İçimdeki milyonlarca his, duygu oluşmuştu. Bu bulduğum bu gerçekleşenler bir şeyleri mi işaret etmeye çalışıyordu ? Yoksa ben kendimce bir sonuca mı varıyordum ? Tanrım kafayı yemek üzereydim bütün olanlar yetmiyormuş gibi aileme gerçekte ne olduğunuda bilmiyordum.
Uzun soluklu düşüncelerimin ardından zihnim soluklayıp duraksayarak şiddetle çaktı. Annemin mezar taşı da burada olabilirdi buna henüz şaşkınlıktan bakamamıştım.
Babamın mezar taşını ve bulduklarımı kenara koyarak kazdığım yeri kazmaya yeniden devam ettim. Ellerime toprak doldukça hırslanıyor daha çok kazıyordum. Soluksuzca durmadan kazıyordum düşünmeden unutmak istermişcesine.
Kısa sürede epey toprağı ellerimle kenara çekmiştim boşa bir çabaydı burada başka taş filan yoktu.
Şüphesiz babamın mezar taşından çıkardığım bu ipucunun ve anahtarın bir görevi vardı. Sonuçları ne olursa olsun bunu bulacaktım.
Babamın mezar taşından çıkardığım ipuçlarını yanıma alarak ayağa kalktım. Üstüm başım toz pislik içindeydi. Silkelenerek aptal bir bakışla ileriye doğru baktım.
Bir kaç ev daha vardı arka bahçelerinden dolanabilirdim ama sonrası açıklıktı bir çözüm bulmam yada koşmam gerekecekti.
Aklım çok karışmıştı sağlıklı düşünemiyordum boş boş yürümeye başladım. Attığım adımlarda çimenden çıkan ses kulaklarıma farklı bir senfoni gibi geliyordu.
Sanırım tam bir boşluğa düşmek böyle bir şeydi. O kadar çok şey yaşanıyordu ki aptal çimenler bile bana farklı ve daha normal geliyordu.
Yürüdüm sessizce yürüdüm zihnim yaşananları sinema şeridi gibi gözlerimi her kırptığımda canlandırıyordu.
Çığlık atmak istedim tükenmiştim çaresizdim. O kadar çok dalmıştım ki iki evi geçmiştim bile bunu fark ettiğimde duraksayıp etrafa boş gözlerle baktım.
Biraz daha ilerledikten sonra açıklığa gelmiştim. Bundan sonrasını düşünmek zorundaydım nereye gidecektim ?
Zihnim aniden önemli bir şeyi bana hatırlattı. Ella hastanede yanıma gelip bir adres vermişti ve yanına gelmemi söylemişti.
Acil bir şey olmalıydı beni boş yere çağırmış olamazdı. Yu Jin ve Zack ile şüphesiz yeniden karşılaşsam bana rahat vermiyecek nereye gittiğimi sorgulayacaklardı. Bu sanırım tek şansımdı bunu değerlendirmek zorundaydım.
Ella Brunch Mix Seadle Caddesinde ki depoların oraya gelmemi söylemişti. O depoları bir kaç kez görmüş ve önemsememiştim. Kütüphaneye varmadan ara bir cadde üzerinde kalıyordu.
Oraya gitmek konusunda bir sorun yoktu fakat cadde demek açıklık demekti açıklık demekse robottan korkuluklar demekti. Bu durum her türlü riskli olacaktı, zarar görebilirdim.
Vazgeçmek seçeneklerim arasında da olamazdı başka bir şans bulamayabilirdim bu riski göze almak zorundaydım.
Açıklığa çıkan bir yolun hemen kenarında ki bir evin arka bahçesinde duruyordum. Öncelikle etrafı gözlemledim. Ortalıkta robottan korkuluklar gözükmüyordu. Eğer hızlı davranabilirsem depolara varmak çok uzun sürmezdi.
Yolun sağı ve soluna baktım kimsenin olmadığına emin olduğumda hızlıca koşmaya başlayacaktım.
Kimse yoktu artık yapmalıydım yoksa daha iyi bir fırsat elde edemeyebilirdim. Bulunduğum bahçenin çitinden atlayarak koşmaya başladım. Yolun aşağısına hızlıca inip evlerin olduğu yere varabilirsem gizlenebilir caddeye kolayca ulaşabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHFİ BAŞLANGIÇ
FantasyGeçmiş zamanlarda verilen bir savaşta bir düşmanın yükseldiği yankılanmıştı diyar diyar her yerde. Öyle kirli bir oyunun içine girmişti ki bu düşman, yaptıklarının bedelini bir çok kişi çekmek zorunda kalmıştı. Başta yıkım ve ölüm kokan canlar veril...