Bu lanet kasabada her günüm yeni bir şaşkınlıkla geçiyordu. Yu Jin, Zack ve Dante dedikleri çocuğun bildikleri bir şeyler vardı. Sakladıkları gerçek her neyse ucunun bana dokunacağını hissedebiliyordum.
Ayrıldığım o döküntü evi düşünmeden de edemiyordum. Kapısına tekme vurulsa kırılabilecek olan bu ev, nasıl olurdu da güvenli bir karargah merkezi olarak seçilirdi ? Yu Jin bunu söylerken ya bana şaka yapmıştı ya da evin bilmediğim başka bir özelliği vardı.
Bu soruların cevaplarını illa ki öğrenecektim. Daha fazla oyalanmadan bir an önce eve dönmeliydim. Brunch Mix'in hava olayları fazlasıyla değişkendi. Yani yeni bir yağmurla karşı karşıya kalmayı hiç istemiyordum.
Kasabada yürüyerek ilerlemeye başladım. Sokaklarda gezinen insanlar ya da robottan korkuluklar neden böyle davranıyordu bir türlü anlam veremiyordum.
Peki ya bunlar gerçek insan değilse neydi ? Neden büyük bir kasabanın içinde bizimle birlikte kapana kısıldılar ? Bu soruların cevabını çözemediğim her an sanki miğdeme ağrılar giriyordu.
Yu Jin'in anlattıklarından sonraysa kasabada gezinmeye bile korkar olmuştum. Bana içlerinden biri her an saldırabilirdi. Daha da kötüsü böyle bir kasabada haklarımı savunmak için nereye gideceğimi bile bilmiyor olmamdı.
Brunch Mix Polis Departmanı'na gitsem, ya bana deli diyecekler ya da kendileri de robottan korkuluk çıkacak başıma gelen olayın üstünü kapatacaklardı.
Evet koskoca bir kasabada yalnız ve hiç bir desteğim olmadan yaşamaya bir an önce alışmam gerekiyordu.
Düşünceli düşünceli, yürümeye devam ederken farkına bile varmadan evime yaklaşmıştım. Brunch Mix'in en tepesinde bulunan evimiz sanki buraların efendisi benim dermişcesine bütün kasabayı ayaklarının altında izliyordu.
Aslında bu bir bakıma iyi bir şey bile olabilirdi. Robottan korkuluklarla dolu bir kasabanın uzağında olmak, acil bir durum olduğunda avantaj sağlayabilirdi.
Fazla sürmeden evimizin önüne gelmiştim bile. Anahtarlarımı çıkartıp, kapıyı açtım. İçeriye girdiğimdeyse evde büyük bir sessizlik hakimdi. Bir iki kez teyzeme seslendim fakat hiç bir cevap alamamıştım. Teyzem ya odasında uyuyordu, ya da henüz eve gelmemişti.
Odama çıkmak üzere merdivenlere yöneldim. Odamın kapısından içeri girdiğimdeyse beş on dakika kendime gelmek için yatağıma uzandım, bugün çok yorulmuştum. Biraz dinlendikten sonraysa tekrar ayaklandım.
Akşam neredeyse olmak üzereydi, teyzemdense hala ses yoktu. Evin odalarını iyice dolaştım, teyzem evde değildi. Telefonumla aramayı denedim, sürekli telesekreter karşıma çıkıyordu. Telefonuna bile nedense ulaşılamıyordu.
Kendi kendime "Yine neler yapıyorsun teyze !" diyerek söylendim.
Teyzemin sanırım işi vardı ya da ulaşılmak istemiyordu. Onu beklemeye devam edersem de açlıktan ölebilirdim. Midemden gelen seslere daha fazla kulak tıkayamazdım.
Mutfağımıza hızlıca inip, bir şeyler hazırlamak için buzdolabının kapağını açtım. Soğutucuda hazır pizza olduğunu görüncede oldukça sevinmiştim. Kısacası yemek için çok uğraşmama gerek kalmamıştı. Biraz ısıtıldıktan sonra sıcak bir pizza önümde servise hazır olacaktı.
Pizzayı paketinden çıkartıp, mikrodalga fırına özenle yerleştirdim. Fırının dakikasını ayarlayıp salona geçtim. Pişmesine henüz on beş yirmi dakika vardı.
Bedenime aniden gelen bir titreme ile irkildim. Pencereye doğru gözlerimi çevirdiğimdeyse cevap kendini çoktan haykırmıştı. Camlar soğuktan terlemenin etkisiyle, dışarısı görülemeyecek kadar buğulanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHFİ BAŞLANGIÇ
FantasyGeçmiş zamanlarda verilen bir savaşta bir düşmanın yükseldiği yankılanmıştı diyar diyar her yerde. Öyle kirli bir oyunun içine girmişti ki bu düşman, yaptıklarının bedelini bir çok kişi çekmek zorunda kalmıştı. Başta yıkım ve ölüm kokan canlar veril...