Bölüm 16

238 14 7
                                    

TOPRAK

Umut çetesinden Fatih denen şerefsizle konuştuktan sonra telefonu kapatıp masaya doğru geldim. Tahmin ettiğim gibi hepsi bana soran gözlerle bakıyordu. Hepsini geçiştirmeye çalıştım. Ama Kayra'ya anlatmam gerekiyordu. Durup ona baktığımda birşeylerin ters gittiğini anladı. Derin'de bir bana bir Kayra'ya bakıyordu ama birşey anladığını sanmıyorum. Bu böyle olmayacaktı. Hemen telefonumu alıp mesaj yazmaya başladım. Mesajı gönderdikten sonra başımı kaldırdığımda Derin'i masada görmedim.
"-Derin Nerede? "
"-Lavaboya gitti. Gelir şimdi" sorularıma herzaman ki gibi masal gibi sesiyle Deniz karşılık verdi. Kayra'nın mesajı görmesini bekliyordum. Şuana kadar görmediğine göre kessin telefonu sessizdeydi. Mal! Bu ve Anıl lazım olduğunda kessin birşeyler yaparlardı. Bu sefer de yapmıştı yapacağını. Derin bir nefes aldım. Şimdi herkesin ortasında söyleyemezdim. Ee Kayra ve Anıl'ı masadan alırsam kızlar yanlış anlayacaktı. Ama zaman kaybetmememiz gerekiyordu. Derin eğer gelirse çocukları alıp konuyu açardım. Ama Derin yoktu. Bari sen lazım olduğunda işe yara be kızım!..

DERİN

Mesajı okuduktan sonra hemen sildim ve hızlıca lavabodan çıkıp aşağı indim. Acele etmem gerekiyordu. Çünkü acele etmezsem eğer kan dökülecekti. Masaya doğru ilerledim. Hay aksi! Ben telefonu nasıl geri koyacaktım yerine...

Masaya oturur oturmaz Toprak ayağa kalkıp;
"-Kayra ve Anıl gelsenize bir beş dakika" dedi ve hepsi bize uzakta olan masaya ilerlediler. Bende fırsattan yararlanıp telefonu eski yerine bıraktım.
"-Bunlar bir iş karıştırıyorlar ama hayrola" dedi Deniz. Haklıydı hemde çok haklıydı.
"-İş çeviriyorlar. Evet ama hiç de hayırlı değil" dediğim an ikiside bana döndü.
"-Ne diyorsun sen Derin?"
"-az önce, lavaboya gitmeden önce Kayra'nın telefonunu aldım. Ve gizliden Toprak'ın gönderdiği mesajı okudum. Fatih kim bilmiyorum ama onlarla çok kötü kavga edecekler çıkışta"
"-Uff! Fatih, Umut'un yanındaki arkadaşı. Ama bıktım bunların kavgalarından be!"
"-Ama Deniz, Toprak 'silahlar bende hazır' diye de mesaj göndermişti" deyince ikisi bir ağızdan
"-Neeee!" Diye bağırdılar.
"-Ya bir sessiz olun. Belli etmeyin, şimdi ne yapacaz onu düşünelim"
"-Silah mı? Yok artık. Bizim elimizden ne gelir ki?"
"-Uff bilmiyorum ama çıkışa kadar birşeyler yapmamız gerekiyor Aleyna"
"-Tamam kapatın konuyu geliyorlar"
Kayra gelip yanıma oturunca
"-Ne konuştunuz?" Diye sordum.
"-Hiç, erkek erkeğe biraz sohbet ettik"
"-Toprak'ın sohbet etmeye çok ihtiyacı varmış. Baksana bizi burada bırakıp, gidip sohbet ettiniz"
"-Yaa evet" Kayra'nın bu cevabı üzerine gözlerimi devirdim.
"-Kayraa, yemezler. Dökül bakalım" deyip yanağından bir makas aldım. O da kulağıma egilip;
"-Sonra anlatsam olur mu?" Dedi.
"-Peki öyle olsun" Ben hiçbirşeyden haberim yokmuş gibi onunla konuşurken bir yandan da onları nasıl durduracağımı düşünüyordum. Sonra aklıma bir fikir geldi.
"-Kayra akşam birşeyler yapalım mı? Yalnız ikimiz ama. Özel bir gece olsun" elini Kıvırcık saçlarından geçirdikten sonra;
"-Hm, bu akşam gitmesek olmaz mı?"
"-Niye? Bu akşamın ne özeli var?"
"-Şey, bir özeli yok aslında"
"-Mesela maç yok, sınav yok, zaten arkadaşlarla buluşacaz dersen hergün görüyorsun. Bahanen kalmadı. Akşam görüşüyoruz" dedim ve gülümsedim. Ve hiç beklemediğim bir şekilde ayağa kalkıp ceketini giydi. Ben hâlâ anlamsız bir şekilde ona bakarken;
"-Ne öyle bakıyorsun? Kalksana!" Çok bağırarak söylediği için kalbimi kırmıştı. Ben hâlâ olayın şokundayken Kayra hızlıca elimden tutup beni masadan kaldırdı ve nereye gittiğimizi bilmeden yürümeye başladık..

KAYRA

Derin lavabodan gelir gelmez Toprak üçümüzü toplayıp konuşmak istediğini söyledi. Başından beri birşeyler döndüğü belliydi. Umutların kavga etmek istediğini söyledi. Benim için hava hoştu. Zaten daha Derin'imin intikamını almamıştım. Anlaşmamızı yapıp masaya doğru ilerledik. Az da olsa sinirlenmiştim, ama bunu Derin'e yansıtmak istemiyordum. Ama Derin çok zorladı beni. Ve hiç düşünmeden kolundan tutup arabaya bindirdim. Çok sinirlenmiştim. Ne kadar zamandır araba kullandığımı bilmiyordum. Ve çok hızlı gidiyordum. Başımı çevirip Derin'e baktığımda ağladığını gördüm. Allah belamı versin! Şu kızı nasıl ağlatabilirim ben! Arabayı sahil kenarına çekip arabadan indim. Derin'de indi. Onun yanına gidip;
"-Derin Özür dilerim. Ben sana bağırmak istemedim"
"-Kayra senden yalnızca bir geceliğine beraber birşeyler yapalım dedim ama senin bizi getirdiğin duruma bak. Kabul etmiyorsun. Niye diye sorduğumda ise cevap vermiyorsun ve kalbimi kırıyorsun. İşte sen busun. Herzaman ki gibi içinde o ukala çocuğu taşıyorsun. Ondan kurtulamadığın sürece beni yanında göremezsin. Çünkü kalbimi fena parçaladın Kayra. Bırakta parçalarını toplayayım" bu söyledikleri üzerine gözyaşlarım gözlerime, ordan da yanaklarıma hücum etmişti. Engel olamıyordum. Ben bu küçük kızımı nasıl da kırmışım meğer. Ve hiç düşünmeden Derin'in dudaklarına yapıştım. Tam kendimden geçiyordum ki Derin'in tokadı ile kendime geldim. Derin gidiyordu. Böyle çekip gidemezdi. Herşeyi kolay kolay bitiremezdi. Peşinden koşup kolundan tuttum.
"-Derin çok özür dilerim. Gel otur konuşalım" dedim ama nafile.
"-Kayra herşeyi daha kötü yapmadan bırak" ve onun dediğini yaptım. Gitmesine izin verdim. Arkadan ona öylece bakakaldım. Küçük kızım gidiyordu. Birgün yine geleceğini bile bile.

Derin gideli tam iki saat olmuştu. Ve ben hâlâ aynı yerde arabanın içindeydim. Ne düşündüğümü bilmiyordum. Aklım çok karışıktı. Acaba Topraklarla gitsem mi, ya da Derine mi kendimi affetirsem?

Ne olursa olsun Toprak ve Anıl'ı yalnız bırakamazdım. Onlar benim kardeşlerimdi. Ve arabayı okula doğru sürmeye başladım..

TOPRAK

Kayra'ya ne olduğunu anlamadığım birşeyler olmuştu. Derin'i fazla incitmişti. Umut'lara ne kadar kızgın olsakta bunları kızlara yansıtmamamız gerekiyordu. Bunu zaten en iyi Anıl beceriyordu. Şuan Aleyna ile Sarmaş dolaş oturmuşlar. Bende sabahtandır Kayra'dan beni aramasını bekliyordum. Ama aramıyordu. Belli ki aramayacaktı. Bende fırsattan yararlanıp Deniz'i alıp yürümeye başladık.
"-Siz ne işler çeviriyorsunuz? Hele o Kayra bir gelsin onu paramparça edecem. Kendini ne sanıyorda kıza bağırıyor ya" işte bu Deniz. Kendi sorunlarından çok başkalarının sorunlarıyla ilgilenir.
"-Boşver Denizim. Onlar kendi aralarında hallederler. Biz kendimize bakalım" deyince gülmeye başladı.
"-Ee beni niye çağırdın? " sorduğu soruyu takmadan elimi beline atıp kendime çektim.
"-Deniz çok konuşuyorsun"
"-Toprak sana bir soru sordum"
"-Ya boşversene. Ben burda Sevgilimi almış yürüyorum. Sen de birsürü soru soruyorsun"
"-Peki öyle olsun Toprak bey"
Biraz yürüdükten sonra Anıl ve Aleyna'nın yanına gittik. Tam oturuyorduk ki Kayra geldi. Sinirliydi, üzgündü. Ya da ben öyle görüyorum.
"-Derse girmeyelim bence. Önce kızları eve bırakalım, sonra işimizi halledelim" Kayra'nın fikrine hepimiz katıldık.

Kızlar Derin'in yanına gideceklerini söylediler. Biz de onları oraya götürdükten sonra futbol sahasına doğru ilerlemeye başladık.

**************
Siktir! Futbol sahasına gittiğimizde en az 15 kişi vardı. Ya da ben sayamıyordum. Şerefsizler! Ama bizde de kendimizi savunacak malzemeler vardı. Siz bittiniz lan!..


DERİN

Kayra ile ayrıldıktan sonra eve geldim. Kayra'nın bana nasıl davrandığı umrumda bile değildi. O beni düşünmüyor olabilir ama benim ona yardım etmem gerekiyordu. Kızlara buraya gelmeleri için mesaj attım ve geldiler..
"-Bence onları takip edelim ve sahayı basalım. Ortada biz olunca 2 tarafta kavga etmez bence" diye bir öneride bulundu Deniz.
"-Bence polis çağıralım" buda Aleyna'nın fikriydi.
Bana göre Deniz'in önerisi daha mantıklıydı. Ve öyle de yaptık.

Deniz bana kavgalarını herzaman futbol sahasında yaptıklarını söyledi. Doğruydu da oraya gelince erkek seslerini duyduk. Tam kapıyı açıp içeri giriyorduk ki silah sesi ile olduğumuz yerde kaldık.

Sahaya girdiğimizde Toprak'ın elinde silah gördük. Ama iyi ki silahı havaya sıkmıştı. Hepimiz derin bir oh çektik.
"-Toprak, bırak o elindekini" Deniz'in sesiyle kendime geldim. Ben hayatımda silah görmemiş kızdım.
Kayra! Kayra'ya bişey olmamış. Allahım şükürler olsun. Hemen yanına gittim. O güzel yüzünü ellerimin arasına aldım.
"-Kayra hadi gel gidelim. Ne olur! Birşeyler olmadan hemen eve gidelim"
"-Senin ne işin var burda Derin? Çabuk kızlarla gidin burdan yoksa kalbini çok fena kırarım!" Onu ilk defa bu kadar sinirli görüyordum. Pardon sabahta sinirlenmişti.
"-Aa çok ayıp ama bak benim Bebeklerim gelmiş. Kayra azıcık kenara çekil de bebişlerimle oynayayım" Kayra ve Anıl bunu duyar duymaz Umut'a saldırdılar. Toprak, Deniz yüzünden hareket etmiyordu. Daha doğrusu Deniz onun önüne geçmiş ve koluyla onu tutup önünü kesmişti. Umutlar'ın yanındaki o 11 kişi silahı görünce kaçıp gittiler. Umut, Fatih ve Ömer kalmıştı. Ben daha fazla dayanamayıp Kayra'yı tuttuğum gibi kenara çektim. Anıl ve Umut kavga ederken, Fatih ve Ömer onları ayırmaya çalışıyorlardı. Kayra kolunu elimden kurtarıp;
"-Derin çık git burdan" dedi. Çok öfkeliydi, nefesini yüzümde hissediyordum.
"-Kayraa...." sözüm bir silahın daha patlamasıyla yarım kaldı. Arkamı dönemiyordum. Korkuyordum. Gerçeklerle yüzleşmek ağır geliyordu. Sonra Aleyna'nın çığlık sesi kulağımı doldurdu. Arkamı dönmemle Anıl'ı Aleyna'nın üzerinde, yerde kanlar içinde görmem bir oldu. Anıl vurulmuştu... Hem de Toprak onu vurmuştu...

SİYAH'A MOLA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin