BTS'in Başı Türklerle Dertte

♈8.Hyung Alnım Acıdı♈

JUNGKOOK

Yanlış mı hissettim? Sanırım hayal gücümdü. Ama, ama hayal gücümse neden alnım acıyor? Resmen alnıma vurdu. Ama bunu nasıl yapar? Onun beni öpmesi gerekiyordu. Acaba çok sert öptüğü için mi acıdı? Tanrı aşkına ne diyorum ben?!!

Harbi oğlum ne diyorsun sen?

Ya bir git. Bir de seninle uğraşamam iç ses.

Aman, sen de Jimin gibisin. Onun iç sesi kankim olur da oradan biliyorum. O da senin gibi salakmış.

Ya bak git arkadaşım.

Tamam ya gidiyorum. Ama gitmeden bir şey diyeceğim. Ahahahahaha.... Nasıl dayak yedin laaann ㅋㅋㅋㅋㅋㅋ

Yah! Git artık!

Pki...

Evet. Sıyırdım ve iç sesimle konuşuyorum.

Kızın bana kalk demesiyle başım eğik bir şekilde kendi masamıza geçtim. Bizimkiler bana kahkahalarla gülüyorlardı. Hadi ama, en azından şansımı denedim. Üstelik... O kadar tatlı aegyo yapan birisi nasıl bir anda şeytana dönüşebilir ki? Bu evrenin kurallarına aykırı.

Jimin hyung sesini çocuk sesi gibi yaparak benimle dalga geçmeye başladı.

Jimin
-aguguguguguguuuu~ Benim Jungkookum'a ne yaptılaaar~ Hyungunun öcünü almaya gitti de dayak yiyip mi geldi benim Jungkookuum~

Gözlerimi devirdim. Neden normal arkadaşlarım yok? Hepsi Jimin hyungun saçma ve gereksiz bir şekilde benimle dalga geçmesiyle daha fazla gülmeye başlamışlardı. Ben bunları hakedecek ne yaptım? Tek istediğim Jimin hyungun daha az rezil olmasıydı. 😑

-hyung hiç gülme. Dün senin halini de gördük.

Jimin hyung kahkahalarının arasında zar zor konuştu.

Jimin
-en azından ben dayak yemedim. Şu an tüm acılarımı unuttum. Ahhahahahhahahaaa...

Jhope
-yüzünün aldığı ifadeyi gördünüz değil mi? Sanki orada 'ben nereye düştüm' der gibi bakıyordu. Bu çok komiiik...

Namjoon
-hele o dudağını uzatırkenki yüz ifadesi... Ahahahahah...

Bu hiç adil değildi. Yalandan da olsa ilk defa birine açılmıştım. En azından vurmasaydı.

-tamam gülmeyin artık.

Daha fazla gülmeye başladıklarında gözlerimi kıstım. Neden küçükleri hep böyle eziyorlar?

Eve gittiğimde Twitter'da #JungkookaGülmeyin isimli bir tag açacağım. 😒

Suga
-ahhahhahhaahhh... Jungkook ne olduu...

Suga hyung gülmekten konuşamıyordu bile. Normalde gülmeye bile üşenen adam karşımda resmen kahkahalarla yerde yuvarlanıyordu. Bak hyung didim, kalk didim, yakışmıyor didim. Tabiki de demedim. Deseydim beni her gün hobi olarak döverdi. Çünkü o Suga, Swag Suga.

Bir boğaz temizleme sesiyle hepimizin gözleri kıza döndü. Kız bize ölümcül bakışlar atıyordu ve bu... Tanrım korkunçtu! Bu nasıl bir kız böyle?

Onun bu bakışının üzerine Suga hyung da dahil hepimiz susmuştuk. Düşünün Suga hyung bile sustu dedim. O derece baktı kız. Resmen gözünden kırmızı bir lazer gönderdi bize. Kızdan korktukları için bizimkilere çarpık bir şekilde güldüm ve ayağa kalktım. Burada benimle dalga geçen grup üyeleriyle oturmaktansa eve gider kendi odamda ölümümü beklerim daha iyi.

♊♊♊

Evin kapısını çaldığımda kapıyı V hyung açmıştı. Dağılmış sarı saçlarıyla bana bakıyordu. Anlaşılan yine depresyona girmişti.

V
-ne oldu, Jimin'in batırdığı işi hallettin mi? Bak senden ümitliydim.

Taehyung'un iyiymiş gibi davrandığı belliydi çünkü yüzünde donuk bir gülümseme vardı. Onu tanımayan biri bile anlayabilirdi bunu. Suga hyung araya girdi.

Suga
-evet evet. Kızla öyle bir yakınlaştı ki kız alnına fiske attı.

Dedi Suga hyung ve daha sonra gülerek kendi odasına gitti. Aman. Anlatmasan olmaz değil mi?

Taehyung saçlarını karıştırırken içeri doğru yürümeye başladı.

V
-düzgünce anlatın, ne oldu?

Ben de darkasından ilerlemeye başladım. Ardından koltuğa oturdum. Derin bir nefes alarak yüzümü acıklı bir hale sokup elimin birini kalbime götürdüm.

-o gün güneş bir başka doğmuş, bir başka ışıldatıyordu dünyayı. Kuşların cıvıltıları içerisi-

Kafama gelen yastıkla bağırdım.

-yaah! Anlatıyorum işte!

V
-düzgünce anlat.

Homurdanarak yastığı yanıma koydum.

-iyi. Kızın yanına gidip oturdum ve sohbet başlatma amaçlı adını sordum. O ise bana sadece baktı ve cevap vermedi. Ben de ikinci planımı devreye sokarak yakışıklılığımı kullandım ve ona "Benimle sevgili olur musun?" dedim. O da güldü ve kendinin de beni sevdiğini söyledi. Ben de inandım hyung ne yapayım. Daha sonra gözlerimi kapatmamı, beni öpeceğini söyledi. İlk defa bir kız beni öpecekti, heyecanlandım tabi. Kapatmaz olsaydım. Gözlerimi kapadığım anda alnıma bir fiske yedim. Ben şok, bizimkiler vefat,
kız p*ç smile. Yok böyle bir şey.

Taehyung kahkahalarla gülmeye başladığında dondum kaldım. Eskisi gibi gülüyordu. O kendine has gülümsemesini yüzüne yerleştirmişti. Hatta onun gülmesine sinirlenmedim, tam aksine mutlu oldum. O malum olaydan sonra ilk defa bu kadar mutlu görüyordum onu. Tamı tamına bir ay. Bir aydır gülmüyor ve kendi gibi davranmıyordu. Bir ay önce hepimizin mutluluğu olan adam şimdi kibirli, kimseyi takmayan, kendini düşünen bir adama dönüşmüştü. Üstelik onu bu hale getiren tek bir kişiydi.

V
-de.demek sana fi.fiske vurdu.
Ahahhhahaaaaaaa...

Tamam ama bu kadarda fazla hyung. Yüz verdik astarını istiyorsun. Gülme artık.

V
-tamam o zaman ben senin öcünü alırım.

Bir anda ciddileşerek bunu söylemesiyle sesli bir şekilde yutkundum. Gerçekten korkutucuydu. Yoksa kendine bir eğlence aramak için mi öcünü alırım dedi? Yapma hyung, etme hyung. Kız yabancı, ülkesi dava açar bize.

-nasıl alacaksın hyung?

Jimin
-benim de öcümü al Taehyung!

Jimin hyungun böğürtüsünü duyduğumda gözlerimi devirdim. Üstelik Jimin hyung ile V hyungu ilk defa aynı tarafta görüyordum. Anlaşılan Jimin hyungta sinirlenmiş ama benim kadar sinirlenemez. Alnıma resmen fiske yedim. Üstelik benden küçük bir kızdan. Yani küçük duruyordu. Üstelik atarlıydı da.

V
-nasıl mı alacağım? Siz orasını bana bırakın.

Al işte...

Hepinize BTS'li günler😏🐿️