♈12.Demek Adın ELİF♈

27.7K 2K 622
                                    

Mediayı yirim, yirim, yirim jsjsjs

ELİF

Gözlerim boş bir yer ararken tek boş yerin Jimin'in yanı olduğunu görmem bende kafamı masaya vurma isteğini artırmıştı. Neden bu aptalın yanı boş ki sanki. Bir de beni çağırmış fotoğraf çekinmek istiyor. Hayır ünlü olan sensin, neden ben seninle fotoğraf çekinmek istememişken sen benimle çekinmek istiyorsun ki? Allah aşkına ne istiyorlar benden?!

Garson fotoğraf çekmek için kamerayı aldığında gözlerimi devirip Suga ile Jimin'in arasına oturdum. Garson karşımıza geçti ve hepimizi kadraja aldı. Tam çekeceği sırada Jimin bana doğru yaklaşmaya başlamıştı. Yanağımı öpmeyecek öyle değil mi?

Huh...

Hayır ben bu kadar hırslı bir insanı hayatımda ilk defa görüyorum.

Jimin bana doğru yaklaşırken hızla eğildim ve... Ve... O Sugayı mı öptü?!  Ahhaahah...

Suga kocaman olmuş gözlerle başını yanına çevirdiğinde yüzü dehşete düşmüş Jimin'i gördü.

Üçüncü dünya savaşı?

Suga
-ne yapıyorsun lan sen?!!

VAllaha ne yalan söyleyeyim Suga'nın şu surat ifadesinden korkmadım da değil. Ama Jimin'in şaşırmış yüzü komiklik bakımından daha ağır basıyordu. Ahaha tipe bak laan...

Jimin
-hyung vallaha bilerek olmadı.✴bu nasıl olur?! Suga hyungu nasıl öperim. Hemen bir kaslı plan yapmalıyım. Şimdi içinde olduğum duruma bakarsak %73.8 ihtimalle Suga hyung kalkmadan Elif'i üzerine atıp kaçabilirim. Bundan sonraki hayatımı da sokakta şarkı söyleyerek geçiririm. Hem böylece para kazanıp Bay Bobs'a bakabilirim."
"Allah belanı vermesin senin. "
"Tam zamanında geldin kaslı iç sesim. Ne yapacağım hemen taktik ver. "
"Bence ne yap biliyor musun?
Bir daha öp hspdkdldşfndls... "
"Yah!! Bir de random gülüyor, aptal!"

Suga
-dua et kızlar var. Sen eve girriğimizde bittin.

Jimin ve Suga hariç herkes kahkahalarla gülüyordu. Geriye döndüm ve arkamdaki Deryayı dürttüm. Şaşkın şaşkın bana baktı. Büyük ihtimalle en büyük şoku o yaşamıştı çünkü Derya Suga ve Jimin'i shipliyordu.

-Derya ben çıkıyorum, sen hesabı ödeyip gelirsin.

Derya
-t.tamam, sen git.

Jimin'e bakmadan hızla çantamı aldım ve ciddi bir surat ifadesi takınarak dışarı çıktım. Zar zor gülmeden dayanmıştım. Dışarı çıktığımda dizlerimin üzerine çökerek kocaman bir kahkaha attım. Jimin'in yüzü gözümün önünden gitmiyordu.
Yoldan geçen birkaç kişi bana deliymişim gibi baksa da umrumda değildi. Ne yani, kim her gün bir ünlünün bu şaşkın halini görür ki? Tabiki güleceğim.

Kahkaham en sonunda bitmiş ve üstüme çeki düzen verebilmiştim. O anı unutmak için derin nefesler alıp vererek yolda yürümeye başladım. Evet, sanırım biraz daha gülersem beni deli diye kendi ülkeme yollayabilirlerdi. En iyisi eve gidi-

-ah! Kafam!

Diyerek geriye sendeledim. Bir duvara toslamıştım ama kafenin önünde ne zamandan beri bir duvar vardı?! Başımı tutarak hemen önümde duran şahsiyete baktım. Başında bir şapka, yüzünde maske gözlerini kısmış bana bakıyordu.

V
-neden bağırıyorsun? Bağıracağına önüne baksana aptal!

Bu... Bu... Taehyung? Tam biasımı sonunda görebildiğim için halaya durmaya hazırlanıyordum ki söylediği kelime kafamın içinde halay çekmeye başladı. A.aptal mı dedi o?
Sensin o beyinsiz, odun, salak, kalas....

BTS'in Başı Türklerle Dertte Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin