BTS'in Başı Türklerle Dertte

♈6.Cidden Mi?♈

ELİF

Bu çocuk cidden ne yapmaya çalışıyordu? Sanırım biraz sert tepki vermiştim ama ne yapayım haketti.
Bir daha da başkalarının masasına öyle lap diye oturmaz. Ne! Bana öyle bakmayın. Sizin masanıza da tanımadığınız biri -kısmen tanımıyorum- otursa siz de tepki gösterirdiniz.

Kesinlikle boynuna atlardım.

Sen sus!

Derin bir nefes alarak gözlerimi kapadım. Olanları Deryaya anlatmalı mıydım? Hayır hayır, bunları ona anlatamam. Çünkü kendisi koyu bir BTS fanı. Anlatırsam sanırım yaptıklarımdan dolayı beni boğardı. Canımı kasapta bulmadım ben, söylemeyeceğim.

2 gün sonra tekrar aynı kafeye gittiğimde bu sefer Derya benimle gelmemişti. Geçenki gelişime göre daha havalı bir şekilde girmiştim içeri çünkü sadece kartı olanlar girebiliyordu. E ben de doğuştan VIP olduğum için girebiliyordum. Ehuehuehu....

Allah senin gülüşünün belanı versin. Biri duysa at kişniyor sanır.

Bir sus be!!

Saçlarımı savurarak kafeden içeri girdiğimde kendimi bir adet Brad Pitt gibi hissediyordum. Ne? Adam yakışıklıydı ve Jimin'i reddettiğim için kendimi şu sıralar yakışıklı görüyordum. Beni sorgulamayın! Kafeden içeri girdiğimde orada olmadıklarını gördüğümde içim rahatlamıştı. Tekrar BTS grubundan birini tersleyip çarpılma tehlikesi atlatmak istemiyordum. Hızla geçen gün oturduğum masaya oturdum. Bir kahve sipariş ettim ve elime kitabımı aldım.

Huzur...

Bu arada Derya gelmemişti çünkü korecesi benimki kadar iyi değildi. İyiydi ama akıcı konuşamıyordu. Bu yüzden de okuldan bir arkadaşıyla evde çalışmaya karar vermişti.

Yaklaşık 10 dakika sonra kafenin kapısı açılıp kapanmış ve içeri BTS grubu girmişti. Niye hep buraya geliyorlardı ki, sanki başka kafe yok. BTS'in sürekli bu kafede takıldığını Armylerine söylesem mi diye fesat düşüncelere dalmış kitap okumaya çalışırken, Jungkook bana doğru gelmeye başladı. Sanırım biraz önce kurduğum cümle hayatımda kurduğum en uzun cümleydi...

Sanırım dün Jimin'in yaptığı şey için benden özür dileyecekti. E görgülü çocuk tabii. En küçükleri her zaman en görgülü olanlarıdır lafı doğruymuş. Tamam kabul ediyorum bu lafı ben uydurdum.😑

Jungkook dün aynı Jimin'in yaptığı gibi karşıma oturdu ve bana doğru eğildi.

Jungkook
-oturabilir miyim?

Yav bunlar bana sırayla mı geliyorlar? Yav artık Armyniz değilim bir bırakın beni ya. Hem oturduktan sonra oturabilir miyim denir mi lan?

Yemin ediyorum aptalsın. Dün yaptığın hatayı düzeltmen için Allah sana bir şans daha verdi. Bu şansı değerlendir!!

Öhö öhö. Her şeye bir burnunu sokma ya. Ben sana seslendiğimde gel.

İç sesime sövüp göz ucuyla Jungkook'a baktım. Gözlerini pörtletmiş bana bakıyordu. Dün yaptığım gibi kitap okuyor gibi yaptım. Aslında gelmeseler okuyacağım da neyse...

-oturdun zaten.

Dediğimle birlikte biraz bozulmuşa benziyordu. Tamam lan, şaka şaka otur. Kızardı hemen. Etrafta kimse olmasa o yanaklarını sıkardım ama yine iyisin hadi.

Jungkook
-merhaba ben Jeon Junkook. Bana Jungkook diyebilirsin.

Aramızda gergin bir sessizlik olduğunda yerimde kıpırdandım.

Jungkook
-sen bana adını söylemeyecek misin?

Söylemeyeceğim lan. İnat değil mi demeyeceğim. İkiniz de orta yerinizden çatlayın. Hayır arkadaş ne meraklılar adımı öğrenmeye.