İşte geldik herkesin merakla beklediği sürprizlerle dolu bölüme..
Bu bölümde yeni bir karakter giriyor.Bakalım nasıl bulacaksınız.İyi Okumalar meleklerim :*
Gitgide buradan uzaklaşmak istiyordum.Son günlerimi Eylül ile birlikte geçirmek için Eylülü ikna etmem gerekiyordu. Aksel ile konuşan Eylül'e
'Biraz gelir misin?"dedim. Önden önden mutfağa doğru yöneldim.
"Ne oldu Dolunay"dedi.
"Bak Eylül artık bu dağ evinden gitmek istiyorum. Kağan'ı gördükçe canım daha çok acıyor.Ona olan bu nefretim onu gördükçe daha çok artıyor.Bu yüzden gidelim buradan.Son günlerimde bir tek ikimiz zaman geçirelim istiyorum"dedim sinirli bir şekilde.
"Ben burada mutluyum Dolunay hem Kağan sana ne yaptı bu kadar ondan nefret edeceğin"dedi. Daha çok sinirlenmiştim.
"Gelmezsen gelme Eylül bir daha da seni ilgilendirmeyen şeylere burnunu sokma"diyerek çıkıştım. Kağan'a neler hissettiğimi ve ona aşık olduğumu bildiği halde bide soruyor.
Hayatımda ilk kez bağırmıştım Eylül'e.. Yüzüme 5 saniye kadar baktı ve koluma çarparak gitti.Çok üzülmüştüm. Eylül'e bu kadar fazla bağıracağımı hiç tahmin etmemiştim.
Buradan gerçekten gitmek istiyordum.Beni burada tutanlardan biri Eylül'dü. Anlaşılan artık o da yok..Üzgün bir şekilde merdivenlerden yukarı çıktım.Odama girdim.Yatağın altında ki çantayı çıkarttım ve üstümü koymaya başladım.
Yağmur yağıyordu.Şimşeğin sesi ile ürktüm.Çantamı aldım ve aşağı indim.
Artık buradan gidiyordum.Salonda oturan Kağan,Eylül,Aksel hiç bir şeyden habersiz sohbet ediyordu.Hızlı adımlarla kapıya yöneldim.Gözyaşlarımı tutamadım ve ağlamaya başladım. Hızlı adımlarla evden çıktım.
Şiddetli yağan yağmur 2 dk'da sırılsıklam yaptı beni.Şimdi gelelim esas konumuza eve nasıl döneceğim.Kahretsin!Gideceğimi düşünmüştüm fakat eve nasıl döneceğimi akıl edememiştim.
Hava çok soğumuştu.Yavaş yavaş yürüyordum.Çalılıkların arasında beliren bir şey vardı. Eski bir araba..Şimdilik işimi görürdü sanırım.Hemen arabaya girdim.Biraz bekledim.Arabayı
nasıl kullanacağımı bile bilmiyordum.Takılı olan anahtarı çevirdim.Birden çalıştı araba.Ayağımın altındaki şeylerden birine hafifçe bastım.Sanırım GAZ.
Yavaş yavaş hareket ediyorduk.Biraz korkuyordum.Arabayı durdurdum ve hemen arabadan indim.
Geri kalan yolu yürüyerek tamamlayacaktım.Birden telefonum çaldı.Arayan Kağan'dı. Telefonumu kapattım ve tekrardan yürümeye başladım.
Bu ormanlık yerde gecenin bu saatinde bir tek ben vardım sanırım.Keşke hiç böyle bir kavga yaşanmasaydı.Acaba şimdi ne yapıyorlardır?
Aradan bir iki saat geçti hala yürüyordum.Nefes nefese kalmıştım. Köşedeki ağacın önün oturdum ve biraz soluklandım.
Göz kapaklarım yavaş yavaş kapanıyordu.Kafamın yere doğru çökmesiyle kendimi yerde buldum.
O kadar çok uykum vardı ki yeşilliklerin arasında yatmayı göze almıştım.Yarım saat sonra ışığın gözüme vurmasıyla uyandım.Bir insan ama kim olduğunu bilmiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Sürgün
Misteri / ThrillerGenç ve güzel bir kız olan Dolunay'a musallat olan kapşonlunun hikayesi!