Bölüm 27:SEVGİLİM?

460 24 18
                                    

Bölüm tosunuma gelsin :)) seni seviyorum :*

Tam kendimi düşüncelere kaptırmış Selim'e sarılıyorken Ada'nın çığırmasıyla ayıldım.Selim'le ayı anda Emre ile Ada'ya döndük.Emre Ada'yı omzuna almıştı ve kapıya doğru ilerliyordu.Emer Selim'e 

-bizim biraz işimiz var onu halledip gelelim

dedi tabi beyefendi beni umursamıyor.Ben Ada'yı onunla gönderir miyim tabi ki hayır.

Onlar kapıya giderken kendimi süper kahramanlar gibi koltuğun üstünden kapıya doğru attım tabi bu sırada tekli kral koltuğunu da düşürmüş olabilirim.Umursamadım ve kendimi kapıya yapıştırdım 

-Ada'yı götüremezsin hiçbir yere izin vermiyorum

dedim Emre ise Selim'e al şunu buradan bakışı attı.Selim bana doğru gelmeye başladı

-Selim yaklaşma ve Ada hadi kızım sen dövüşçüsün at kendini şu insan olmayan kişinin omzundan  hadi kendimizi kurtarma zamanı diyerek 

Ada'yı gaza getirdim ve Selim'den kaçıyorum derken Emre'ye çarptım.Ve ilk kez sakarlığım işe yarayarak Ada'nın Emre'nin sırtından düşmesini sağladım.Ada'yla göz göze geldik ve başlarımızı salladık.

Aynı anda ellerimizi tuttuk ve aksiyon filminden fırlamışçasına merdivenlere koştuk.Arkamıza baktığımızda peşimizde Emre ve Selim vardı.

Daha da hızlanarak kendimizi benim odama attık.Hemen sırtımızı kapıya dayadık ve oturuverdik.Ada'yla delice gülmeye başladık beşlik çakıp duruyorduk sonra kapı yumruklanmaya başladı Emre bağırıyordu

-Ada'yı bırak o bana lazım

diyor sonra Selim başlıyor

-Eylül çık konuşmamız lazım

diyordu.Sanırım bu böyle devam edecekti.Bu bağırmalar ninni gibi geliyordu sonra gözlerim kapanmaya başladı Ada'ya yaslandım ve kapının önünde uyuya kaldık.

Sarsılmayla uyandım sonra Ada'da uyandı bu sarsılma da neydi?Sonra farkettik ki kapı yumruklanıyor.Kapıyı aniden açtık ve karrşımızda duran iki insan müsveddesine

-günaydın

dedik ve ben mutfağa Ada lavaboya gitti.Ben aşağı kattaki lavaboda elimi yüzümü yıkadım ve mutfağa geçtim.Salondaki büyük masa yerine mutfaktaki dört kişilik küçük masaya hazırladım kahvaltıyı.

Ya ben kahvaltıyı çabuk hazırlamıştım ya Ada lavaboda çok kalmıştı.Masayı hazırladım bari boşa gitmesin çağırayım şunları dedim önce  odama girdim Ada belki oradadır diye ama yoktu bende lavabodan çıkmamıştır hala diyerek oraya döndüm sonra sesler duymaya başladım. 

Emre ve Ada yine tartışıyordu.Ben büyük aşklar kavgayla başlar olayına inanıyorum bence bunlar birbirlerine karşı bir şeyler hissetmeye başladılar bile.

Bakalım ne zaman gösterecekler bu hisleri.Gülümseyerek Selim'in odasına girdim bari ikimiz yiyelim masadakileri boşa gitmesin.

Odaya girdiğimde Selim formanın gömleğinin düğmelerini ilikliyordu.Beni görünce durdu çünkü ben çığlık atarak arkamı dönmüştüm utanıyorum bunun neresi garip.

Selim kahkaha atarak bana yaklaşıyordu önüme geldi ve ellerimi gözümden çekti bende bu sefer başımı aşağı eğdim bu sefer de başımı yukarı kaldırdı bende gözümü kapattım bakamıyorum utanıyorum niye zorluyorsun Selim?

Sonra kolları hissettim bana sarılıyordu şimdi bende ona kollarımı sarsam tenine değmek zorunda kalacağım ama sanırım ah düşünmeyi boş ver Eylül sarıl gitsin işte.Sarıldım bende ona sanırım duştan yeni çıkmıştı teni nemliydi.

-Kezbanım keşke hep böyle olabilseydik sana başkaları görecek diye korkmadan sarılabilseydim keşke senin yemeklerini yeseydim hep akşam seni yanımda hayal etmek yerine seninle uyuyabilseydim keşke senin kadar cesur olabilseydim.Eylül kezbanım seninle öğreniyorum ben her şeyi unutma bırakmayacağım seni!

dedi Selim.Ben de

-umarım Selim umarım bırakmazsın yeterince terkedildim

dedim ve kapı çaldı.Koşarak Selim'in kollarından çıktım ve merdivene yöneldim merdivene benimle aynı hızla koşan Ada'yla karşılaştım ve ikimiz aynı anda kapının önüne geldik.

Kapıyı açtık ve karşımızda Hazal ve Ada'nın Emre'yi bastığı kızı gördük.Hazal ban ve Ada'ya küçümseyici bakışlar attı ve 

-Eylül, adını bilmediğim kız(Ada) selam 

dedi ve yanındaki kızı işaret ederek

-bu benim best friend'im İlsu

dedi ve içeriye davet etmemizi beklemeden girdi içeriye Hazal ve İlsu.Biz Ada ile şaşkın bir şekilde kapıyı kapattık ve onların yanına doğru yürümeye başladık.Sonra merdivenden Selim ve Emre indi.

Onların inmesiyle ayağa kalkan Hazal ve İlsu 

-sevgilim

diye çığrınarak Selim ve Emre'ye koştular.Sonrası ise Hazal Selim'in İlsu Emre'nin dudağına yapıştı...

Pıtırcıklarımmm :)) nasılsınız hepinizi çok seviyorum 10K olmuşuz bu beni çok sevindirdi çünkü hikayem kendi başına bu hale geldi ben kimseye mesaj atmadım kitabımı oku diye ya da takipçilerime mesaj göndermedim sizler bu hikayeyi buldunuz :)) ve bulduğunuz için çok teşekkür ederim :)) son olarak 10 tane yorum yapmazsanız öldürürüm sizi :))) şaka şaka öldürmem sadece bölüm yazmam :))) yok o kadar da acımasız değilim sadece siz yorum yapmayınca çok üzülüyorum :(( çok konuşmuşum beee :))

Sadece SakarlıktıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin