♈11.Voah...Çok Havalısın♈

26.8K 2K 447
                                    

JİMİN

Cadı kafeden arkadaşıyla birlikte girdiğinde sanki özellikle buraya bakmamak için uğraşıyor gibiydi. Ancak onun aksine arkadaşı bize normal - bu normal mi pek emin değilim- bir army gibi bakıyordu. Peki ya o arkadaşı da kendine benziyorsa. Tanrım, rüyalarıma bir cadı yetiyor. Lütfen ikinci bir cadıyı karşıma çıka-

Dur bir dakika. O kız buraya mı geliyor? Hayır canım neden gelsin ki? Sanırım dün Suga hyung kafama çok sert vurduğu için halüsinasyon görüyorum. A.ama geliyor... Jungkook beni dürttüğünde yandan ona baktım. O da beni baktığım yere bakıyordu.

Jungkook
-hyung, ben yanlış mı görüyorum yoksa kız bize doğru mu geliyor?

-emin değilim kookie, bu bir kabud da olabilir. Beni bir cimcikle.

Elini koluma getirip etimi sıkıştırdığında inledim.

-aoov, bu acıdı!

Derken kolumu ovalıyordum.

Jhope
-ne yalan söyleyim bir şey yapmamış olmama rağmen ben de korkmuyor değilim. Ya geçenki olanlar yüzünden ortalığı birbirine katarsa? Ayrıca yanlış görmüyorsunuz, bu tarafa geliyor. İsterseniz biraz endişelenin.

Oturduğum sandalyeyi Suga hyunga doğru kaydırdım. Eğer kız bir şey yaparsa beni en iyi o korur. Gerçi koruyacağından da pek emin değilim ama ihtimaller doğrultusunda en güvenli yer onun yanı.

Kız bizim masamıza gülümseyerek yaklaştı ve tam önümüzde durdu. Acaba gülümsemesinin nedeni bizi öldürmeden önce iyi davranmak mı? Sonuçta bu şekilde davranan bazı katiller var. Önce kurbanlarına iyi davranıyorlar, sonra da birden bıçağı boğazlarına dayıyorlar. Yoksa... Yoksa kaslarımı mı kesecek?!!

Derya
-pardon ama siz BTS'siniz değil mi?

Dedi kocaman gülümseyerek. Elleri hafif titriyordu. Önce sağıma, sonra soluma baktım. Ardından bizi işaret ederek.

-b.biz mi?

Dedim. Gülümsemesi arttığında sert bir şekilde yutkundum.

-evet siz.

Derin bir nefes alarak sakinleşmeye çalıştım. Huh... Sakin ol Jimin.

-E.evet.

Evet sesim titredi. Resmen kızdan korkuyorum. Ama bunu diğerlerinin bilmesine gerek yok.

Derya
-ben sizin bir hayranınızım. Acaba bir imzanızı alabilirmiyim?

Hepimiz kocaman gözlerle ona bakakaldık. Yabancı bir armymize Korede rastlamayı planlamıyordum. Üstelik o kızın arkadaşıydı. Hadi ama bu kız nasıl olur da onun gibi biriyle arkadaş olabilir ki? Bir dakika bir dakika, bunu kendi lehime çevirebilirim. Hehhehehheheeee...

"ne gülüyon lan kendi kendine?"
"lan yine mi sen?! Ama seninle uğraşamayacağım, malum işlerim var. Heheheheee... "
" o nasıl gülüş lan. Gidiyom ben"

İç sesime gözlerimi devirip kızın gözlerine baktım ve kocaman gülümsedim. Gülümsememe ve gülümserken kısılan gözlerime hiçbir dişi karşı koyamaz.
Çünkü ben JİMİNİM.

-tabiki. İstersen fotoğrafta çekinebiliriz. Senin gibi güzel ve tatlı bir kızı kırmak, bu güzel gözlere haksızlık olur.

Kızın gözlerinden kalpler çıkmaya başladığında gülümsemem arttı. O sırada üzerimde bir sürü göz hissettim. Göz ucuyla bizimkilere baktığımda hepsinin ağzı açık beni izlediğini gördüm.

Derya
-gerçekten mi?

Yerimden kalktım ve ona doğru uzanıp elini tuttum. Ardından elini dudaklarıma götürüp küçük bir buse kondurdum. Gözlerimi gözlerinden hala ayırmamıştım.

-ben... Böyle güzel hanımefendilere asla yalan söylemem.

Dedim ve geri çekildim. Kızın ise hala gözünden kalpler çıkıyordu. Ben buna JİMİN ETKİSİ diyorum.

-sizin gibi güzel bir bayana kabalık etmek istemem ama... Sizden bir şey isteyebilir miyim?

Kız kaşlarını havaya kaldırdı ve bana baktı. 

Derya
-tabi ne istersen.

Boğazımı temizledim ve uzaktan bizi izleyen cadoloz kızı çenemle işaret ettim.

-arkadaşının da adını öğrenebilir miyim? Senin gibi zarif bir kadının  arkadaşını da tanımak isterim.

Başını bir anlığına arkasındaki masaya çevirdi. Ardından tekrar bana döndü.

Derya
-şey, onun adı Elif.

Elif... Oohh... Üzerimde bir hafiflik hissediyorum. Sonunda adını öğrendim. Ahahahaa.... Elif. Elif. Elif. Sanırım delirmeye başlıyorum ama bu daha başlangıç Elif hanım. Zafer benim olacak.

Elinin birini aldım ve tekrar kendime çekip iki avucumun arasına aldım.

-neden arkadaşını da çağırmıyorsun? Birlikte çekinebiliriz.

Derya
-yalnız o artık sizinle pek ilgili değil. İstemeyebilir.

Artık demekle ne demek istedi? O önceden bizim hayranımız mıymış?  Peki neden bize o şekilde davrandı ve neden artık hayranımız değil? Sanırım tüm bu soruların cevabı için onunla konuşmalıyım.

-artık derken ne demek istedin? Neden şimdi hayranımız deği peki?

Derya
-nedenini ben de bilmiyorum. Bana da söylemedi. Ama bekleyin yine de çağırayım. Beraber fotoğraf çekinelim.

Kendi masasına doğru zıplayarak gittiğinde bizimkilere ezikleyici bakışlarımı atmaya başladım. Onlarınsa gözleri hala kocamandı.

Rapmon
-sen ne şeytan çıktın öyle.

Dedi Namjoon hyung. E yani hyung, siz daha beni tanımıyorsunuz.

-hiç kusura bakmayın. Başka türlü öğrenemezdim onun adını. Bu arada tebriklerinizi sonraya saklayın.

Jungkook
-hyung ne desem bilemedim. Bundan yararlanmak aklıma bike gelmezdi benim. Üstelik seni ilk defa bir kıza karşı böyle konuşurken görüyorum.

Oturduğum yerde geriye yaslanarak elimdeki hayali sigarayı ağzıma götürerek bir nefes çektim ve yere attım. Diğerleri bu halime göz devirse de umursamadım.

-Makneyciğim, sen beni hala tanıyamamışsın. Ünlü olmadan önce bana çapkın jimin derlerdi.

Jungkook
-voah... Çok havalısın hyung.

Gür bir kahkaha attım ve gözlerimi kıstım.

-biliyorum.

Evet. Eğer ki havalıysanız bunu her zaman kullanmalısınız.

Elif
-hadi çekinelim de hemen gidelim.

Onun sesini duyduğumda hemen oraya baktım. Yanında diğer kızla hemen karşı çaprazımda bekliyordu.

-kızlar bizim ortamıza gelin ki hepimizi çıkabilelim.

Aslında amacım Elf'i yanıma oturtmaktı. Tahmin ettiğim gibi benim yanım boş olduğu için yanıma oturmuştu. Çekmesi için garsonu çağırdığımda aklımda hınzır bir plan vardı. Evet Elif, hazır ol...

BTS'in Başı Türklerle Dertte Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin