Çok keyifli bir bölüm daha sizlerle beraber.Lütfen vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin.Sizleri seviyorum :*
Sabah olduğunda gözlerimi açtım.Ellerimle gözlerimi ovuşturdum. Panduflarımı giydim ve salona doğru yürümeye başladım.İçeri girdiğim de Aksel Eylül ve Kağan oturuyordu.Ama neden?
Kağan:"Günaydın prenses" dedi mutlu bir şekilde..Eylülü çağırdım ve neler olduğunu sordum.
"Eylül sabahın köründe Aksel ve Kağan neden burada?"
Dağ evine gidiyoruz Dolunay hazırlan" dedi. Tekrar içeri geçtim.Ve Kağan'a ne dağ evi? diye sorduğumda beni odama doğru ittirdi ve hazırlanmam gerektiğini söyledi.
***
Hızlı hızlı ne giyeceğimi hazırladım.Artık çıkmak üzereydik.Hiç hazır değildim.Yada mutlu.. Çok yorulmuştum 'Daha gelmedik mi?'diye sordum."Az kaldı Dolunay biraz sabret"dedi Aksel.
Biraz daha yürüdükten sonra sonunda gelmiştik.Burası çok ıssız ve ormanlık bir yerdi.
Aniden bir ses geldi.Hiç olmadık bir zamanda tahammül gücümü zorlayan,içimi geren bu kuşatıcı sesin gitmesini sabırla bekledim.Ama gitmedi.O mavi sessizliği dayanılmaz esmer bir gürültüyle kirletip duruyordu.Kulaklarımı tıkadım.Rahat 5 dk bekledikten sonra Kağan koluma dokundu ve"Ne yapıyorsun"dedi.
"Hiç bir şey yapmıyorum"dedim sessizce. Bir dağ evinin önünde durmuştuk.
"Galiba burası"dedi Eylül.Beni en başından beri buraya gelmem için zorlayan Eylül neden bu kadar mutluydu ki?
''Evet burası hadi içeri girelim"dedi.
Onlar kapıya doğru yöneldi.Ben hala girip girmemekte kararsızdım.
Eylül yanıma geldi.Saçma sapan şeyler dedi ve gitti.Tek bir cümlesini bile takmadım.Bu seferde Kağan geldi. Hiç konuşmadan kolumdan hızlı tuttu ve dağ evine götürdü.Burada olmaktan gerçekten sıkılıyorum.Oysa ki öbürlerinin keyfi gayet yerinde..
Biraz zaman geçtikten sonra tekli koltuk da tek başıma oturuyordum.Kağan geldi yanıma.
"Burada olmaktan memnun değilsin galiba Dolunay"dedi. Yüzümden anlaşılıyordu zaten.Tahmin etmesi o kadar da zor olmamıştı.
Tripli bir şekilde "Evet"dedim. Yanımdan gitti.
O günden itibaren Kağan'a olan duygularım tamamen değişmişti.Artık onu sevmiyordum.Zaten kağan beni hiç sevmemişti.
Sadece Kağan'a karşı tek bir duygum vardı.O da NEFRET.!
Yanlarından ayrıldım.Biraz korkuyordum ama olsun..Kağan'ı görmek istemiyordum.Bu yüzden montumu giydim ve dışarıya çıktım.
Biraz zaman geçtikten sonra Kağan geldi yanıma."Hava soğudu istersen içeri gel"dedi.
Tam hayır diyecektim ki telefonum çaldı.Kim diye sordu Kağan ben telefona bakamadan.Daha ekrana bile bakmadan nereden bilebilirdim acaba kim olduğunu..
Telefonumu hiç açmadan kapattım.Ve oradan uzaklaştım.İçeri geçtim.Eylül ve Aksel sofrayı hazırlıyordu.Ah ne heyecan verici..Eylül'ün neden bu kadar mutlu olduğunu anlamadım.Yemeğimi yedim.Kimseyle konuşmadım ve geçip koltuğa oturdum.
Öylece etrafıma mal gibi baktım.Şunlara bak ya ne kadar mutlular acaba benim göremediğim de onların görebildiği ne vardı da bu kadar mutlulardı?
Buradan olmaktan mutlu değildim hem de hiç.Koşa koşa odaya girdim.Kapıyı kapattım ve yatağa attım kendimi..Uyumak istiyorum sadece uyumak.Sabah olduğunda herkes tuhaf bir şekilde bana bakıyordu.Umurumda değildi kimse.
Mutfağa geçtim dolaptan bir elma kaptım ve afiyetle yedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Sürgün
Mystery / ThrillerGenç ve güzel bir kız olan Dolunay'a musallat olan kapşonlunun hikayesi!