Bölüm 25:NELER OLUYOR HAYATTA

621 30 6
                                    

Hemen Ada'yı aradım.Sonuna kadar çaldı ve son çalışta açıldı telefon.

-efendim

Eylül dedi uykulu sesle Ada ah uyandırmıştım sanırım.Ama bu kızın sesi uyuyunca erkek gibi çıkıyor.Gülmemek için zor tutuyorum kendimi.Sonra hattın diğer ucundan kahkaha sesi yükseldi ve sonra erkek sesi duyuldu.

-Eylül sen harbi malsın kızım nasıl anlamadın benim Emre olduğumu Ada'nın sesi çok daha ince

dedi ve bir şey dememe fırsat vermeden suratıma kapattı telefonu.Of ya neredeydi bu kız telefonunun Emre'de ne işi vardı? 

Neyse en iyisi gidip biraz atıştırayım beynim çalışır hem diyerek mutfağa yollandım.

Atıştırmak dediğime bakmayın 1 saatlik kahvaltı seansından bahsediyoruz burada.Selim'i görmeden evden attım kendimi.Ada'da okula gelir diye umarak okula gittim.

Ada okuldaydı ama sınıfta boş yer olmadığı için ona boş bir masa ve sıra getirmişler.Yine sinirli sinirli kalemi sıraya vuruyordu tak tak tak sesler çıkıyordu.Her ne kadar yanına oturmak istesemde hoca geldiği için her zamanki yerime geçtim.

Emre bey yine yoktu ortalıkta.Ben dersin ortasında not tutmaktan ellerim nasır tutma kıvamına gelmiş robot gibi yazmaya hala devam ederken sınıfa birisi daldı.

Kafamı yavaşça kapıya doğru çevirdim bir de ne göreyim!

Emre geçmiş Ada'nın yanına kurulmuş rahat rahat oturmuş hoca beyefendiye gıkını çıkarmıyor Ada bir yandan Emre'yi yumrukluyor.

Ada'nın yanına gitmek istesemde kendimi tuttum acaba Ada'yı bu akşam bizim eve davet etsem gelir miydi?Tenefüste sormayı aklımın kenarına not aldım.

Şimdi bu kız arkadaş canlısı değildi ne ara böyle kızı eve davet etmeye başladı falan diyebilirsiniz.Ama Ada sanki sanki güvenebileceğim her şeyimi anlatabileceğim kız kardeşim gibiydi.

Daha dün  bir bugün iki ama böyle hissediyorum ve genelde hislerimde yanılmam.Ben böyle düşüncelerle uğraşırken zil de çalmıştı.Ada Emre'yi iteleyerek sıradan çıktı ve benim yanıma geldi.

-Sinir oluyorum şu çocuğa gerizekalı en sonunda dövmeye falan kalkışırım ben bunu

dedi.Ben 

-Ada senden bir şey isteyebilir miyim?Biliyorum tanışalı daha çok az oldu ama ben seni bizim eve davet etmek istiyorum

dedim.Asık suratını ışıl ışıl bir gülümseme kapladı

-tabi ki zaten sen söylemesen bir kaç gün sonra ben davet edecektim seni bizim eve 

dedi.Demek ki neymiş bazı hisler karşılıklıymış.Çok mutlu olmuştum o mutlulukla Ada'ya sarılıverdim ilk kez bir arkadaşım bizim eve gelecekti  veya ilk kez yakın arkadaşım olmuştu.Ada'da bana sarıldı.

-Ama önce dün Emer ile ne yaptınız onu anlatacaksın eve gittiğimizde 

dedim ve zil çaldı.O da başını olumlu anlamda sallayarak yerine geçti.Emre'nin yanına.Acaba neden boş olduğu halde benim yanıma oturmadı?Neyse akşam anlatır diye düşündüm ve kendimi derse verdim.

Diğer tenefüslerde Ada'yla hiç konuşmadık.Daha doğrusu konuşamadık.Emre'yle sürekli didişiyorlardı.Bende aralarındaki sorunu halletsinler diye yanlarına uğramadım.

Okulun bitmesine son iki saat kalmıştı ve ders programını hazırlayan kişi 12/E sınıfına inat olsa erek bu son iki dersi matematik koymuştu.Bende çikolata almak için kantine indim.Kantin kalabalıktı daha doğrusu kalabalık kızlardan oluşan kalabalık bir masanın etrafında toplanmıştı.

Ah hemcinslerimi hiçbir zaman anlayamayacağım.Kesin masada bir erkek tayfası oturuyordur yani ne yapacaksınız elalemin erkeklerini bakarsın yakışıklı mı Allah sahibine bağışlasın der geçersin.

Çocukların masasına yığılmak nedir?Sonra o erkekler de kendilerini bir şey zannediyorlar tamam zaten bir şeyler de yani yakışıklılar of tamam sustum.Durun konu saptı ben çikolata almaya inmiştim sonra kız topluluğunu gördüm evet buradan devam ediyoruz.

Onları umursamadan çikolatamı aldım tam o topluluğun yanından geçerken (o kadar kalabalıklar ki artık topluluk diyorum) kızın bir tanesinin ayağına benim ayağım dolaştı.Valla benim suçum yok hepsi ayağımdan kaynaklı.Düzgün kantin yolunda bile yürüyemiyor.

Ayaklar birbirine girince önce ben peşimden de kız yere üzerime düşüyordu ki bir kol beni o kızın altında ezilmekten kurtardı.Beni kurtaran kim diye bir baktım bana bakan üç göz gördüm.

Ama dikkatimi çeken yeşil gözlerdi.Selim.O mu kurtardı beni durun bunlar Selim Emre ve Cem.O zaman Ada nerede?O sırada bana doğru koşar adım gelen ayak sesleri bunun cevabıydı.Ada Emre'nin omzuna vurdu bir tane.

-Arkadaşıma ne yaptın?Daha doğrusu arkadaşın arkadaşına ne yaptı?

diyerek bana uzandı.Kolumu Selim'den kurtardı ve beni sınıfa çıkardı.

-Anlat bakayım noldu

dedi.

-Akşam anlatırım şimdi ayağım acıyor

dedim.O gitti bende ayağıma uzanmış yani yere eğilmişken iki tane ayakkabı gördüm.Sonra belimde kol hissettim devamında bacaklarımda da bir kol hissettim.Doğru tahmin Selim.

Eteğim açılır diye korkuyordum ki Selim Emre ile Ada'nın sırasına yaklaştı Emre Ada'nın ceketini bacaklarıma örttü ve pis pis sırıttı.Selim Emre'ye

-Abi şu kıza sahip çık ben Eylül'ü buradan çıkarana kadar dedi ve koşar adım sınıftan uzaklaştık.

Bu çocuk da beni kucaklamaya çok alıştı ama ya.Sonra dedim bu böyle olmaz ve Selim'i gücüm el  erdiğince yumruklamaya başladım.......

Sevgili neyse bu çok ciddi oldu cici okurcuklarım yarın 9 da dişçi de randevum var korkuyorum her gün yb yazarım dedim yazamadım çünkü sorunlarım vardı ki baya büyük mevzulardı.Bu arada siz beni mutlu etmeden yeni bölüm yok :)) ve sizin için küçücük benim için büyücük olan bir yorumunuz beni mutlu edebilir...


Sadece SakarlıktıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin