29.BÖLÜM
1 ay sonra
"Josh tanrım sakın bunu yapma!"Gölden ıslak halde çıkan kocamı görünce bana ne yapacağını anlamıştım.Tüm kaslı ve çekici vücudundan süzülen suları görünce her ne kadar ağzım sulansada geriye adım atmaya başladım.Ama o ıslak saçlarını savururken kahkaha atıyordu.Ellerimle kendimi korumaya çalışsamda tişörtüm üzerime yapışmıştı bile.Gözlerimi devirerek inledim.
"Ne yaptığını görüyormusun?"Kolları ile beni sarmadan önce gözlerini kısıp süzdü.
"Harika bir görüntü ortaya çıkardığımı görüyorum melek!"dedi buğulu bir sesle.Üzerimdeki beyaz tişört çıplak göğüslerime yapışmış ve hayal gücüne bile izin vermiyordu.
"Joshua Cavil,sakın yaklaşma.Çay içmek için varendaya çıktım.Seni tahrik etmek için değil."Tek kaşını alayla kaldırdı.
"İçine çamaşır giymeyerek beni tahrik etmeyeceğini sanıyorsan aldanıyorsun güzelim."dedi ve tek hamlede beni kendine çekti.Tüm tişörtüm tamamen ıslak vücudu sayesinde daha çok bedenime yapıştı.
"Harika,şimdi bu tişörtü atmam gerekecek."dudaklarıma bir buse bırakıp gülümsedi.
"Bana bırak tatlım."O an ne demek istediğini anladım.
"Josh sakın..."cümlemi tamamlamama fırsat vermeden tişörtümü ortadan ikiye ayırdı.
"Ah tanrım,tüm servetini kıyafetemi harcamak istiyorsun."Bakışlarını gögüslerimden yüzüme çevirdi.
"Sen böyle gözüktükçe mi?Kesinlikle evet."dedi ve tek hamlede varendadaki masanın üzerindeki örtüyü çekti.Kırılan bardak ve tabaklar etrafa dağıldı.Ardından beni kucakladı ve masaya oturttu.
"Ortalığı dağıtıyorsun."diye isyan ettim.O ise dudaklarıma kapanmadan önce fısıldadı.
"Hayır karıcığım,seninle sevişiyorum."Bir insan hayatında ne kadar mutlu olabilir?Ne kadar havalarda uçabilir?sonsuza kadar mı?Ben sonsuza kadar sürmesini istiyorum.Varendadaki yemek masasının üzerinde onun kollarında yığılmış bir haldeyken göğsümün üzerinde olan başını okşadım bilinçsizce.O benim eksik olan diğer yanımdı ve artık tam anlamı ile bir bütün hissediyordum kendimi.Yaşamın keyfine doyasıya varıyordum.Yaklaşık 1 aydır.İtalya'daki göl evinde balayı yapıyorduk.Josh işlerin büyük bir kısmını buradan idare ediyordu ama onun için zor olduğunu biliyordum.
"Joshua."dedim biraz önceki yakınlaşmamız yüzünden boğuk çıkan sesimle.
"hımm."dedi mayışmış bir sesle.
"Artık eve dönme zamanı gelmedimi?"Başını hafifçe kaldırıp bana baktı.
"Evdeyiz melek!"dedi.Ona bakıp gülümsedim.
"Burası ıssız bir yer.Burada yaşamak istediğimi söyledim ve çok mutluyum ama senin için işleri zorlaştırmak istemiyorum."dedim.Parmaklarını yüzümde gezdirdi.
"Buradan bahsetmiyorum ki tatlım.Benim evim,yuvam,ailem,her şeyim sensin!Senin olduğun her yer evim."Bakışlarım buğulandı.
"Josh!"diye inledim.Sonra ellerimi boynuna doladım.
"Seni seviyorum."dedim.Bana bakıp gülümsedi.
"Bunu söylemene bayılıyorum."dedi.Öpüşlerine arzuyla tekrar cevap verdim.
*****
"Her şey hazır mı?"Valeria yine organizasyonu üstlenmişti.
"Evet ama Aleksis'in geç kaldığına inanamıyorum!"Val elindeki gülleri geniş bahçedeki büyük masanın ortasındaki vazoya bırakırken bana gülümsedi.
"Bu geceyi atlattıktan sonra Aleksis'in peşine düşeceğim kesinlikle orada bir haltlar karıştırıyor ve ben bunun nedense bir kadınla alakalı olabileceğini düşünüyorum."dedi ve ben bir kahkaha attım.Antonio tüm heybeti ile yanıma gelip elini belime attığında ona dönüp bir öpücük verdim.
"Ufaklık!Nasıl gidiyor."Valeria gözlerini devirdi.
"Kadın 2 çocuk doğurdu.Tanrı aşkına neresi ufaklık bunun.1.78 boyu var!"Antonio sırıtarak beni daha çok sararken gülümsedim.
"Kızıl şeytandan iyidir."dedi Antonio.Bense hemen belimdeki eline vurup onu uyardım.
"Antonio.""Bir arada olmanızı sağlayan bir şeytan ve kardeşim karıma bulaşan banada bulaşmış olur.
"Damon tüm çekiciliği ile yanımıza geldi ve karısının dudaklarına öpücük kondurmadan önce mırıldandı.
"O benim kızılım."dedi.Valeria bu söz üzerine gülümsedi ve kocasına bir öpücük verdi.
"Mutfakta işler nasıl?"Damon uzanıp masadan bir atıştırmalık aldı ve ağzına attı.
"Harika hayatım.Milletin hizmetlilerinin üzerinde nasıl bir etki bıraktıysan arı gibi çalışıyorlar."dedi.Bunun üzerine Antonio kahkahayı bastı.
"Eminim,kızıllığını konuşturmuştur."Valeria mavi iri gözlerini kıstı.Tam kocamın ağzının payını verecekken bir sesle başımızı çevirdik.
"Yetiştim mi?Ah Yüce Tanrım,evet kesinlikle yetiştim."Val ellerini ince beline koydu.
"Neden geç kaldın acaba?"dedi imayla.Herkes imanın ne demek olduğunu anlamaya çalışırken Aleksis yakasıyla oynuyordu.
"Valeria,Aleksis'in bir Türk kızına kapıldığını düşünüyor."dedim.Antonio ve Damon Aleksis'e gözlerini dikti.Aleksis umursamazca omuz silkti.
"Saçmalık,kızıl saç fazla hayal kuruyor."dedi alayla.Valeria başını dikleştirdi.Bir iki adım attı ve Antonio'nun yanına yaklaştı.Parmağını onun göğsüne tam kalbinin üzerine koydu ve konuşurken hafifçe vurdu.
"Kızıl saç diyorki:Burada bir şeyler olamaya başlamış ve bana gelmen an meselesi."Parmağı ile kalbini göstererek.Aleksis'in yüzü asıldı.
"Yüce Tanrım,karın bir kahin kardeşim.Aleksis boka batmış."dedi Antonio ve bir kahkaha attı.Aleksis'in yüzünün şekli değişirken büyükbaba gözüktü.Kucağındaki kızımı yere bıraktı.Minik kızım gür saçlarını savurarak koşarken Anabel arkasında bağırıyordu.
"Geliyorlar."Konu hemen dağıldı.
"Antonio oğlumuz."Kocam bana bakıp gülümsedi.
"Meraklanma tatlım.Bak yatağı bahçeye çıkarttım.Uyuyor."Başımı masanın yanında duran beşiğe çevirdim.Derin bir nefes verdim.Bu geceki planlar Demi'ye aitti ve süprizler Joshua'ya gidecekti.
"Klaus konitopolous,hemen buraya gel ve yakanı çekiştirmeyi kes."dedi Valeria.Kızılımsı siyah saçları kulaklarının altına inen Klaus yaklaştı.
"Kendimi süt kuzusu gibi hissediyorum."dedi inleyerek.Valeria önce üzerini düzeltti.
"Elbette öylesin.Çünkü hala çocuksun."Yardım istercesine babasına baktı Klaus.
"Sanırım o artık bir delikanlı sevgilim."Oğlunun saçlarını okşadı Damon.
"Değil mi evlat."dedi arkasında olduğunu belli etmek istercesine.Klaus yeşile çalan mavi gözlerini devirdi.
"Harika 3 yaşındaymışım gibi davranmaya devam et baba!"diye inledi ve Damon ateşe değmiş gibi elini çekti hemen.İnsan çoğu zaman evladına nasıl yaklaşması gerektiğini bilemez.Küçük kızım babasının kucağında hayranlıkla ona bakarken aynı benim bilemediğim gibi.Işıklar söndü.Bahçe karanlığa gömüldü.Joshua ve Demi'nin İtalya'da ki şatosunun - ki bunu kesinlikle abartmıyorum-bahçesinde tam tekmil sıralanmış süpriz için onları bekliyorduk.
Sabah erkenden gelmiş tüm idareyi ele almış ve bu harika organizasyonu hazırlamıştık.Tek bir süpriz için...Onlar bahçeye adımlarını attıklarında ışıklar yandı.Ve aynı anda alkışlamaya başladık.
"Evinize hoş geldiniz."diye bağırdık koro halinde.Demi gülümserken Joshua şaşkınlıkla bakıyordu.Valeria bana yaklaştı ve kuşağıma fısıldadı.
"Gecenin sonundaki yüz ifadesini görmek için çıldırıyorum."Gülümseyerek,en yakın arkadaşım ve kardeşim kadar sevdiğim kadına döndüm.
"Birde bana sor."dedim.
