insanı kimse unutmuyor.Bir başarı öyküsü olarak anlatılıyor hatta.

Tabi hepimiz bu kadar şanslı değiliz,keşke hepinizin yanında olup destek olabilsem.Biliyorum gerçekten çok zor yaşamak,ama yine de bir umut var.Biz gerçek çaresizliği tatmadık kardeşlerim,bizler acı çekiyoruz ama çaresiz değiliz.Yaşadığımız toplumu çevreyi değiştirebiliriz ve böylece de toplum daha anlayışlı olur.Ama ne sen ne de ben böyle birşey için uğraşıyoruz.Çünkü aman banane ya yan komşunun yiyecek birşeyi yoksa benim aşk acım var,banane ya onun çocuğu ölmüşse benimde babam ölmüş.Yok ya o gelip beni sordu mu ki bende onu sorayım,bak Duygu bugün çok kötü görünüyor bi soralım mı neyi var,ya bizene o kızdan o kız tam bir yılan.

O bana böyle böyle demişti,sen nasıl gidip onun derdine ortak olursun?Sen benim arkadaşımsın nasıl benim düşmanımla konuşabilirsin?

Üzgünüm arkadaşlar bu ne insanlıktır ne de arkadaşlıktır.Biz bu duruma geldik çünkü bizene değil mi?Sosyal medyadan yazmak gerçekten kolay ama bu insanların uyanması lazım,bu insanların komşu Ayşe teyzeyi,kedisiyle birlikte yaşayan Muhittin amcayı sorması lazım,derdine ortak olması lazım.Senin aşk acına ortak olmasa da olur.

Biliyorum hepimiz genciz,aşık oluyoruz sınav baskısıyla saatlerimiz o dönen saçma sapan sandalyelerde geçiyor.Kiminiz yoksulluğun içinde çevrenize ayak uydurmaya çalışıyor,anne babanızın mesleğinden utanıyorsunuz.Kiminizde sefalet içinde her isteği olmuş bir şekilde idare ediyorsunuz.Kiminiz dershaneye gidebiliyor ekstra ders alıp daha iyi yerlere gelebiliyorsunuz,kiminiz de başarı merdivenlerini zorluklarla tırmanıyorsunuz ama hepiniz birşeyler için uğraşıyorsunuz.Size yemin ederim ki hepinizi haklı buluyorum.Zor bu devirde yaşamak gerçekten çok zor,okumazsan senden bir bok olmaz baskısıyla yaşamak çok zor.Hele de bir kadınsanız.

Ah,ah!Hepimiz yaralıyız bu konuda değil mi?

İstediğin elbiseyi giymek hakkın değil mi?Değil işte.Eğer tecavüze uğramak istemiyorsan senin hakkın edebinle giyinip başını yerden kaldırmamak.Böyle derler,çok acı bir gerçek.Tecavüzler bitmiyor çünkü kadın olmak çok garip.Demeyeceğim herhalde kadın olmak dünyanın en güzel hissi ama tecavüzü uğramamak için ülkedeki şerefsizlerin yok olması lazım.Kadın tecavüze uğruyor,arkadan biri bağırıyor;

"Ne işi vardı o saatte dışarıda?"

"Mini etek giymeseydi orospu?"

"Baştan çıkarmış işte hakim/hakime neden anlamıyorsun?"

PATRONUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin