Bölüm 22:SPOR SALONUNDAKİ KIZ

667 28 2
                                    

Biz zaten yakın olduğumuz halde giderek daha da yaklaşan Selim'e ben şaşkınlık karışımı korkuyla bakarken annem aşağıdan bağırdı 

 -Eylül kızım gelsene bi aşağıya! 

 Şey annemin çağırması ayvayı yediğime delaletti lakin Selim'den kurtulmama şans tanımıştı.Sağol annemm.

Selim durmuştu ama hala yakındık ben kendimi kekelemeden konuşmak için gaza getirdim ve evet başarmak üzereyim 

 -Selim hoşçakal ben aşağıya kaçar

 dedim ve yanağına hızlıca bir öpücük kondurup aşağıya uçtum.Evet kelimenin tam anlamıyla uçtum.

Tamam anlamadınız başa sarıyorum.ben aşağıya kaçar diyip Selim'e öpücük kondurdum çünkü beni çok sıkı tutuyordu ondan kurtulmak için tek şansım onu şaşırtmaktı ki öpücükle gayet de şaşırttım neyse işte o şaşırınca bende hızlıca aşağıya ineyim derken merdivenlerden birer ikişer atlayarak iniyordum ki merdivenlerden düşerek en aşağıya uçuverdim. 

 Yani böyle kolay anlatılıyor ama böyle kendimi kanat takıp uuyormuş gibi hissettim ne adrenalin dolu anlardı ama.Of yeniden uçsam mı ki?

Neyse susup annemin yanına gideyim ben.Annem kırmızı görmüş boğa gibi bana bakıyordu.Eyvah dedim sıçtık.Ve dinleme pozisyonuna geçiş yaptım.Annem hep nutuk çeker bana küçüklüğümden beri mesela 

 ''etrafa saf saf bakma ,cin gibi ol, kendine özen göster, kız gibi giyin, sanki sen annesin ben senin kızın, azıcık pembe kırmızı giy bla bla bla...'' 

 bu yüzden alıştım artık hatta bu dinleme pozisyonunu geliştirdim koltuğa oturuyorsun elini yüzüne dayıyorsun böyle avuç içine yüzünü yaslıyorsun kolun koltuğun kenarında yani tam uyuklamalık yer böyle arada sırada başını da tamam der gibi sallasan kesin kurtuluş yani annen çakmıyor. 

 Ben dinleme pozisyonunda rahat rahat takılırken annemin bir sorusuna daha kafa sallamıştım ki annemin 

 -Eylül sen beni dinlemiyor musun?

 sorusuyla silkinip kendime geldim. 

-Dinliyorum anne aa ne zaman dinlememezlik yaptım ben seni? 

 dedim o da bana her şeyi biliyorum bakışı attı ah daha önce de söyledim bakışlarla anlaşabiliyoruz.Oflayarak yerimden kalktım tam mutfağa gidiyordum ki annemin yanımda konuşmasıyla irkildim 

-Eylül dün akşam bu evde ne oldu bilmiyorum ama kendine çeki düzen versen iyi olur Emre kötü bir halde veden çıktı Hazal ise ağlıyordu insanlara acı çektirme ve uslu kız ol ! 

 dedi.Ve biraz önce annemin yargısız infaz yaptığını öğrenmiş olduk hep beraber.

Beni mutfağın girişinde şaşkın bir halde bırakıp bahçeye çıktı annem.Of ya neden beni dinlemeden atar gider nutuk yapıyor bu kadın. 

 Kahvaltı yapmadan okula gitmek için hazırlandım.Kimseye haber vermeden evden dışarı adımımı attım.

Annem bana bunları söyledi ya kaybolsamda gam yemem be.Bu cümlenin doğrusu ölsemde değil miydi ya. 

 Of neyse şimdi karşımda bilinmeze giden iki yol var sence hangisine gideyim bu bölüme kadar ağzını bıçak açmayan canım iç sesim?

 -Eylül eylül mal mısın bebeğim sen bak şimdi sağa giden yolu hatırlamıyor musun hani Selim'le koşa koşa girmiştiniz bir sokağa cem ile karşılaşmıştınız biraz önce ölmekten falan bahsettin ya hah onu gerçekleştirmek için ideal olan yol o yol sol yolu tercih et bence hem bak sizin okulun formasını giyenler o yola doğru sapıyorlar!!! 

 vuhuuu iç sesim nasıl bir açılış yaptı gördünüz mü eeyy okurlar benden farklı olarak çok ta mantıklı konuşur kendisi. 

 Şimdii iç sesimi dinleyerek sol yola ilk adımımı atıyorum hadi hayırlısı.Gençler okula geldim.İnanabiliyor musunuz ben sakar salak ben kaybolmadan okula geldim. 

 -tamam Eylül abartma okula geldin sadece 

 sesini kes iç sesciğim burada kaybolmadan okula gelmişim cık cık cık.

Neyse daha fazla kendime gaz vermeden sınıfa gideyim ben.Emre gelmedi bugün okula nereden mi biliyorum çünkü öğlen arası ve kendisi canım sıra arkadaşım olarak yanıma teşrif etmedi 5 ders boyunca.Bende rahat rahat takıldım geniş geniş sırada tabi bir okul ne kadar rahat olabilirse veya o rahat el verdiğince....(çok mu saçmaladı yazar) 

 Öğlen arası yemeğimi yedim ve spor salonuna gittim.Kafa dinlemeye ihtiyacım vardı Selim'in söylediklerini düşünmeye ihtiyacım vardı.Geçtim spor salonunda bir kuytu köşeye iç sesimle başbaşa kaldık konuşuyoruz.Aktarayım ben size o konuşmaları 

 -İç ses sence Selim'e güvenmeli miyiz? 

 -Eylül ben mantıklı taraf olarak güvenmeyelim diyorum yani bu mal Selim'in ne yapacağı belli olmaz dönek dönek davranıyor zaten sinirlerimi bozuyor.Hem böyle aniden seviyorum demesi sence normal mi? 

 Ah iç sesim haklı ona güvenmem salaklık olur tamam ben salağım ama artık iç sesim var o salak değil.Tam ben böyle düşünceler arasına dalmışken spor salonuna hizmetli amcayla kızgın bir kız girdi.Amca kıza temizlik malzemelerini verdi

 -kolay gelsin kızım 

 dedi ve çıktı gitti.Kız bağırma noktasına kadar gelmiş görüyorum bunu.Kalktım ücra köşemden ve kızın yanına gittim.Kız o kadar sinirliydi ki benim yaklaştığımı farketmedi bile. 

 Omzuna hafifçe dokundum ve çekingen bir şekilde gülümsedim. 

 -Yardımcı olabilirim istersen?Hatta sana sormuyorum gel beraber yapalım bu işi. 

 Kız şaşırmıştı ama mutlu da olmuştu gözlerine yansımıştı mutluluğun ışıltısı. 

 -Tamam ama önce ben bir kova bulayımdedi.

 Nereden bilebilirdim ki kova bulmak için Emre'nin gizli odasına gireceğini ve sonra Emre'ye kafa tutacağını!!!

Sadece SakarlıktıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin