29.BÖLÜM

39.5K 5.2K 253
                                    

Gördüklerim bedenimi uyuşturmuştu. Sanki bu kasaba canlı bir organizma gibiydide her gün yeni bir organını kaybediyordu.

Hayvanlar bile ölmeye başladıysa sırada ki neydi ? İnsanlar da mı ölmeye başlayacaktı yoksa ?

Bu kötü olasılıkları düşünmek bile istemiyordum ama bir yanım tanıştığım insanlara bir şey olursa ne yapacaksın diye adeta beni uyarıyordu.

Bulunduğum yerden doğrulurken dakikalardır unuttuğum bir şey aklıma gelince duraksadım.

Yeni bir ipucu bulmuştum ama henüz ne olduğuna bakamamıştım bile. Tıpkı önceki mezar taşında olduğu gibi küçük bir kutuyu taşın içerisinden çıkarmıştım.

Heyecanla kutuyu açıp içerisinde ne var diye baktım. Küçücük bir kağıt ipe sarılmış bir şekilde duruyordu.

Kağıdı heyecanla çıkarıp ipini çözdüm. Ve kağıda yazılanları okudum,

"Hiç var olmamış şeyler, yeniden yokluğun karanlık girdabına çekilmeye başlayacak. Aykırı düzen ayaklanıp, ait olduğu zamana kavuşacak. Işık aldatmacasını sunduğunda Mahfi zamanın geldiğini anlayacak !"

Okuduklarımdan hiç bir şey anlamadığım gibi kafamda karışmıştı. Tüm bu zırvalıklar da neydi ? Mahfi ben isem hangi zamanın geldiğini anlayacaktım ?

Brunch Mix'in şu gizeminden öyle bir sıkılmıştım ki bazen beynime çekiçle vuruluyormuş gibi hissediyordum.

Tek bildiğim bu ipucunun bir konuda uyarıyor oluşuydu.

"Işık aldatmacasını sunduğunda."

Bu bahsettiği kısım kesinlikle bir uyarı olmalıydı ama ne konuda ?

Ben düşüncelerimle boğuşurken elimdeki fener aniden bir akım ile doldu. Sanırım silüetim yeniden fenere doğru çekilmişti.

Saniyeler geçmedende fenerin içinden çıkıp şaşkın gözlerle yerde ölü şekilde yatan kuşlara bakan silüetim korku dolu bir sesle,

"Aman tanrım başlamış bile ! Bu..bu çok korkutucu."

diyerek dehşet dolu bir ifadeyle bana bakakalmıştı.

Ben ise söze girdim ve,

"Sanırım artık zamanımız kalmadı. Acele etmezsem bir çok hayat benim yüzümden ölecek. Düşündüklerimi bildiğini söylemiştin bulduğumuz ipucu ne ile ilgili olabilir fikrin var mı ?"

diyerek meraklı gözlerimi silüetime odaklamıştım.

Silüetim ise biraz düşündükten sonra,

"Maalesef hiç bir fikrim yok Arya. Ama eminim vakti geldiğinde işimize yarayacaktır."

diyerek umutsuz gözlerle bana bakmıştı.

Ben ise yeniden söze girdim ve,

"Olanlar ortada kasabanın üzerinde sanki bir hastalık var. Hat istasyonundan ayrılalı henüz çok olmadı, bizimkiler yokluğumu hemen fark etmezler ,eğer bildiğin başka bir nokta daha varsa diğer taşı bulalım derim."

diyerek bakışlarımı silüetime odakladım.

Silüetim ise cümlemden sonra telaşlı bir surat ifadesine bürünmüştü. Bildiği bir şey vardı ama sanki bunu nasıl söyleyeceğini bilmiyordu.

Biraz bekledikten sonra konuşmaya karar vererek cümleye girdi,

"Bir yer var Arya ama emin değilim. Gidersek senin güvenliğinden emin olamam korkuyorum."

MAHFİ BAŞLANGIÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin