Derin

442 30 6
                                    

Ah! Hayır ama.Yine Zeliş Teyze gelmiş.Bugüne de onun sesiyle uyandım.Ne kötü...Zeliş Teyze,karşı komşumuz.İzmir'e taşındığımızda bize yardımı çok dokundu.Ama çok dedikoducu bir kadın.Belli ki sabah sabah bize dedikodu yapmaya gelmiş.

"-Kızım sen hâlâ uyuyor musun?Kahvaltı hazır,çabuk ol.Sanırım okulun ilk gününden geç kalmayı düşünmüyorsun?" Tabiki de düşünmüyordum.Uff...annem işte.
Ha bu arada ben Derin.17 yaşındayım.Gezip tozmayı, eğlenmeyi,espiri yapıp gülmeyi sevenlerdenim. Gülmek,hayat felsefemdir.Olmazsa olmaz.Aşırı derecede çikolata bağımlılığım var.Hayatımda 'ciddiyet' kelimesine yerim yok.Daha doğrusu istemem.Ciddi olupta ne yapacağım ki...Aşırı konuşkan biriyim.Çok neşeli olduğum için sinirli olduğum pek görülmemiştir.Ben Muglalıyım.17 yılım hep Muğla'da geçti.Ama babam sayesinde İzmir'e geldik.Annemin Muğla da küçük terzi dükkanı vardı.Babam şirket yöneticisidir.Buraya gelerek hem annemin hem de babamın işleri gün geçtikçe iyiye gitmeye başladı.Ama İzmir'e geldiğimizden beri babamı pek göremez oldum.Ben uyuduğumda gelir, uyandığımda ise çoktan gitmiş olur.Önceki okulum da şimdiki okulum gibi 'Anadolu Lisesi'.Babam özel okula gitmem için diretsede ben istemedim.Şimdi ki okuluma kaydımı babam yaptırdığı için okulu hiç görmedim.Ve şimdi çok merak ediyorum.
Üstümü giyip aşağı indim.Babama baktım ama yoktu. Oturma odasında Zeliş Teyze ile annem oturup konuşuyorlardı.Annemlere görünmeden mutfağa gidip kahvaltı yaptım. Kıyafetim ve saçımda hazırdı.Vee şimdi yeni maceralar için hazırdım...

Annem okula taksi ile gitmemi söyledi ve bir taksi çağırdı.Aslında normalde olsa kabul etmezdim ama okulun ilk günü gecikmeyi gerçekten istemezdim.10 dakika sonra taksi kapının önündeydi.Okul ile ev arası otuz dakikalık yoldu.Bu otuz dakika boyunca takside şarkı dinledim.
Taksi büyük pembe bir binanın önünde durdu.Demek okulum burasıymış.Dıştan itici değildi ama çokta sıcak gelmemişti bana.
Okula girdiğim gibi ilk işim müdürün odasını bulmaktı.Zorda olsa buldum.Kapıyı tıklatırken heyecandan nefes alışım zorlaşmıştı.İçeri girdiğimde çok güzel bir bayanla karşılaştım.Ama gerçekten güzel...Yemyeşil gözleri,uzun boyu,dalgalı saçları gerçekten mükemmeldi.Bana önce okulu anlattı.Sonrada sınıfımı söyledi.Sınıfım en üst kattaydı.11/H.Eğer olurda birgün diyet yapmaya kalkarsam hiç yapmayayım.Çünkü hergün bu okulun merdivenlerinden inip çıkarken baya kilo kaybetmiş olacaktım.
Ve 11/H...Bir süre kapıyı çalıp çalmamakla tereddüt ettim.Kapının önünde ne kadar bekledim bilmiyorum.Aniden sınıfın içinden 'aferin evlat'sesi gelince yerimden zıpladım.Kimdi bu böyle?..Ve kapıyı çalmaya karar verdim.Yine o ses 'gell'diye bağrınca hemen kapıyı açtım.Tüm gözler üzerimde çok kötü bir duygu.
"-Buyur.Dersimi bölecek kadar önemli konu ne?"dedi 2 metre boyu olan hoca.
"-Hmm,şey ben yeni öğrenciyim de."sesim niye bu kadar titremişti?Ama bu hoca da baya uzunmuş.Böyle devam edecekse boynum kırılacak.
"-Peki,adın neydi?"diye sordu tüm sevecenliğiyle.
"-Derin." Bana tahtaya göstererek;
"-Bende gördüğün gibi Fizik öğretmeniyim.Birşey olmazsa koca bir yıl boyunca yanyanayız.Notlarını düzgün tutup dersimi dinlersen dersimden geçersin.Ama yok yapmazsan şimdiden söylüyorum mümkünse görüşmeyelim."deyince tüm sınıf güldü.Bende onlara katıldım ama hiçbirşey anlamadım.

