17→ Köpek Sadakati

346 14 7
                                    

Bölüm 17 🐚

"bazı hayat hikayeleri o hikayeyi yaşayan kişinin ta kendisidir.
bazı insanlar, yaşadıkları hikayeye dönüşür.
yaşayan kişi öldüğünde, hikaye de gömülür."

**

Hayatımda çok az kez aynaya bakmıştım, çok az kez fotoğraf çekilmiştim.Çok az kez bir vitrinin yanından geçerken, görüntümün merakına düşüp kendime bakma zahmetine girmiştim.Başka kızlar kendilerini şöyle bir süzüp gördükleri şeyden memnun olmuş ifadeleriyle yollarına devam ederlerken, ben kendimi görebileceğim her şeyin yanından koşarak uzaklaşıyordum.Bu yüzden çehrem veya vücudum hakkında pek bir fikrim yoktu; zaten ben kendimi nasıl bulursam bulayım insanlar beni görmek istedikleri şekilde görecekti.

Onlara göre çirkin bir kızdım.Çirkinlik veya güzellik neydi, birisini çirkin yapan özelliklerin ne olduğuna kim karar veriyordu, bilmiyordum.Başkalarını yargılama hakkını kendinde bulan çok değerli kimseler tarafından güzel kategorisinden def edilmiş, bana dayatılan çirkin kız damgasıyla yaşamak zorunda kalmıştım.

Belki haklı olabilirlerdi; dış görünüşümü çok iyi bilmiyordum ki.İçimde yaşadığım, düşündüğüm, hissettiğim her şeye ne kadar yakınsam, aynadaki yansımama o kadar uzaktım.Kendimi en iyi tanıyan yabancı bendim.
Ama uzun zaman sonra ilk defa insanların bana baktığında gördüğü çehreyi merak edip aynaya bakma kararı almıştım.Orada göreceğim şeylerden çekiniyordum; Nisan göreceğim umuduyla baktığım aynada hastalığın iyice ele geçirdiği zavallı bir kız görebilirdim.

İnsanlar öldükten sonra çürüyüp şekilsiz bir hale ulaşırlarken, ben yaşadığım esnada böyle bir şeyle karşı karşıyaydım.Bedenim her gün biraz daha kendisini ölüme hazırlıyor, adeta Azrail'e iş çıkartmak istemiyordu.

Sımsıkı yumduğum gözlerim karşısındaki aynaya bakmamak için tüm gücüyle kirpiklerimi etlerime saplarken, gücünü yitirmekten kaynaklı olarak ellerim titremeye başlamıştı.Göz kapaklarımı kaldırsam aynada kendimi görecektim, hem de en yalın halimle.En son baktığımda yüzümde bir ton boya ve güzel sayılabilecek bir elbise vardı, şimdi ise tamamen bitik haldeydim.Aynaya baktığımda sadece kendimi görecektim, sadece Nisan'ı.

Titrek kirpiklerim son bir güçle aralandı ve çok geçmeden karşımda duran boy aynası görüş alanıma girdi, her şeyi olabildiğince ağırdan almama rağmen kaçınılmaz son beni buldu ve gözlerim aynada bana bakan yansımayla karşılaştı.

O da tıpkı benim gibi gözlerini hiç ayırmadan bana bakıyordu.

Ve korkunçtu.

Dudakları düz bir şekilde sabitlenmiş, boyası akmış mavi saçları acımasızca dağıtılmış bir kuş yuvası gibi dağılmıştı.Yüzünün beyazlığı, az önce inşaatçının biri tarafından yüzüne kireç atmışlar gibi durmasını sağlıyordu.Belirgin damarlarının yeşili, beyazlığın arasından hiçbir güzellik olmadan çıkmıştı.

Damarları o kadar belirgindi ki, yüzünün altından geçen kanın sesini duyuyorum sanabilirdiniz.Tabii bu yanlış bir düşünce olurdu, çünkü karşımda duran kızın damarlarından kan değil ancak ölümün sıvılaştırılmış acısı geçebilirdi.

Ne diyeceğimi bilemeyerek bakışlarımı karşımdaki yansımanın üstünde dolaştırdım, vücudundan aşağıya çuvalı andırır vaziyette inmiş olan siyah örgülü kazağın altında kalmış gibi görünüyordu.Kazağın hemen bittiği yerde, gri bir eşofman başlamış ve bacaklarını sarmak şöyle dursun; eteğe benzer bir görüntü çizmişti.

Bir Kelebek HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin