BTS'in Başı Türklerle Dertte

♈61.Sanırım Kaçmam Gerek♈

ELİF

-geç ada içeri.

Ada somurtarak içeri girdiğinde arkasından jungkookta geliyordu. Hızla önünü kestim. Bunu yapmamla kaşlarını çattı.

Jungkook
-beni eve almayacak mısın?

Dilimi damağımda şaklattığımda kaşlarını havaya kaldırdı ve elini kalbine götürdü.

Jungkook
-beni, jungkookunu, cidden içeri almayacak mısın?

Başımı iki yana salladım. Sevgili ayağına eve gelip burada kalıyor. Buna izin veremem.

Jungkook
-ama ada benim sevgilim. Bu yüzden onun evine girebilirim.

Dedi ve bir adım attı. Hızla öne atılıp kolunu tuttum ve ters çevirip sırtına döndürdüm. Ardından diğer elimi başının arkasına koyup kapıya yasladım. Bunu yapmamla inledi.

Jungkook
-aah... Bu acıdı, bırak beni.

Ada
-jungkookiemi bırak eliiif.

Jungkookun kulağına doğru eğildim. Bu sırada hala inliyordu.

-sana. Eve. Girmeyeceksin. Dedim.

Bunu söyledikten sonra iki elimide üzerinden çektim ve ileri doğru itekledim. Sendeleyerek zar zor ayakta durdu. Bunun üzerine ada koşarak dışarı çıktı ve kollarını ona sardı.

Ada
-sevgilim, canını acıttı mı?

Jungkook başını iki yana salladı.

Jungkook
-evet elmalı turtam, başımı kapıya vurduğumda dudağım acıdı.

Dedi ve dudaklarını büzdü. Adanın gözleri direkt dudaklarına kayınca yüzümü buruşturdum.

Ada
-tamam kremalı pastam, öpmemi ister misin?

Jungkook başını salladığında ada öpmek için parmak uçlarında yükseldi. Hızla yere eğildim ve ayakkabımın tekini elime alıp melek teyzenin bana öğrettiği gibi terliği adaya fırlattım. Tam on iki'den. Evet, yıllarca adanın annesi melek teyzemden terlik atma eğitimi aldım. Ne var bunda!

Ada
-ahh... Kafaam... Hayvan mısın kızım sen.

Elimle evin içerisini gösterdim.

-ada geç içeri bozma asabımı. Yoksa buluşmanızıda yasaklarım bundan sonra.

Ada dudaklarını büzerek geriye gittiğinde bu sefer jungkookun gözleri adanın dudaklarına kaydı. İkiside birbirinden sapık.

Jungkook
-görüşürüz ketçaplı patatesim.

Ada
-görüşürüz çikolatalı kurabiyem.

Bu iğrenç diyaloktan sonra ada içeri girdi. Kapıyı jungkookun suratına kapadım ve ben de içeri girdim. Ada elleri belinde beni bekliyordu. Gözlerimi devirdim ister istemez.

Ada
-sevgilimle arama giremeyeceksin elif!

Kollarımı göğsümde birleştirdim.

-evet canım ondan. Derya mutfakta git ona yardım et, ben uyuyacağım.

Ada
-seni-

Alayla güldüm.

-beni ne ada? Hadi dediğimi yap.

Dedim ve bir şey demesine izin vermeden odama çıktım. Yorgundum. Hemde hiç olmadığım kadar. Bu bedenen değil, ruhen bir yorgunluktu.

Tüm aptallar bizi buluyor.