Sonra en arkada boş olan yere oturdum.Ayhan Hoca dersi anlatmaya devam etmişti.Pencere kenarında en arkada çok güzel iki kız dikkatimi çekti.İkisininde rapunzel gibi saçları vardı.Biri saçını açmıştı,diğeri ise örmüştü.Bunlardan çok dikkatimi çeken şey kulaklıkları takıp uyumalarıydı.Ben onlara bakıp dalınca hocanın buraya geldiğini görmedim.
"-Eee!Deniz ne dedim ben?"diye bağrınca hoca;
"-Hıh, efendim ne oldu ya?"diye bağırıp uyanınca kız gülmeden edemedim . Sonra yanındaki kızıda uyandırıp;
"-Lan kalksana." Diyince o da ;
"-Neyy!Ne?Neredeyim? Ne oluyor?"diye bağırdı.Ama çok komik ya.Hoca onları takmayıp tahtaya doğru ilerledi.Sonra bende bu ikiliyi dinlemeye koyuldum.
"-Lan sözde sen bana uyuma diyordun,benden önce uyumuşsun.Rüyanda 'Ahe Ahe ' diye bağırıyordun."dedi adının Deniz olduğunu öğrendiğim kız.
"-Ya ne yapayım bu hoca çekilmiyor ki kanka."dedi sarışın kız.Onların hemen önünde kısa saçlı bir kız daha vardı.
"-Aleyna canım bi sus ya."dedi
Demek ki adı Aleynaymış.
"-Tamam sustum Cansucum. "Dedi Aleyna gülerek.

Şimdilik adlarının Deniz ve Aleyna -artı Cansu-olduğunu öğrendiğim kızlar iyi tiplerdi. Bu uyuyan güzeller beni sonradan fark etmiş olacaklar ki;
"-Yeni Öğrenci misin?" Diye sorunca Deniz, bir anda afalladım.
"-Aa, şey evet."
"-Selam.Ben Aleyna.Hoş geldin.Senin adın ne?Umarım bir adın vardır." Böyle konuşunca gülmeden edemedim.
"-Var.Ben Derin."
"-Peki,sana bir şey soracağım."
Aleyna aniden ciddiyetleşti. Bende "-Sor."dedim.
"-Murat Dalkılıç Derine şarkısını sanamı besteledi."diye sorunca Deniz bi tane kafasına vurdu.Ve Aleyna daha fazla kahkaha atmaya başladı.
"-Sen bakma buna,bunun nörolojik sorunları var."
"-Yoo sorun değil,beni tanırsanız benimde ondan bir farkım yok."dedim Deniz bana tiksinircesine bakıp;
"-Dünya bir nörolojik mala daha hazır değil.Ya da sen bilirsin beraber takılırsınız.Bende kafa dinlerim."dedi.
"-Hemen sat beni.Hem sat hem göm. "Aleyna ağlama taklidi yaparak söyleyince gerçekten gülmeden edemedim.Eğer böyle giderse bu kızlarla işim var...

Zil çalınca 2 erkek uyuyan güzellerin yanına geldi.İkiside çok tatlı görünüyorlardı.Dörtlüce takılıp gittiler.Bende kulaklıklarımı takıp müzik dinledim.Müzik dinlerken sınıfa bir göz attım.Tek tük kişi vardı.Sınıfta oldukça büyüktü.Sonra yanıma bir çocuk geldi...
"-Merhaba,sana tek tavsiyem bu sınıfta tek takılma.1-2 saatten sonra sıkıntıdan yersin kendini.Bu arada ben Kayra.Bir şey olursa 40 kişi arasında önce beni bulmazsan iyi edersin.Senin sorunlarınlada ugrasamam"
Dedi ve gitti.Ve bana birsey deme fırsatı tanımamıstı.Ukala ne olacak...

Kayra denen çocuk yüzünden sinir olmuştum.Tabikiside en iyi sinir ilacım çikolata.Sabah gelirken yanıma almamistim.O yüzden hemen kantine gitmeyi planladım.Ki kantinin yerini bilmiyordum.Basımı kaldırmamla sınıfta tek olduğumu görmem bir oldu.Neyse sora sora bulurdum herhalde kantini. Sınıftan çıkıp koridordan yürümeye başladım. Kayra'nın karşıdan geldiğini gördüm. Acaba ona mı sorsam?
Yok ya az önce dediklerini unutmadım. Bana sinir bozucu bir bakış atıp önümden geçti. Sorsam birsey demez herhalde diyip hemen onun peşinden gittim. Onun önüne geçerek
-"Bakar mısın, kantin nerede?" Dedim.
-"Sana az önce bir uyarıda bulundugumu sanıyordum." Diye atladı hemen.
-"ya söylesen ne olacak ki?" Diye direttim. Bence hâlâ biraz da olsa şansım vardı.
-"Bahçede" diyip sınıfa girince bende onun peşinden gittim.
"-Eee bahçe nerede" dedim.
"-Ya kızım sende tahtalar eksik. Sabah buraya nasıl girdiysen öyle çıkarsın bulursun bahçeyi." Bu üslubu gerçekten beğenmedim. Daha doğrusu korktum. Korktugumu belli etmeyerek;
"-Uff tamam be, ben kendim bulurum" diye sınıftan çıktım.
Arkamdan birseyler mırıldandı ama duymadım.

Bahçeye indim. Neyse ki kantin karsımdaydı. Aramama gerek bile kalmamıştı. Kantine doğru ilerledim. Bir çardakta uyuyan güzeller ve yanında iki çocuk oturup konusuyorlardı. Daha doğrusu ellerinde telefon öylece konusuyorlardı.

Kantine gidip iki çikolata aldım. Gidiyordum ki tanıdık bir ses bana seslendi. Deniz beni çağırdı. Çardaga doğru ilerledim.
"-Merhaba" biraz utangaç olarak söyledim ama iyiydim yine.
"-Merhaba" diye atladı Aleyna ' nın yanında oturan çocuk.
"-Ben Anıl, bu da benim aşkım" diye Aleyna ' yı işaret etti.
Demek Aleyna ve Anıl sevgililer.
Aleyna ' yı işaret edince, Aleyna ' da tebessümle karşılık verdi.
"-Bu da suratı herzaman yerlerde olan, bizim suratsız çocuğumuz Toprak"
Deri ceketli çocuğu işaret etmişti. Toprak'a bakıp tebessüm ettim.
Ama o değil bakmak başını telefondan bile kaldırmadı. Sonra gözüm Deniz'e kaydı.
"-Sen bakma bu suratsıza, ee okulu beğendin mi?" Diye sorunca Deniz, ilgim ve yogunlugumu ona verdim.
"-Yani, bilmiyorum. Sizden başka kimseyi tanımıyorum daha"
"-Yavaş yavaş açılırsın. Ama bazı suratsızlar seni rahatsız ederse bizi bul" dedi Toprak'ı igneleyerek.
Sonunda telefonu cebine attı ama hiç konuşmadı.
Bir saniye, bu gözünü Deniz'den ayırmıyordu ki. Acaba sevgili miydiler? Bunu daha sonra öğrenmeliyim. Fark ettimde ikiside siyahlara bürünmüştü.
Zil sesini duyunca düşüncelerimden sıyrılıp Denizlerin peşinden ilerledim. Anıl ve Toprak derse girmeyeceklerini söyleyip gittiler. Aklımdaki soruları cevaplamanın zamanı gelmişti bence.
"-Şey Deniz sana birşey sorabilir miyim?" Dedim.
"-Özele girmeyecekse sor."
"-Hmm, aslında biraz özel gibi" dedim. Alıştıra alıştıra sormam gerekiyor.
"-Toprak senin sevgilin mi?" Diye sorunca aniden ikisininde gözleri pörtledi.
"-Çok merak ediyorsan söyliyeyim hayır. Peki sen niye sordun ki? Yoksa Topraktan mı hoşlandın? "
"-Yok hayır hayır. Sana bakışları farklıydı ve gözünü senden ayırmıyordu da ondan sordum."
"-Bak senle sırdaş olabiliriz." Dedi ve koluma girip beraber sınıfa doğru ilerledik.

SİYAH'A MOLA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin