19→Özür Dilerim

222 11 9
                                    

Bölüm 19 🍁

* Bölüm şarkısı bu hikayeye, Nisan - Barış - Zehra üçlüsüne ve bu bölüme çok uygun olduğu için, herkesin anlayabilmesi adına Türkçe çevirisini koydum. Keyifli okumalar! 

2012 / Ocak

2011'den 2012'ye geçilen Aralık ayının son günü çevrede her şey normaldi; fırıncı yine taze ekmeklerini çıkarıp, bayatlamaya yüz tutmuş olanları sokak köpeklerine veriyor, her gün beşinci caddeden geçerek çocuğunu okula götüren kadın yine oradan geçiyor, ömrü boyunca belki de hiç pamuk şeker yiyememiş bir adam başkalarına pamuk şeker satıyordu.

Herkes kendi hayat mücadelesinin arasında boğulup giderken, başka bir yıla geçecek olmanın getirdiği hiçbir duygu onları daha farklı hissettirmiyordu. Evlerin önüne konulmuş çam ağaçları, bu insanların ay sonu borçlarını ödemeye yaramayacaktı. İlgi çekmek için konulan Noel Baba figürleri, sokaktan geçen evsizin karnını doyurmayacaktı. Yeni bir yıl elbette geliyordu, ama elinde kocaman tuttuğu bir sonsuzluk bavuluyla. O bavula en sevdiğiniz insanı, hayatınızı, işinizi koyup, sizi diğer yıla teslim edeceğinden emin olamıyordunuz.

Yeni yılın neleri getireceğine odaklanan insanlar, neleri götüreceğini akıl edemiyordu.

Tüm bu olağandışı olmayan ve yeni yıl bu gece değilmiş gibi davranan insanlardan farklı olarak, Barış'ın küçük apartman dairesi yeni yılın neşesiyle çalkalanıyordu. Evin içinde bir rock grubunun parçası çalarken, köşede kocaman bir çam ağacı vardı. Ağacın üstünde duran süslemeler ne kadar eski olsa da, ağaç o kadar heybetliydi ki üstünde duran süslemelerin modası geçmiş olduğu gerçeğini ört pas ediyordu.

Odanın her yeri kırmızıydı. Bu kırmızılık bir nevresimle, yahut bir kenarı kırmızı olan herhangi bir öteberiyle sağlanmıştı. Araya buyur edilen yeşil renkler ise, köşede bir dağ gibi duran çam ağacının gölgesinde kaybolmaktan kurtulamıyordu.

Barış, 2011'in ona getirdiklerine minnettardı ve bu yüzden 2012'yi de böyle büyük bir coşkuyla karşılamak istiyordu. Tıpkı diğer insanlar gibi, bu yılın onun hayallerinin ve sevdiklerinin hırsızı olacağını akıl edememişti.

"Emir'i eğlenmemiz için oyun getirsin diye aradım," dedi mutfaktan gelen ince ses. Sesinin inceliğine rağmen vurgusu dolu doluydu."Senin istediğin bir şey var mı?"

Barış boynuna doladığı süslemelerden bazılarını alıp etrafa koyarken,"Yok." diye cevaplandırdı karşısındaki sesi. "Senin her şeyi hallettiğine eminim, güzelim."

Cevabına karşılık mutfaktan bir kıkırtı duyuldu, bu kıkırtı Barış'ın düğmesine basmışlar gibi onun da dudaklarında bir gülümsemenin baş göstermesine sebep olmuştu.

"Barış, orada işin bittiyse yanıma gelsene."

İşi bitmemişti ama yine de boynundaki süsleri bir çırpıda kenara atıp, mutfağa yöneldi. Bu ses ondan kafasına bir silah dayayıp ateş etmesini istese dahi, kendisine bir saniyelik düşünme payı bırakmazdı. Mutfağın boş bulduğu her köşesine elindeki süsleri yerleştirmekte olan kız, hareket ettikçe kafasındaki küçük Noel Baba şapkası sallanıyordu. Şapkanın örtmeyi başaramadığı mavi saçlarının renginin arasına tuhaf sarılar girmeye başlamıştı, buna rağmen gökyüzünü andıran saçları ince omuzlarından tüm ihtişamıyla salınmaya devam ediyordu.

"Simleri biraz abarttım galiba," dedi kız, sesinin ince tınısına sızan hüzünle birlikte. "Yemeklerin arasına girmemiştir, değil mi?"

Barış, kızın küçük vücuduna arkadan sarılarak,"Bir şey olmaz." dedi, burnuyla şapkasının ucunu iteklerken. Şapka hafifçe havalanıp, yeniden yerine ufak bir rüzgar eşliğinde geri dönmüştü.

Bir Kelebek HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin