Bölüm 42:KAÇIŞ

147 9 11
                                    

Kararımı hemen yerine getirmeliydim koşarak Selim'in odasına girdim onu uyandırmadan valizini hazırlayacaktım o ne kadar çok uyudu o kadar iyi.

Valiz için bakmadığımtek yer dolabın en üstüydü ki benim uzun boyum bile zor yetiyordu kapağı açmaya.Balerinler misali parmak ucumda yükseldim tam valizin köşesini tutmuştum ki boynum tutuldu gibi oldu başımı eğdim o sırada arkamdaki vücuda doğru sendeledim sonra bir gürültü koptu ve ben birinin üzerine düştüm.

Selim üst tarafı çıplak bir şekilde yatıyor bende üzerinde kendi halimde takılıyordum dışardan bakan biri bizi böyle görürdü ama gerçek şuydu ki acelem vardı ve Selim'i kaybetme korkusu aklımı başımdan almıştı

-ne işin var senin benim arkamda ya uyusana sen hem sessiz sessiz yaklaşırsan olacağı bu en azından hala çocuğun olabilecek olumlu yönden bak bu arada kış mevsimindeyiz değil mi kalın şeyler de koyalım valize hem

diye konuşurken bir anda dudağımdaki baskıyla neye uğradığımı şaşırdım.Elimle Selim'i ittim soğuk elim sıcak göğsüne değdiğinde elimi çekmek istemedim ve suratına baktım

-yeni uyandım ve çok konuşuyordun susturmanın en iyi yolu seni öpmekti

dedi hafifçe gülümseyerek gözlerim doldu onu benden alacaklardı

-Selim

diye fısıldadım bir şeyler olduğunu anlamış gibiydi

-Eylül?

dedi soru sorar gibi

-Tarık amca seni ve Hazal'ı evlendirmeye karar verdi en kısa zamanda şirketlerde ortak olacak ve siz evlenecesiniz çocuklarınızda olacakmış

dedim ve ağlamaya başladım o o ve Hazal olamazdı o ve benden başkası olamazdı söylemesemde ben çok seviyordum belki de fazla seviyordum ama seviyordum işte.

-s sen başkasıyla olamazsın izin veremem

dedim ve ayağa kalktım hemen elimdeki kısakolu valize attım kazaklara doğru yürüdüm sonra aklıma yeni gelmiş gibi donmuş halde olan Selim'e döndüm

-seni kaçırıyorum Selim KARAER hazır ol Eylül rüzgarlarına ve dökülen yapraklara

dedim ve valiz hazırlamaya devam ettim dolapta son bir çekmeceyi açtığımda iç çamaşırlarını gördüm

-Selim sadece iççamaşırların kaldı onlara dokunamam o kadar uzun boylu değil onlarıda sen hazırla

dedim ses gelmeyince odanın içine göz gezdirdim ve Selim'i göremedim yoktu tam odadan çıkıp evin içinde onu arayacaktım ki benden önce kapı açıldı ve elinde benim valizimle Selim içeri girdi.Ben bakakalmıştım gülümsedi

-sen beni kaçırmak istemişsin kaçırır mıyım senin eşyalarını hazırladım sen de benimkini hazırlamışsındır ben taksiyi aradım hadi çıkalım

dedi ben kendime gelerek

- şey sen iç çamaşırlarını da koy valizine ben dokunamadım

dedim o ise gülmeye başladım

-Eylül onlar temiz farkında mısın hem ben seninkileri koydum ve bunu yaparkende çok eğlendim

dedi suratım kıpkırmızı olmuştu utançtan sustum o ise valize son birkaç şeyi tıkmakla meşguldü sinirlendim ve bacağına bir tekme savurdum ama beni bilirsiniz dengesizimdir.

Hızlı vurmuş olmalıyım ki tam ayak bileğini tuttu ve ovuşturdu

-kızım senin benimle derdin ne sevgiline niye vuruyorsun hadi aldatsam içim yanmaz neyse bunun acısını çıkarırım ben senden

dedi ve yürümeye başladı sonra döndü

-kapıdan çıkamayız valizleri camdan atalım

dedi ve hepsini attı ben şaşkınca onu izliyordum bana döndü

-ağzını kapat sinek girmesin

dedi ve çeneme vurdu ağzımı kapattım sonra beni sırtına attı yem-kömür çuvalı taşıyan amcalar gibi beni tek omzuna attı ve merdivenlerden inmeye başladı

-Selim indir beni ya ma mısın gecenin bu saatinde bu halde bizi görseler ne deriz ya indir

diye fısıldayarak bağırdım.Fısıldayarak bağırmak nasıl oluyor bilmiyorum yazar iyice delirdi bence.

yazar:bence daha fazla konuşma yoksa Hazal ve Selim evlenir

Eee şey evet ya ben de en son Selim'e fısıldıyordum değil mi gençler.Fısıldamak derken alçak ses yani yanlış anlaşılma olmasın sonra.Tepinirsem düşerim diye tepinmedim ama hala konuşuyordum ki Selim

-ya ben seni kaçırmak istedim hem böyle daha heyecanlı olur az sus da gerilim olsun

dedi ben de başımı iki yana salladım bu iflah olmaz dercesine sonra aklıma geldi tavşanım tavşanımı almazsam olmazdı.

-Selim tavşanım yukarda o olmazsa olmaz o olmadan gidemem sen beni bırak git ben sana yetişirim

dedim ve gülmeye başladım.

Hem kaçıyordum hem de deli gibi gülüyordum bu da benim serseri serbest stilim

-Eylül güzel saçlım bak delirme nolur tam buradan kurtulacağız bu sefer senin aklında kurtulacak kaçacak mutlu olamayacağız dayan biraz çıkaracağım seni buradan

dedi hala durmuyordu tepinmeye başladım

-tavşanım yok gerizekalı seni seviyor olabilirim ama tavşanıma sarılmadan uyuyamıyorum sen ayısın sana sarılarakuyuyabileceğimi düşünmüyorum hemen şimdi yukarı gidip tavşanımı alacağız

dedim o sırada bahçeye çıkmıştık bir yanda taksici bize bakıyor

-abi valizleri koyayım mı arabaya

diyordu diğer yandan benim odamın ışığı yanmış perdede iki kişinin silüeti gözükmüş ve benim kalbimde tavşanımda kalmıştı.

Selim beni indirdi taksiciye

-evet abi valizleri koy bagaja

dedi ve benim odamın penceresi açıldı

Helin tavşanı bana attı Alaz'sa Selim'e

-Karadeniz'e gidin kardeşim hayallerimzdeki gibi bizde Emreile beraber Ada ile Helin'i alır geliriz

dedi ben tavşanımı yerden almış Helin yüzümdeki kocaman gülümseme ile el sallarken Selim

-bana hiç böyle gülmedin sanırsın kızın sevgiliiss değil düşmanıyız diye söyleniyordu

-aşkım bozma moralini beraberiz seni kimse evlendiremeyecek tavşanım yanımda ve karadenizde ailemizle beraber olacağız

dedim ve yanağına öpücük kondurdum.
Mutluyduk ve Kaçıyorduk......

Bölüm acele yazıldı ve yazım kurallarına dikkat edilmedi bunun için hepinizden özür diliyorum ve bu arada vote umrumda değil fikirleriniz önemli bir kaç yorum yapar mısınız lütfen ricam bu sizden kırmayın beni....... öptüm :)))

Sadece SakarlıktıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin