Mavi Sürgün

Romantik Bölüm

"Dolunay dur.Şimdi akşam seni bir yere götüreceğim ama biraz işim var halletmem gereken tamam mı?"

"Hıhı tamam" dedim dudaklarımı kıvırarak.

"Dolunay"

"Efendim?"

"Senin dudağına ne olmuş öyle hı?" dedi telaşlı bir şekilde.

"Ne,ne olmuş Kağan hı söyle?"

"Dur bekle hemen geçiririm ben"dedi.

"Dur şurada peçete var onu alayım bekle Kağan!"

"Yok Dolunay"dedi.

Dudaklarıma uzun uzun baktı ve birden öptü. Sonra da evin ortasında kaçışmaya başladı.

"Pisliksin Kağan pislik.Seni bir yakalayayım gör bak
o dudaklarını nasıl
kopar mıyorum?"

"Yoksa sende mi beni dudaklarımdan koparırcasina öpeceksin?" dedi gülerek.

"Pislik sapık gerizekalı"

Bir süre sonra Kağan yanıma geldi.

"Ben çıkıyorum Dolunay"

"Birşey yemeyecek misin?"dedim.

"Yok Dolunay bugün sabah seni yedim zaten"dedi.

"Elimde ki zeytini fırlattım.

"Gıcık" dedim.Ama içimden.

"Kahvaltım da müthüştü"dedi birden.

Haa bide şive yapıyor allahım nasıl bir bela bu bana.

"Nese Dolunay işlerim var ben seni seviyor akşam yakalayacak seni."

"He Kağan he bende seni yakalayacak dövecek çok güzel"dedim gülerek.

"Sen yakalayacak beni dövecek sonra?"

"Kağan uzatma yürü git hadi" dedim.

Seviyorum bu çocuğu ya.Ha bu arada nereye götürecekti ki beni bu.

Kafamda ki düşüncelere bir son verip koltuğa geçtim.

Biraz uykum gelmişti.Evi toparlayıp televizyonu açtım ve izlemeye başladım.
Birden telefonuma gelen mesajla irkildim.
Gelen mesaj Kağan'dan.

Dolunay hani senin beyaz bir elbisen var ya onu giyince sen çok tatlı olursun.Seni almaya geleceğim.Geç kalma!!
1 saatin var 3-2-1 başladı.
Bu arada sabah ki kahvaltı
çok güzeldi.

Bu mesaj üzerine oturduğum yerden ayaklandim ve odaya çıkıp üstümü giydim.Sade bir makyaj yapıp herşeyi mi tamamladıktan sonra Kağan'ın attığı mesajı gördüm.

"Çok güzel olmuşsun premsesim."

"Sende çok yakışıklı olmuşumdur prems." diye mesaj attım.
Ardından bir daha mesaj geldi.

"5 dakikaya oradayım aşağı in." dedi.

Telefonu kapatıp bir hızla aşağı indim.Kağan arabadan inip kapıyı açtı.

Başıma papatyalardan yapmış olduğu tacı taktı.
Arabayı çalıştırdı.

Yol boyunca konuşmadı.O konuşmayınca bende konuşmadım hiç.

Arabayı bozuk bir yere soktu.
Ve indirdi.

"Işte geldik"dedi.

"Sadece biraz yürümemiz gerek"dedi ardından.

"Tamam yürüyelim."dedim meraklı bir şekilde.

Uzun olmasa da yorucu bir bayır çıktık.

"Ee bu ne Kağan?"

"Dolunay bu uçurumdan düşsek bizi kimse bulamaz.
Ben seni tutsam ve sarkıtsam
bana güvenir misin?"

"Güvenirim seninle düşmeyi ölmeyi bile göze alırım"

"Hayır Dolunay senin atlamana dayanamam ben."

"Bende dayanamam.O zaman buradan atlayacak mıyız ne yapacağız?"

"Tabii ki atlamayacağız"dedi kahkaha atarak.
"Yıldızlara baksana.Yüzün gibi her biri.Buraya seninle ayrı kaldığım da sen bana trip attığın da geliyorum.
Şimdi ise beraberiz ve seni bana anlatan yıldızları bugün ben sana anlatıyorum.
Güzeller değil mi?Senin gibiler hepsi."

"Kağan?"

"Sus Dolunay sadece yıldızlara bak!" dedi.

Ardından o soğuk hava da aşkımızın ısıttığı ellerini yanaklarıma koydu.

Dudaklarım öne doğru çıkınca uzun uzun baktı.
Her zaman ki gibi yanaklarım
kıpkırmızı olmuştu.Kesin!

Burun buruna gelmiştik.
Öpecekti beni biliyordum.
Iyice yaklaştı.Boynumdan kocaman öptü ve

"Seni seviyorum"dedi.

"Be-bende"dedim kekeleyerek.

"Bu kadar yeter mi acaba sevgilim"dedi.

"Yeter"dedim gülerek.

Kucağına aldı beni ve aşağı indik. Arabaya bindik ikimiz de eve gitmek için hazırdık.

Fazlasıyla yorulmuştum.Eve geldiğimiz de arabadan el ele indik ve eve girdik.
Merdivenlerden çıktık.
Kağan:

"Iyi geceler"dedi.

"Nasıl yanımda
uyumayacak mısın?"

"Uyuyayım mı ki?"

"Evet gel"dedim.

Kağan üstündekileri çıkardı.
Tam tuvalete üstümü giyinmeye gidecekken

"Yardıma gerek varsa gelebilirim?"dedi gülümseyerek.

"Yok gerek falan"dedim ve gittim.Üstümü giyinip çıktığım da Kağan yataga boylu boyunca uzanmış eliyle hadi gel işareti yapıyordu.
Bir yandan da sırıtıyordu.

"Bak Kağan bana birşey yaparsan valla öldürürüm seni!!"

"Hadi Dolunay tamam."

Yanına uzandım.

"Kağan sen niye üstünü çıkardın.Hemen tişört giy üstüne!"dedim.

"Hayır"dedi ve beni kendine doğru çekip göğsüne yatırdı.
Saçlarımı içine çekti.
Uykuya dalmak için ikimiz de gözlerimizi yumduk.